Beşşar Esed rejimi, 21 Ağustos 2013’te Şam’ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silah kullanmış, bin 400’ün üzerinde kişinin hayatını kaybetmesine, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 10 binin üzerinde sivilin yaralanmasına neden olmuştu.
(Tıklayın: Doğu Guta Katliamının Üzerinden 3 Yıl Geçti!)
ABD’nin daha önce ilan ettiği “kırmızı çizgi”si gereğince Suriye’ye müdahale etmesi beklenirken Rusya, rejimin tüm kimyasal silah stoğunu imha etmesi teklifini getirerek müdahaleyi engellemişti.
Taraflar 15 Eylül 2013’te anlaşmış, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) devreye girdiği süreçte imha işlemi başlatılmıştı. Örgüt, işlemin 19 Ağustos 2014’te tamamlandığını duyurmuştu.
Ancak, örgütün imha ettiği stok, Esed rejiminin bildirdiği envanterle sınırlı kalmıştı.
Geçen cumartesi ise OPCW, Esed rejimini kimyasal silah kullanmaya devam ettiği için ilk kez kınadı. OPCW, açıklamasında ayrıca rejime, yasaklı silahların kullanıldığı alanların denetlenmesine izin vermesi çağrısında bulundu.
(Tıklayın: Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Esed Rejimini Kınadı)
3 Yılda 136 Kimyasal Saldırı
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) 20 Ağustos’taki raporuna göre ise rejim son üç yılda 136 kez kimyasal silah saldırısı düzenledi ve 30 sivilin hayatını kaybetmesine sebep oldu.
AA’da yer alan habere göre, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Orta Doğu uzmanı Oytun Orhan, imha sürecinin tamamlanmasına rağmen kimyasal silah kullanmaya devam eden Esed rejiminin uluslararası toplumu manipüle ederek bir kısım silahı saklamış olabileceğini söyledi. “Diğer ihtimal de rejimin yeniden kimyasal silah üretmiş olması.” diyen Orhan, rejimin bu işlem için gerekli bilgiye sahip olduğunu hatırlattı.
Bölge ve Dünya Güvenliğine Tehdit
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün de “Öyle anlaşılıyor ki Esed rejimi uluslar arası topluma karşı dürüst davranmamış. Ya eski stoklarından hâlâ elinde bulunuyor ya da başka ülkelerden temin edip, gizli tesislerinde üretiyor.” dedi.
Rejimin insanlığa karşı işlenen suçlardan dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevk edilmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, “Rejimin elindeki kimyasal silahlar başta Suriye halkına, sonra da bölge ve dünya güvenliğine ciddi tehdittir. Rejimin bu silahları kime karşı kullanacağını bilemeyiz. Akdeniz’deki onlarca ülkenin savaş gemilerine karşı da Türkiye ya da İsrail’e karşı da kullanabilir.” diye konuştu.