Sözü hiç uzatmadan, başta CHP’lilerin “Milli Şef”i İsmet Paşa olmak üzere, eski CHP ideologlarından, yöneticilerinden ve milletvekillerinden milliyetçilik, ırkçılık ve faşizm’le ilgili çeşitlemeler sunacağım. Tasnifi artık siz yaparsınız… CHP Genel Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı (ve de “Milli Şef”) İsmet İnönü’den: “Biz açıkça milliyetçiyiz. Milliyetçilik, bizi birleştiren tek nedendir. Türk çoğunluğunun yanında diğer unsurların hiçbir etkisi yoktur. Her ne pahasına olursa olsun, ülkemizde yaşayanları Türkleştirecek, Türklere ve Türkçülüğe karşı çıkanları yok edeceğiz.” “... Sadece Türk milleti bu ülkede etnik ya da ırki bir takım haklar isteyebilir. Başka hiçbir kişinin buna hakkı yoktur.” (Milliyet Gazt. 31 Ağust. 1930. No:1636). CHP milletvekili, Cumhuriyet gazetesi sahibi ve başyazarı Yunus Nadi’den: “İtalya’da İtalyan milletini asrın en mütekâmil bir cemiyeti haline yükselten faşizmin gittikçe artan takdirlerine ve muhabbetlerine mazhar olmaktan kuvvet buluyorduk. Zâhirde hatta biraz hissi bile görünebilecek olan bu mütekabil itimat ve muhabbettir ki, Büyük İtalyan milleti ile inkılâpçı ve behemehal teceddüt ve itilâya azimkâr Türk milleti arasında en sağlam bir dostluğa müntehi olmuş oldu. Başvekilimizin Roma’yı ziyareti bu büyük dostluğun pek tabii bir neticesi olduğu kadar onu en samimi ve en parlak şekilde tes’it edecek bir tezahürdür de...” (Cumhuriyet gazetesi, 22 Mayıs 1932). CHP’nin yan kuruluşu gibi çalışan Türk Ocakları’nın Genel Başkanı, iki kez Maarif Vekilliği yapan CHP milletvekili Hamdullah Suphi Tanrıöver’in çıkardığı “Türk Yurdu” dergisinden: “Faşizm bir vatan ideali etrafında iktisadi refahı, siyasi ve içtimai ahengi tesis etmeyi düşünür. Bu milliyetçiliğin farikası, milletin hakim ve mahkûm sınıflara ayırmak değil, her meslek erbabının umumi bir işbölümü içinde çalışma hakkını tanımak ve onun yükselmesini temin etmektir. “…münevver ve milliyetperver bir gençliğin, İtalya toprakları üzerinde, sınıf gayz ve kininden doğan hareket karşısında derhal kendini toparlamasını ve Büyük Vatanperverin (Mussolini kastediliyor) doğru yolu gösteren emri altında, arzın medeniyet membalarından biri olan güzel memleketlerini siyanet edebilmelerini, hürmet ve takdir ile görmüşüzdür. Biz Faşist milliyetperverliğin dünkü galeyanında, hem mazimizi hem istikbalimizi görürüz.” CHP’nin meşhur ideologu Yakup Kadri Karaosmanoğlu’dan: “Mussolini sayesinde, daha doğrusu Faşizm sayesinde bütün İtalya kronometre gibi işleyen bir memleket halini almıştır.” (Kadro dergisinin 11. sayısında yayınlanan “Ankara-Moskova-Roma” adlı makalesinden). Falih Rıfkı Atay’dan: “Türk yığınlarının terbiyesi için Moskova’nın yığın terbiyesi metotları, devletçi Türk iktisatçılığı için faşizmin korporasyon metotları benimsenmelidir.” (Hâkimiyeti Milliye (Ulus) gazetesi, 1931). CHP Dersim Milletvekili Feridun Fikri Düşünsel’den: “Bütün Avrupa faşizmin cihana getirdiği emniyet ve neşe ile ona doğru atılırken, faşizmin bu suretle sanki pek tehlikeli bir şeymiş gibi görülmesi beni derin düşüncelere sevketti. Faşizm korkulacak bir şey addolunamaz. Bilakis bizim gibi inkılâp yapmış ve onu yaşatmaya azmetmiş milletler için faşizmden çıkarılacak düsturlar vardır.” (1923’te Yenigün gazetesinde yayınlanan bir röportajından). CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, “Kürt milliyetçiliğini bana ‘ilericilik’ ve ‘bağımsızcılık’ diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz” demesinden CHP’liler neden gocundu anlayamadım. Hanımefendi popülizm yapmıyor, köklerinden besleniyor. Şimdilik bu kadar; vakit buldukça devam ederiz inşallah. NOT: 29.01.2013 tarihli yazımda, “haddim olmayarak” anlamına gelen “min gayr-i haddin” ifadesi, “gayr-i min haddin” olarak çıkmıştır. Sevgili okurlarım dalgınlığımı mazur görsünler.
YENİ AKİT