Esed, Netenyahunun Nesi Olur?

Filistinliler ve Suriyeliler, aynı zulme farklı biçimlerde, farklı isimler altında maruz kalan aynı coğrafyanın evlâtları...

HAKSÖZ-HABER

Hilal Kaplan, Yeni Şafak'taki köşesinde aynı zulme farklı biçimlerde, farklı isimler altında maruz kalan aynı coğrafyanın evlâtlarını; Filistinliler ve Suriyelileri yazdı. Kaplan’ın yazısında İsrail’in son Gazze saldırısının diktatör Esed yönetimine ne açıdan yaradığının şifrelerini de görmek mümkün:

Esed, Netenyahu'nun nesi olur?

Hilal Kaplan / Yeni Şafak

 "Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa diğer uzuvlar da bu yüzden rahatsız olurlar. Uykusuzluk ve humma ile onun için birbirlerini yardıma çağırırlar." Hadisi Şerif

Suriye'den ajanslara geçilen fotoğraflardan birisine bakıyorum. Elinde tuttuğu kağıttan ötürü yüzü görünmese de genç bir erkek olduğu anlaşılıyor. Kendisini değil, beyaz kâğıt üzerine siyah mürekkeple yazdığı sloganı görmemizi istiyor: "Allah'a yemin olsun, Esed'den sonra Gazze'ye..."

O'nun yüzü önemli değil çünkü, o tek değil çünkü, onun gibi yüz binlerce Müslüman var çünkü.

İsrail, 8 Kasım günü Gazze'ye attığı roketlerle 13 yaşında, futbol oynayan bir çocuğu öldürdü. Adı Ahmed Ebu Dakka'ydı. Muhtemelen o sloganı görmemizi isteyen Suriyeli çocukla aynı yaşlardaydı. İki gün sonra El Kassam Tugayları, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki bir askerî devriyeyi vurarak karşılık verdi. İsrail ordusunun amacı şiddeti kışkırtmak olduğundan devam etti ve yine futbol oynayan iki erkek çocuğun içinde olduğu dört sivili katletti. Geçtiğimiz 36 saat içinde de içlerinde Hamas'ın Gazze'deki askerî kanat lideri olan Ahmed Said Caberi'nin yanı sıra içlerinde 11 aylık bir bebeğin olduğu 10 sivili daha katletti. Ayrıca 6'sı çocuk 18 kişiyi yaraladı. Yani, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Britanya'nın iddia ettiğinin aksine söz konusu olan İsrail'in kendini savunma hakkı değil; bilakis Filistin direnişinin kendini savunma hakkıdır.

Son İsrail saldırısında şehit düşen Ahmed Said El Caberi, İsrail ordusundan esir alınan Gilad Şalit'i esir takasında teslim eden kişiydi. Ayrıca İslâmî Cihad gibi diğer askerî grupların da İsrail'e roket saldırısı yapmasını engelleyen ve ateşkes sürecini uzatmak için çabalayan liderlerden birisiydi. Ama El Caberi'nin çok önemli bir özelliği daha vardı. Yine İsrail'in katlettiği Hamid El Hems'le beraber Özgür Suriye Ordusu-Filistin Dayanışma Birliği üyesiydi. Ayrıca El Kassam Tugayları'nın Suriyeli direnişçilere askerî eğitim sağladığı ve direniş hareketlerinden El Kassam Tugayları'nın eline geçtiği düşünülen füze ve roketlerin Tel Aviv'e uzanacak güçte olması elimizdeki veriler arasında...

Filistinliler ve Suriyeliler, aynı zulme farklı biçimlerde, farklı isimler altında maruz kalan aynı coğrafyanın evlâtları...

Geçtiğimiz sene Mart ayından bu yana, Esed'in ordusu da onbinlerce sivili katletti, yaraladı, sakat bıraktı, işkence etti. İsrail ordusu gibi sivil yerleşim yerlerindeki evleri bombaladı. Abluka altındaki Gazze'de veya Mavi Marmara saldırısından sonra gemide İsrail'in yaptığı gibi yaralıların dahi tedavi edilmesine izin vermedi. Esed ve Netenyahu'nun, Suriye ve İsrail rejiminin insanlık dışı uygulamaları, zalimlerin gizli ortaklığını deşifre ediyor. Bu yüzden Filistin Başbakanı İsmail Heniye'nin danışmanı Yusuf'un "İsrail, Suriye'yi dünya gündeminden düşürmek için Gazze'ye saldırıyor" açıklaması, bize zalimlere karşı direnişin kalbinin de birlikte attığını hatırlatıyor.

Şimdi iş, istibdat rejimlerini gömmeye ve belini doğrultmaya başlayan İslâm coğrafyasının ülkelerine, özellikle Türkiye ve saldırıdan sonra İsrail elçisini geri çağırarak ilk adımı atan Mısır'a düşüyor. Bu saldırının İsrail seçimleriyle veya Obama'ya mesaj verilmesiyle ilgisi olduğu kadar, Suriye'de devam eden ve Ürdün'de saldırıdan iki gün önce baş gösteren ayaklanmayla da ilgisi olduğunu düşünüyorum. Mursi ve Erdoğan'ın birlikte Gazze'ye gireceği söylentilerine Suriye muhalefetinin toparlanmaya başlaması da eklenince kapana sıkışan bir hayvan misali gövde gösterisi yapmaya kalkan İsrail'in kurduğu tuzağa karşı, 'uluslarası toplum' adı verilen yalandan medet ummayı artık tarih bize öğretmiş olmalı...

Gözler, Başbakan Erdoğan'ın 12 bakan ve işadamlarıyla beraber, 17-18 Kasım'da Mısır'a yapacağı resmî ziyarete çevrildi. Kâhire'den İstanbul'a, Şam'a ve Kudüs'e varan müjdeli haberler duymak ümidiyle...

 

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm