Kenan Alpay’ın yorumu:
Erken seçim tarihi olarak belirlenen 24 Haziran’a yüklenen aşırı anlamlar belki toplumun belli bir kesiminde ciddi bir heyecan ve gayrete vesile oluyordur, bilemiyorum. Ancak belli bir tarihsel olaya veya kişiye odaklanmak yerine sürece hâkim olan ahlaki ve hukuki ilkelere vurgu yapmak, dikkat çekmek asıl önem ve öncelik verilecek iş olmalıdır. Ne var ki artık siyasal ve toplumsal dinamikleri gereğince tahlil edip zamana yayılmış bir ikna faaliyeti üstlenmek yerine kaygı ve korkulara hitap ederek mecbur bırakma yöntemi daha ucuz, daha kolay ve daha verimli görülüyor.
İster korku olsun isterse ümit ve coşku olsun mevcut tabloyu suni yollarla büyüterek kontrol etmeye girişmenin maliyeti günden güne ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramadığı aşikârdır. Ancak buna rağmen hassaten seçim sürecinde siyasi kadrolar eksik ve kusurları giderip telafi etmeyi hızlandıracak bir muhasebeye yönelmek yerine kitlelerin coşkusunu arttırmaya, kaygılarıyla oynamaya daha bir itina gösteriyorlar. Böylelikle her dönemin tekerlemesi birkaç basit örnek eşliğinde kitlelerin afyonu gibi piyasaya sürülüyor: “Milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok muhtaç olduğumuz şu dönemde…”
(…)
Yazının devamı için tıklayın: Eski Devir Kapanacak, Yeni Bir Devir mi Açılacak?