Serkan Sağlam'ın haberi:
İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ile Uluslararası Müslüman Hukukçular Birliği, Suriye gündemiyle İstanbul’da toplandı. Tarık Haşimi, Mustafa Abdulcelili, Heysem el Malih’in de katıldığı toplantıda rejimin işlediği insanlık ve savaş suçlarının uluslararası mahkemelere taşınması kararlaştırıldı.
Suriye’de en az 120 bin kişinin hayatını kaybettiği iç savaşta kimyasal silahlar kullanan, sivillere bomba yağdıran Esed rejiminin adalet önüne çıkarılması için harekete geçildi. Girişimin öncülüğünü birçok ülkeden 152 üyesi bulunan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) ile dünyanın en büyük avukat örgütü olan Uluslararası Müslüman Hukukçular Birliği yapıyor. İki örgütün dün İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantıya eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi, eski Libya Geçici Hükümet Konseyi Başkanı Mustafa Abdulcelili, Suriye Muhalif ve Devrimci Konsey Hukuk Komitesi Başkanı Heysem el Malih de katıldı. Suriye’deki savaş suçlarının hangi mahkemelere götürüleceği tartışıldı. Bosna katliamının sorumlusu Sırp liderlerin yargılanma süreçleri incelendi. İDSB Başkanı Ali Kurt, rejimin cezalandırılması için hazırlanan suç dosyasının kısa sürede uluslararası mahkemelere götürüleceğini bildirdi.
İstanbul'daki toplantıda Irak eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi, Libya eski Geçici Hükümet Konseyi Başkanı Mustafa Abdulcelili, Suriye Muhalif ve Devrimci Konsey (SMDK) Hukuk Komitesi Başkanı Heysem el Malih, eski Ürdün İçişleri Bakanı Semir el Habeşi gibi isimler konuşma yaptı. Heysem Malih, Esed rejiminin muhaliflere diyalog çağrısı yaptığı zaman bile halkı katletmeye devam ettiğini söyledi. İç savaşta 15 bini kadın ve çocuk en az 120 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 500 bin kişinin yaralandığını, 10 milyon Suriyelinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını anlattı. Ülkenin 3'te 1'inin yerle bir olduğunu kaydeden Malih, “Suriye'de İran ordusundan 60 bin kişilik askeri birlik var. İran Devrim Güçleri komutanı şu anda Şam'da orduyu yönetiyor. Ülkede Hizbullah, Iraklı Şii milisler katliam yapıyor. Milyonlarca insan kuşatma altında ve açlıktan ölmek üzere. Bunlar insanlık suçudur.” diye konuştu. Tarık Haşimi de Esed rejiminin kimyasal silah kullandığının BM tarafından tespit edilmesine rağmen uluslararası toplumun harekete geçmemesini eleştirdi. Haşimi, “Batı'daki bir ülkede insanlar bu şekilde acımasızca öldürülse yine böyle mi hareket ederlerdi. BM, Suriye'de insanların ölümünü izliyor. Demek ki bizim kanımız ucuz.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Rusya ve ABD'nin kimyasal silahların imhasında uzlaşması üzerine dünya gündeminde halen devam eden insani trajediye rağmen alt sıralara düşen Suriye'de, rejim güçlerinin stratejik bir konuma sahip olan Kara kasabasını ele geçirdiği bildirildi. Ülkenin resmî haber ajansı SANA'nın dün yaptığı habere göre, Suriye ordusu Lübnan sınırı yakınlarındaki kasabanın üzerine kurulduğu ve başkent Şam'ı rejimin güçlü olduğu kıyı bölgelerine bağlayan karayolunun kontrolünü de eline aldı. Muhalifleri bölgeden çıkaran Esed'e bağlı güçler yakın zamanda da Halep ve Şam çevresindeki bölgelerde de avantaj elde etmişti.
ZAMAN