Eski Taraf Yazarlarından Balyoz İfadesi

"Balyoz Planı" davasındaki bazı sanıklara kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin yargılanan sanıklar Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur mahkemede ilk kez ifade verdi.

Beraat kararıyla sonuçlanan "Balyoz Planı" davasındaki bazı sanıklara kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin yargılanan eski Taraf gazetesi yazarları Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur, mahkemede ilk kez ifade verdi. Çongar, Altan ve Oğur’un duruşmalara katılmalarına gerek olmadığına karar veren mahkeme, Baransu’nun tutukluluk hâlinin devamına hükmetti.

Baransu: 15 Temmuz'la Balyoz arasında en ufak fark yok

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada iddianame okundu. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Baransu, 15 Temmuz'daki darbe girişimi ile "Balyoz Planı"nın aynı olduğunu savundu:

"Gölcük Donanma Komutanlığındaki belgeleri kim dışarıya sızdırdıysa, gidip ona sorun bu belgeleri. Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin bu konuyla ilgili verdiği karar var.

Bakın 15 Temmuz'daki hain darbe girişimine. 15 Temmuz'da AKOM'a, Türk Telekom'a, TRT'ye, İstanbul Büyükşehir Belediyesine, CNN Türk'e gidildi mi? Bir de 'Balyoz Darbe Planı'na bakın. Aynısı. Orada hepsi yazılıyor. Çetin Doğan'ın ses kayıtlarında bütün bunlar var. 'Balyoz' gerçek bir darbe planıdır. O haber bugün elime geçse yine yazarım. 15 Temmuz'da yaşananlara ve sıkıyönetimin nasıl ilan edildiğine bakın. Balyoz'la arasında en ufak farklılık varsa gelin yüzüme tükürün. Gölcük Donanma Komutanlığındaki belgeleri kimin sızdırdığını soruyorlar. Gidin, komutanlığa sorun. Ses kayıtlarından haberi olduğu yönünde demeçler verenlere sorun."

MİT tırlarını durduran albay, bugün general ve FETÖ'den tutuklu. Ben nasıl bir örgütün üyesiyim ki, mensubu olduğum örgüt üyelerinin haberlerini yapıyorum. Üzerime iftiralar atılıyor, intikam hırsıyla açılan davalardır bunlar. Üzerime atılı hiç bir suçtan dolayı ifadem alınmamıştır. 18 aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum."

Baransu, kendisine resmi olarak gönderilen iddianame ile huzurda okunan iddianame arasında farklılıklar olduğunu ifade etti.  Kendisi hakkında 70 dava açıldığını belirten Baransu, adil yargılanmadığını söyledi:

“Haftada bir gün, o da 25 dakika avukatımla görüşüyorum. Burada adil yargılama yapıyoruz. 70 davanın her birini herhalde 15 saniyede avukatıma anlatmam gerekiyor. Kendimi savunabilmem için iddianamelere çalışmam gerekiyor. Delil deniliyor ama bu delilleri göremiyorum. Tutuklu muyum, esir miyim belli değil. Silivri'de emanete konulmuş eşya mıyım belli değil. Mahkemenizin bu durumu kesinleştirmesini talep ediyorum.”

Çongar: Devlet sırları yayınlanmadı

Tutuksuz sanık Yasemin Çongar, Baransu'nun gazeteye getirdiği CD ve DVD formatındaki belgeleri elektronik ortamdan kâğıt üzerine aktarıldıktan sonra gördüğünü belirtti. "CD ve DVD'ler üzerinde bizzat inceleme yapmadım. Darbe hazırlığını düşündüren planları, kâğıt çıktılar üzerinden okudum. O çıktılarda Egemen Harekât Planı olarak adlandırılan savaş planına ilişkin hiçbir şey yoktu. Söz konusu plan, Taraf gazetesinde hiçbir zaman yayımlanmadı. Bu konuda, iddianamede yer alan bilirkişi raporu ve Anayasa Mahkemesi'nin 17 Mayıs 2016 tarihli kararı delildir. Devlet sırrı ve gizlilik kapsamına giren belgeler, Taraf gazetesinde yayımlanmamıştır" ifadelerini kullandı.

Çongar, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, beraatini talep etti.

Altan: Darbe planı, devlet sırrı olamaz

Duruşmada savunmasını yapan Ahmet Altan, iddianamede kendisi ile ilgili suçlamayı anlayamadığını, kanıtların gösterilmediğini öne sürdü. Taraf gazetesinde "Balyoz Darbe Planı"nın belgelerini yayınladıklarını belirten Altan, şöyle konuştu:

“Bizim yayınladığımız, askeri bir seminerde, açıkça emre itaatsizlik eden bir grup komutanın hazırladığı ve görüştüğü darbe planının parçalarıydı. Eğer siz bizim yayınladığımız belgelerin gerçekliğini kabul ediyorsanız, bu belgelerin devlet sırrı olduğunu iddia ediyorsanız, darbe girişiminin planlarının gerçekliğini de kabul ediyorsunuz demektir. Sayın yargıç, devletin anayasal düzenini ortadan kaldırmak üzere hazırlanmış planlar devlet sırrı olamaz.

Siz, bizi Egemen Planı denilen planları elde etmekle ve açıklamakla suçluyorsanız, bu davanın derhal düşürülmesi gerekir. Çünkü biz o planları görmedik, yayınlamadık. Taraf gazetesinin arşivlerine bakarsanız, o belgelerin yayınlanmadığını görürsünüz. Ayrıca, Adalet Bakanlığı ve Anayasa Mahkemesi de o belgelerin Taraf gazetesi tarafından yayınlanmadığını resmen açıklamıştır.”

Oğur: 2010’da FETÖ propagandası yapmanın kapısı aralanırsa…

Sanık Yıldıray Oğur savunmasında, yazı işlerinin yönlendirmesi üzerine firari sanık Tuncay Opçin ile birkaç kez görüştüğünü ve haberler yaptığını anlattı. Gazetecilik dışında bir amacının bulunmadığını ifade eden Oğur, "Darbeciliğe karşı savaşmak motivasyonuyla haberler yaptık. 1. Ordu Komutanlığı'ndan çıkan bu belgelerin art niyetli olduğunu ve devlet sırrı olamayacağını düşündük. 2010 yılında bu örgütün propagandasını yapmanın kapısı aralanırsa, dışarıda çok az kişi kalır. FETÖ örgütünün ismiyle bir anılmak bile yeterli bir ceza benim için" dedi.

Oğur, Balyoz Darbe Planı'nda yer alan bilgilerin gerçek isimlerden oluştuğunu, ses kayıtlarının da bunu doğruladığını ifade etti. 1. Ordu Komutanlığı'ndan çıkan bu belgelerin, art niyetli olduğunu ve devlet sırrı olamayacağını düşündüklerini söyledi.

Üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmediğini beyan eden Oğur, "Yaptığımız bütün işler gazetecilik faaliyeti kapsamındadır" diye konuştu.

Baransu’nun tutukluluk haline devam

Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Mehmet Baransu'nun üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kaçma şüphesi, dosyadaki raporlar, mevcut delil durumu ile kuvvetli suç şüphesinin varlığı ile adli kontrol tedbirlerinin bu aşamada yetersiz kalacağını göz önüne alarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Çongar, Altan ve Oğur duruşmalardan vareste

Heyet, savunmaları alınan sanıklar Çongar, Altan ve Oğur'un duruşmalardan vareste tutulmalarına hükmetti. Müştekilerin davaya katılma talebini kabul eden heyet, duruşmayı 23 Kasım'a erteledi.

İddianame

Yargılananların beraatiyle sonuçlanan "Balyoz Planı" davası sanıklarına ''kumpas'' kurulduğu iddiasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen soruşturma sonucunda, Balyoz soruşturmasına gerekçe gösterilen belgelerin yayımlandığı dönemin Taraf gazetesi sorumluları ile gazeteciler hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, Balyoz Planı davasında bir süre tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Albay Nedim Ulusan ile emekli albaylar Ahmet Zeki Üçok ve Hakan Büyük müşteki, Genelkurmay Başkanlığı da müşteki kurum olarak yer aldı.

Soruşturma konusu gizli belgelerin, çok iyi korunan 1. Ordu Karargâhı kozmik odasından, örgütün TSK'da bulunan üyeleri tarafından, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Tuncay Opçin'e verildiği belirtilen iddianamede; Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun gizli görüştükleri, Taraf gazetesine teslim edilen DVD ve CD'lerin Opçin tarafından Baransu'ya getirildiği kaydedildi.

İddianamede, Opçin ve Baransu'nun, TSK'da bulunan örgüt üyesi marifetiyle 1.Ordu Karargahı'nda bulunan "çok gizli" ibareli, yüksek korunmaya tabi belgeleri ele geçirip örgütün amacı doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları, bu amaçla Baransu'nun çalıştığı gazeteyi kullanarak faaliyetlerini yürüttüğü, devletin güvenliğine ilişkin "çok gizli" içerikli bilgilere vakıf olduğu ve hatta belgelerin orijinallerini imha ettiği anlatılarak, bu sanıkların belgeleri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, ve Yıldıray Oğur aracılığıyla Taraf gazetesinde yayımlanmasını sağladıkları aktarıldı.

Sanıkların “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) amacı doğrultusunda” basında yapılandıkları ifade edilen iddianamede, Altan, Çongar ve Oğur'un, FETÖ/PDY üyesi olmamakla birlikte Opçin ve Baransu'nun teşvik ve yönlendirmeleriyle eylemlere katıldıkları, eylemlerin devlet kurumlarında yapılanan bu örgütün amacının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu vurgulandı.

İddianamede, Baransu ile Opçin'in, "silahlı örgüt kurmak, yönetmek, zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından 35 yıldan 75'er yıla kadar hapisle cezalandırılması, dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve köşe yazarı Yıldıray Oğur’un da "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından 20 yıldan 52 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Bu arada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından "Balyoz Planı" davasında yargılanan bazı sanıklara ''kumpas'' kurulduğu iddiasına yönelik aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu birçok isim hakkında yürütülen ana soruşturma devam ediyor.

Kaynak: AA

Gündem Haberleri

ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir
HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi