Esed’in “Genel Affı (!)”

Ahmet Varol, katil Esed rejiminin "genel af" açıklamasının ne anlama geldiğini izah ediyor.

Ahmet Varol / Yeni Akit

Esed’in “Genel Affı (!)”

Suriye’de birtakım dış güçlerin askeri yardım ve destekleriyle zalim saltanatını sürdürmeye devam eden Beşşar Esed güya, 30 Nisan tarihinde, bu tarihten önce işlenmiş “terör suçları”na yönelik bir “genel af (!)” ilan etti. Hatta bununla ilgili bir yasa çıkardı ve resmen yayınladı. 

Bu sözde “genel af” Esed’in davulculuğunu yapanlar tarafından çok büyük bir olay olarak lanse edilmeye çalışıldı. Hatta, onun zulüm ve katliamından kaçarak başka ülkelere ve bilhassa Türkiye’ye sığınanlara, “Bakın Esed sizi affetti! Suriye’de artık her şey yolunda. Dönerseniz size kimse bir şey yapmayacak. Ülkenize dönün!” diye çağrıda bulunanlar bile oldu. 

Tabii, suçlunun mağdur edilenin hakkını vermesi işleminin “af” olarak isimlendirilmesi kavramlara takla attırılmasının bir örneği. “Af” haksızlık edenin, suç işleyenin değil haksızlığa uğratılanın, mağdur edilenin yapabileceği bir şeydir. Suçlu affetmez, belki affedilebilir. Ama Esed gibi bir zalimin mağdur ettiği milyonlarca insan onu affetmedi ve gelecekte affedeceklerini de sanmıyorum. Hendekler kazarak zavallı masum insanları buralara doldurup katleden, sonra da yakarak imha eden bir canavar affı hak etmiyor. 

Esed’in sözde “genel af ilanı”na gelince, bizim bu yazıyı yazmamızdan önce yayınlanan haberlere göre serbest bırakılanların sayısı sadece 240 olmuştu. Oysa Baas rejimi zindanlarında olduğu tahmin edilen yüz binlerce insan var. Bir de nerede oldukları bilinmeyen, Baas diktatörlüğünün haklarında hiçbir bilgi vermeye, açıklamada bulunmaya yanaşmadığı yüz binler var. 

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Et-Tedamun Mahallesi katliamı videosunda katledildikleri görülenlerden bazıları kendi aileleri ve yakınları tarafından keşfedildi. Onların birçoğunun, nerede oldukları hakkında bilgi verilmeyen kayıplardan olduğu ifade edildi. Demek ki Esed rejiminin, yargı kurumlarının, güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının haklarında bilgi vermeye yanaşmadığı o kişiler 16 Nisan 2013 tarihinde gerçekleştirilen söz konusu katliamda korkunç bir şekilde katledilmişler. Aileleri en azından onların sağ olabileceğini ve bir gün çıkıp gelebileceklerini ümit ediyorlardı. Ama katliamın videosu yayınlanınca dokuz yıl önce gerçekleştirilen korkunç bir katliamda yok edildiklerini öğrendiler. 

O şekilde ailelerinin, “bir gece ansızın gelebilir” diye ümitle beklediği daha nice insan var ki bunların kesin sayıları bile tespit edilebilmiş değil. Kim bilir belki de Tadamun Katliamı videosunun gözler önüne serdiği gerçekler onların çoğunun ümitlerini söndürdü ve “belki gelirler diye” yıllardan beri bekledikleri kişiler hakkında şimdi, “kim bilir nerede hangi çukura, hangi hendeğe atılmışlardır!” diye düşünmeye başladılar. 

Bütün bunlara rağmen Esed’in sözde “genel af” ilanı yüz binlerce insanda bir ümit heyecanı doğurdu. Çünkü, bir fertleri, yakınları kayıp olan aileler gökte uçan kuşların bile bir haber getirmesi beklentisi içinde olur. Dolayısıyla ümitlerini canlandıracak hafif bir esinti esmesi bile onları heyecanlandırır ve beklenti içine girerler. 

O yüzden nerede oldukları bilinmeyen yüz binlerce kayıbın ve Esed’in zindanlarına atıldıkları, ama sonrasında ne oldukları bilinmeyen yüz binlerce mahkumun yani mağdurun aileleri, yakınları bir ümit ve temenni içine girerek evlatlarını beklemeye başladılar. Ama nerede? Yasanın ilan edilmesinden ve uygulamaya geçirilmesinden sonraki beş gün içinde özgürlüğüne kavuşan mağdur sayısı sadece 240. Yani toplamın binde birine bile tekabül etmiyor. Bu kadarı da göstermelik. 

Esed rejiminin hendeklere ve çukurlara atıp kafalarına kurşun sıktığı zavallıları zaten gönderme imkanı yok. Onlarla buluşmak için artık yeniden diriliş gününü beklemekten başka çare yok. Sağ olanlardan birçoğu hakkında da Esed rejimi zaten şimdiye kadar bilgi vermiş değil ki bugün onları sözde “genel af” yasasının kapsamına alsın! Zindana atıldıklarını kabul ettikleri hakkında yasayı uygulama işini ise sürekli süründürerek bundan birtakım stratejik hesaplar için yararlanmaya çalışacaktır.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu