HAKSÖZ-HABER
Esed gibi zalim bir diktatörü destekleme adına ülkedeki ırkçılık kültürünü kullanarak Suriye halkının düşmanlaştırılması için her türlü kara propagandayı yapmaktalar.
Bunun için her fırsatta ucuz malzeme arayan Sol Şebbihalar, bu kez de Kızılay-AHBAP arasındaki çadır alış-verişi muhabbetine mal bulmuş mağribi gibi üşüştüler.
Klasik sol yöntem; biri başlatıyor, kademe kademe yayılıyor sonra…
T24 ile irtibatlı Yusuf Nazım “Kızılay'ın çadır kurmadığı koca bir yalan! Elbette ki kuruyor ama Suriye'deki cihatçılara... Üstelik ücretsiz olarak.” diye paslıyor, Cumhuriyet cephesinden Miyase İlknur da “Cumhuriyet Kızılay'ın yeni skandalını açıklıyor: Çadırlar Suriye'ye gitmiş!” diye şutluyor. Dolayısıyla mesele Kızılay’ın hikmetsiz şekilde AHBAP veya başka bir derneğe deprem sürecinde çadır satması olmaktan çıkıp “Nasıl olur da Türk halkının çadırlarını Suriye’ye gönderirsiniz” efelenmesine dönüşüyor. Suriye derken gerçi müttefikleri olan Esed’in hakim olduğu Lazkiye’ye gönderilse sorun değildi ya neyse… Sorun ne o halde? Her iki şebbihanın da altını çizdiği şekilde “cihatçı İdlib’e” gönderilmesi tabi.
Kızılay İdlib’e çadır gönderdi mi göndermedi mi burası ayrı bir konu ama Esed namına Türkiye’deki ırkçılığı, Suriyeli düşmanlığını köpürten Sol Şebbihaların derdinin deprem acısına gark olmuş halk olmadığı çok açık. Yalan dolanla, ajitasyon ve manipülasyonla, en iğrenç kara propaganda yollarıyla ne yapıp edip bir şekilde o kirli zihniyetlerini gündemleştiriyorlar. Deprem konusunda İdlib’in bir Maraş’tan, Hatay’dan farkı olmadığını; hem insanlık gereği hem de bölgedeki statüsü itibariyle Türkiye’nin, bu cümleden olarak Kızılay’ın bir Hatay kadar İdlib’e de çadır gönderme görevi olduğunu hazmedemiyor, kabul etmek istemiyorlar.
Ha bu arada Kızılay gerçekten İdlib’e çadır gönderdi mi göndermedi mi? Gönderdiyse ne ala yok Sol-Şebbihaların baskısına boyun eğip henüz göndermediyse ayıp etmiş demektir!