Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) raporunda Beşşar Esed rejiminin savaşın başından bu yana 211 defa kimyasal silah kullandığına işaret edildi.
AA’da yer alan habere göre, raporda, saldırıların 33’ünün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2118 sayılı kararından önce, 178’inin ise bu karardan sonra düzenlendiği belirtildi.
Ayrıca, 178 kimyasal saldırıdan 8’inin de Astana anlaşmalarıyla “gerginliği azaltma bölgeleri” oluşturulmasına ilişkin karardan sonra yapıldığı vurgulandı.
SNHR’nin raporunda, Esed rejiminin 4 Şubat’ta İdlib’in Serakib ilçesindeki kimyasal silah saldırısına dikkat çekilerek, klor içerikli varil bombalarının helikopterlerden atıldığı anımsatıldı.
Rapora göre, Esed rejiminin kimyasal silah saldırılarında 57’si askeri muhalif, 244’ü kadın, 187’si çocuk, 7’si muhaliflerin esir aldığı rejim askerleri olmak üzere, bin 357’si sivil, toplam bin 421 kişi öldü.
Raporun tavsiyeler bölümünde, Esed rejimin kimyasal silah kullanımına ilişkin ciddi, sert, gerçekçi bir tutum sergilenmesi, saldırıların cezasız bırakılmaması, muhalif bölgelere olası saldırılara karşı halka yeterli maske dağıtılması çağrısı yapıldı.
Esed rejiminin kimyasal silah kullanımının 19 Ağustos 2014 itibariyle sona ermiş olması gerekiyordu.
Zira rejim, 21 Ağustos 2013’te Şam’ın Doğu Guta bölgesinde bin 400’ün üzerinde sivili kimyasal silah ile öldürmesinin ardından Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’nün (KSYÖ) devraldığı stokunu imha sürecine dahil olmuştu. Bu sürecin yolunu Rusya, ABD’nin daha önce ilan ettiği “kırmızı çizgisi” gereğince müdahalesini engellemek için yaptığı teklifle açmıştı.
Ancak KSYÖ’nün tüm stokun imha işleminin tamamlandığını duyurmasının ardından Esed rejimi, öldürmenin yanı sıra korkutup göç ettirmek için de kimyasal saldırılarını sürdürdü.
Birleşmiş Milletler (BM) ile KSYÖ ortak soruşturma misyonu (JIM), 27 Ekim 2017’de, rejimi, Han Şeyhun’da en az 100 sivilin öldüğü 4 Nisan 2017 tarihli kimyasal silah katliamından sorumlu bulduğu raporunu BMGK’ya sundu.
JIM’in kararı, tek başına katliamın sorumlularının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanmasına yetmiyor. Suriye’nin UCM üyesi olmaması nedeniyle, rejimi BMGK’nın UCM’ye sevk etmesi gerekiyor. Henüz BMGK’da böyle bir adım atılmazken, Esed rejimi kimyasal silaha başvurmaya devam ediyor.