"Eskiden başkalarının çocukları için ağlardım. Şimdi kendi çocuklarım için ağlıyorum..."

Siyonist çetenin hiçbir uyarıda bulunmadan ailesinin Gazze'deki evini bombaladığı foto muhabir Mohammed Alaloul yaşadıklarını aktarıyor.

Mohammed Alaloul / Middle East Eye

İsrail-Filistin savaşı: Eskiden başkalarının çocukları için ağlardım. Şimdi kendi çocuklarım için ağlıyorum.

Ben bir foto muhabiriyim. Şubat 1987'de doğdum, 2009'da evlendim ve ertesi yıl ilk oğlum Ahmed dünyaya geldi. Bunu birkaç çocuk daha izledi: 2012'de Rahaf, 2017'de Kenan ve 2019'da Qais. Allah'a şükürler olsun Kasım 2022'de oğlum Adem dünyaya geldi; şu anda hayatta kalan tek çocuğum o.

Gazeteci olma hayalimin peşinden üniversiteye gittim. Gazeteci yeleği giydim. Savaşları ve Büyük Dönüş Yürüyüşü'nü haber yaparak sahadan bildirdim. Ancak şu andaki savaşta olacakları asla hayal edemezdim.

En kötü kabuslarımda bile kendi evimin bombalanacağını; küçük erkek kardeşlerimi, kız kardeşimi, çocuklarımı, yeğenlerimi - hepsini birden kaybedebileceğimi asla hayal edemezdim.

Onlarla hayallerimizi ve anılarımızı paylaşırdık. Bir anda tüm ev yok oldu. Evim ve ailem hiçbir uyarı yapılmadan ve zerre kadar merhamet gösterilmeden hedef alındı. Evimiz ağır bir şekilde bombalandı.

Bombalama olduğunda çalışıyordum. İşim gereği zaman zaman günlerce evden uzak kalıyorum ve evde olduğumda da genellikle çok yorgun oluyorum - ama en azından çocuklarımın ve yeğenlerimin yanımda olduğunu bilmenin verdiği bir huzur vardı.

Görevdeyken ailem dikkatli olmam ve risk almamam için bana hep yalvarırlardı. Ama bombalandıklarında ve öldürüldüklerinde evlerinin güvenliğinde huzur içinde uyuyorlardı.

Kalp donduran haberler

Yıllarca çocuklarımı doyurabilmek için hayatımı riske atarak fotoğraf çekmek ve haber yapmak için işe gittim. Bugün elimde hiçbir şey kalmadı - evim ve ailem yok oldu. Kalbimdeki acıyı tarif edemiyorum; kelimeler kifayetsiz kalıyor. Kırılmış hissediyorum. Kalbim kırıldı. Geriye kalanlar için Allah’a şükürler olsun.

Evim bombalanırken, Nasser Hastanesi'nde gazetecilerle röportajlar yapıyor ve Gazze'de çalışmanın artan tehlikelerini tartışıyordum. Bir arkadaşımdan telefon aldığımda henüz konuşmamı bitirmemiştim. Bana “Muhammed, neredesin?” dedi.

Ona sahada çalıştığımı söyledim. Sonra bana evimin yakınındaki bölgenin bombalandığını söyledi. Kalbim durdu. Hemen eşimi, kardeşlerimi ve diğer aile üyelerimi aradım ama kimse cevap vermedi. İnternet yoktu, beni ailemle iletişime geçirecek hiçbir şey yoktu.

Komşularımı ve arkadaşlarımı aramaya başladım. Bana kardeşlerimle yemekte olduklarını söylediler. Allah'a şükrettim ama birkaç dakika içinde mahalle bombalanarak yerle bir oldu.

Aklımı kaybettim; ne yapacağımı bilmiyordum. İş arkadaşlarımı aradım, onlar da bana eşimin iyi olduğunu, oğlum Adem'in iyi olduğunu, yeğenim Layan'ın iyi olduğunu söyleyerek beni rahatlatmaya çalıştılar.

Sonra ölen aile üyelerimin görüntüleri gelmeye başladı. İlki oğlum Qais'e aitti. Kısa süre sonra diğerleri de onu takip etti.

Yerel hastaneyi aradım ve bana ilk oğlum Ahmed'in acil servise gittiğini ve iyi olacağını söylediler. Ama kalbimin derinliklerinde Ahmed'in iyi olmadığını biliyordum; oğlumun öldüğünü hissediyordum.

Hikaye olmak

Ailemden öldürülenlerin listesini görünce şok oldum: Atıf, Kamal, Ahmed, Sojoud ve Razan, son ikisi hala evlerinin enkazı altındaydı. Onları çıkarmak için çıplak ellerimle kazmak zorunda kaldım. Kardeşlerimi defnettikten sonra onları da defnettim.

Muhammed ve Cemal, kardeşlerimin çocukları ve kendi çocuklarım: oğlum Ahmed, tek kızım Rahaf, Kenan ve Qais'in yanı sıra çok sayıda hayat arkadaşım ve komşum. Allah’tan geldik ve Allah’a döneceğiz.

Böyle bir trajedinin ardından yaşama tutkumu kaybettim. Elimde acı dolu anılardan ve evde onlarla güvende olabilmek için çalışmayı bırakmamı isteyen çocuklarımın unutulmaz yankısından başka bir şey kalmadı. En son oğlum Kenan'ı gördüm ve bana şöyle dedi: “Keşke işini bırakıp burada bizimle kalsan baba.”

Eskiden haber yapardım ve başkalarının çocukları için ağlardım. Haber yapıyordum ama şimdi ben kendim haber oldum.

Tüm yetkililere, Birleşmiş Milletler'e, vicdan sahibi tüm insanlara merhamet etmeleri, acımızı ve ıstırabımızı hissetmeleri için çağrıda bulunuyorum. Tüm kurumları ve büyükelçilikleri savaşı durdurmak için derhal harekete geçmeye çağırıyorum.

Çocuklarım bu şekilde ölmeyi hak etmek için ne yaptı? Kardeşlerim ve yeğenlerim ne yaptı? Bu şekilde ölmeyi, evlerinde uyurken bombalanmayı hak etmek için ne suç işlediler? Ailemi enkaz altında aramak zorunda kalmanın acısını hak etmek için ne yaptım?

Uluslararası toplum, insan hakları örgütleri, büyük devletler neredeler?

Bunlar savaş suçu. İsrail, gazetecileri ve ailelerimizi öldürüyor, bizi kırmayı ve gerçeği yazmaya devam etmemizi engellemeyi umuyor. Ve ben kırıldım. Gazze'de hiçbir şeyim kalmadı.


Haber görseli: Filistinli kameraman Mohammed Alaloul, 5 Kasım 2023'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Al-Maghazi mülteci kampına düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden oğlunun cesedi başında aynı şehirdeki Al-Quds hastanesinde yas tutuyor (AFP)

* Mohammed Alaloul Gazze'de yaşayan bir kameraman, fotoğrafçı ve film yapımcısı.

Middle East Eye'dan Haksöz Haber için çeviren Barış Hoyraz.

Çeviri Haberleri

Clarissa Ward'ın 'kurgulanmış' Suriye haberi CNN'in önyargısını bir kez daha ortaya çıkardı?
Suriye’nin ‘gulyabanisi’ Mahir Esed nerede?
Baas çetesini deviren 11 günün hikayesi
Bir zalim, Filistin'in özgürlüğünün gerçek müttefiki olamaz!
Ölüm her yerdeydi: Kimyasal silah kurbanları yaşadıklarını ilk defa korkusuzca anlatabiliyor!