Oral Çalışlar’ın konuyla ilgili Posta gazetesinde yayınlanan “Önce Kolu Koptu, Şimdi İşsiz” başlıklı yazısı şöyle:
2000 yılında, birçok cezaevindeki solcu tutuklu ve mahkûmlara yönelik operasyonlarda gencecik çocuklar yaşamlarını yitirmişlerdi. Veli Saçılık, Burdur cezaevinin duvarlarını yıkan buldozere kolunu kaptırdı. Günler sonra kol bir köpeğin ağzında bulundu. Veli, serbest kalınca okudu, çalıştı, evlendi... 15 Temmuz sonrası çıkarılan KHK ile Veli'yi işten atmışlar. Veli solcudur. FETÖ’cülük ona dünya ve ahiret kadar uzaktır. Başına gelenleri anlattığı mektubu sizinle paylaşıyorum.
“Merhaba Oral Ağabey;
Burdur cezaevinde kolum koparılıp, bir köpeğin ağzında bulunduktan sonra benimle ilgili bir çok makale yayınlamıştın. Önce trajedi, sonra komediye dönüşen hukuk mücadelemde yine yalnız bırakmamıştın beni. Hatta bir keresinde tazminatı geri alma kararı çıkınca “artık devlet canımı alsın, kurtulayım” diye mektup yazmıştım sana.
Davalar sürerken KPSS’yi kazanıp nüfus memuru oldum. Çalışırken dışardan Sosyoloji bölümünü tamamladım. Dokuz yıl nüfus memurluğu yaptıktan sonra yine KPSS’yi kazanarak Aile ve Sos. Pol. Bakanlığında sosyolog olarak göreve başladım. On yıllık memuriyet hayatımda tek bir soruşturma geçirmedim. Tek kolum olmasına rağmen görevimi başarıyla yerine getirdim. Cezaevi sürecinde olan davalardan yıllar önce beraat etmiştim zaten.
Sol görüşlü olduğumu dünya alem biliyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve 677 sayılı KHK ile memurluktan ihraç edildim. Resmi gazetede “Fetö ve diğer terör örgütleriyle bağı olduğu düşünülen” ifadesi kullanılmış. Ömrüm Fetullah gibi din sömürücülerine karşı mücadeleyle geçmişken bu bahane edilerek işimden oldum. Altı yaşında bir kızım var ve eşim işsiz. Ailemi geçindirmek için emeğim dışında bir şeyim yok. “Suçsuzum” falan gibi söylemlere girmek istemiyorum. Devlet küçük bir delil bulsaydı bana dava açıp, işten zaten atardı. Darbe fırsatçıları hedef saptırarak benim gibi demokrat, solcu emekçileri aradan çıkarma peşinde. Ben bu haksızlığa boyun eğemeyeceğim. İşimde geldiğim noktaya dişimle, tırnağımla geldim, kimsenin torpili ile gelmedim. Benim bir kolumu aldılar yine de hayata sarılmaktan vazgeçmedim. Kızım için, ekmeğim ve onurum için emeğimden vaz geçmeyeceğim. Bir kol verdim, bu ülkede yaşamanın diyetini fazlasıyla ödedim. Kalan tek kolumu kırma peşinde olanlara çağrıda bulunuyorum; bırakın yakamı. Onuruyla yaşayan insanların hayatını karartanlar aydınlık bir ülkede yaşayamayacağını anlamalı artık. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
Posta