Eşitliğin iptalini isteyenler de disipline verilecek mi?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Katsayı adaletsizliğine son veren düzenleme, CHP’nin iki milletvekilini rahatsız etmiş.

Biri Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz.. Diğeri de Nur Serter.

Dilek Hanım, “Benim kızım bu yıl üniversite imtihanına girecek. Eşit katsayı olursa, kızım mağdur olur” demiş..

Eşitlikten mağduriyet çıkartan bir milletvekili!

Hani utanmasa, “Benim kızım üniversite imtihanına girecek. Ona her çözdüğü doğru soru için 10 puan, diğer adaylara ise 2 puan verin. Benim kızım mağdur olmasın” diyecek.

Diyecek de, birazcık utanıyor, Dilek Hanım..

Utandığı için de, “Eşit katsayı olmasın” diyerek, dava açmakla yetiniyor..

Daha 7 ay önceki seçim öncesinde, seçmene ne mi vaad etmiş?

Resminin de bulunduğu seçim afişlerinden bire bir aktarıyorum: “Eğitimde fırsat eşitliği.”

Demek ki, “fırsat eşitliği” böyle oluyormuş.

“Benim kızım üniversiteye girmeli. İster haketsin, isterse haketmesin” denilerek “fırsat eşitliği” hayata geçiyormuş!

Dava açan ikinci CHP’liyi, zaten tanıyorsunuz.. İstanbul Üniversitesi’ndeki başörtü yasağının mucitlerinden..

Adı ile zıtlık yarışındaki; Nur Hanım..

Onun üniversiteye girecek kızı olmasa da, o, İHL’li bir öğrencinin mağduriyeti sürecek diye, neler yapmaz ki..

Kocasının borcunu ödemez; evindeki eşyalara haciz gelmesini göze alır da, elindeki tüm parayı götürür dava harçlarına yatırır..

Katsayı adaletsizliğini kaldıran YÖK kararı için de, öyle yapmış.

Kocasının alacaklıları haczedecek eşya ararken, o gitmiş “İHL’liler, diğer lise mezunları ile eşit şartlarda imtihana girmesin” talebi ile, bir sürü masraf yapıp dava açmış..

Özgürdürler.. Tabii ki dava açmak için, bana soracak değiller.

Ama kendilerinin bu tavrından rahatsız olan birileri var..

En azından öyle görünen birileri..

Bu iki hanımı, milletvekili seçtiren birileri..

Yani, “kim o birileri?”

CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..

Kendisine soruyorlar: “CHP’li iki milletvekili, katsayı uygulaması konusunda Danıştay’a dava açtı, ne dersiniz?”

Cevap şöyle: “Başvuru CHP tarafından yapılmadı. İki milletvekilinin kişisel başvurusudur.”

Samimi midir, değil midir diye; kalbini yarıp bakacak değiliz..

Ama bugüne kadarki benzer durumlarda parti yönetiminin uygulamasına baktığımızda, bir fikir edinebiliriz.

Ne yapmış, CHP yönetimi, benzer örneklerde?..

Hatırlayacaksınız, çok yakın bir tarihte, milletvekili maaşlarına yapılan zamla ilgili kanun değişikliğinde, iki CHP milletvekili “evet” oyu kullanmıştı.

“İki milletvekilinin kişisel tercih hakkıdır” denilmemiş, CHP parti yönetimi olarak hemen tavır konulmuştu: “Kamuoyunun haklı tepkisine neden olan bu düzenleme, CHP’nin muhalefetine rağmen yapılmıştır. Önergede imzası bulunan iki milletvekilimizin imzaları, kişisel sorumlulukları kapsamında değerlendirilecek ve grup disiplin kuralları işletilecektir.”

Demek ki ne imiş?

Öyle “kişisel-mişisel” durumlar yokmuş, parti bünyesinde..

Bir girişimde bulunuluyorsa, parti yönetimi ile istişare gerekli imiş.

İstişare yapmadın mı?

Kendini disiplinde bulursun.

Taptaze örnekle ispatlıyorum, yaşananları..

Doğrudur-yanlıştır ayrı konu..

Ama CHP’deki uygulama bu..

Peki, Dilek Hanım ile, Nur Hanım’a bir disiplin olayı var mı?

Şimdilik ufukta böyle bir sevkiyat görünmüyor!

O zaman biz de haklı olarak düşünmeye başlıyoruz: “CHP yönetimi, böyle bir haksızlığa yönetim olarak imza atmaktan çekindikleri için, iki milletvekilini mi topun önüne sürdüler?”

Milletvekili maaşına zam konusunda hemen disiplin soruşturmasını başlatan parti yönetimi, kendi başına buyruk dava açan iki milletvekilini disipline sevketmiyorsa, hiç de haksız sayılmaz, bu iddia..

Al gülüm, ver gülüm hikayesi..

İHL’liler engellensin.. Ama CHP zarar görmesin hikayesi..

Başka ne izahı olabilir bunun?

Parti, gerçekten ciddi bir parti ise.. Anamuhalefet partisi ise..

İktidara aday bir parti ise..

Böyle “vatandaşın ekmeğine dalıp, yarısını bocalama” talepli girişim sahiplerini de (milletvekili maaşına getirilen zamda olduğu gibi), vatandaşın puanına dalıp bocalama girişiminin imzacısı milletvekillerini de aynı muameleye tabi tutmalı..

Biri disipline gitti ise.

Diğeri de gitmeli..

Değil mi Kemal Bey?

YENİ AKİT