Güvenlik gerekçesiyle ismi verilmeyen komutana göre, Esed rejimi uluslararası camiaya teslim ettiğinden çok daha fazlas kimyasal silahı elinde tutmaya devam ediyor. Kaynak, Suriye rejiminin elindeki kimyasal silahları başkent Şam’ın beş değişik bölgesinde yer altında sakladığını vurguladı.
Suriyeli komutan, Esed rejiminin elindeki kimyasal rezervi Doğu Guta’daki saldırının ardından saklamaya başladığını, kimyasal silahların saklandığı dört bölgeyi kesin olarak bildiğini, beşincisi hakkında ise kısmi bilgiye sahip olduğunu ifade etti:
Komutanın iddiasına göre birinci yer: Şam’ın merkezinde Hava Kuvvetleri Komutanlığının altında Emeviler Meydanı’nın doğusunda. Genel Kurmay Başkanlığı, Yargıçlar Kulübü ve eski Meridyen otelin altına doğru uzanıyor.
Burası yer altına doğru 11 kat. En üstteki beş kata çok miktarda kimyasal silah depolandı. Onun altındaki üç katta komutanlık ve iletişim merkezleri var. Suriyeli subay, diğer üç katta bir şekilde nükleer çalışmaların yürütüldüğü kanaatinde.
Kaynağa göre, binanın bir çok kapısı var. Bunlardan biri Hava Kuvvetleri Komutanlığı binasına açılıyor. Diğeri doğu kesiminde Meridyen Otel’in bahçesine açılıyor. Yer altındaki binanın Ebu Remane mıntıkasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na açılan bir kapısı olduğunu da tahmin ederken Mezze Askeri Havaalanı’na açılan bir kapısı olma ihtimalini de uzak görmüyor.
Komutan, nükleer çalışmalarıyla tanınan Pakistanlı bilim adamı Abdülkadir Han’ın 1998 yılında söz konusu binayı ziyaret ettiğini de belirtti. Abdulkadir Han, Şam’ı Yüksek Öğretim Bakanlığı’nın düzenlediği Bilim Haftası etkinlikleri dolayısıyla ziyaret etmişti.
Suriyeli subay, görevi gereği binaya birçok kere girdiğini ve yüksek rütbeli subaylarla dolaştığını vurgulayarak, ‘Bir defasında, yer altında altıncı katta Beşşar Esed’in aracıyla büyük bir kapıdan girdiğini görerek şaşırdık’ dedi.
İkinci yer: Kasiyon dağının batı ayağındaki 105. Alay’ın merkezinde bulunuyor. Bu yapı Kasyon dağının altına doğru uzanıyor. Cumhuriyet Muhafızları’nda görevli subay buradaki yapının tank garajı tarafına açılan bir kapısını bildiğini dile getirdi. Subay, Şam Üniversitesi’nde bir jeoloji doktorunun, dağın altında büyük delikler olduğunu ve çökme tehlikesi yaşayabileceğini söylemesinin ardından ortadan kaybolduğunu belirtti.
Subay buradaki yapıya sadece sınırlı sayıda üst düzey subayın girebildiğini vurgulayarak burasının en büyük kimyasal silah deposu olabileceğini dile getirdi.
Üçüncü yer: Adra’dan sonra gelen Senaya mıntıkasında Şam-Halep Uluslararası Karayolu’nun ilk büyük virajında sol tarafta trafik polisi karakolunun karşısında yer alıyor. Suriyeli subay buradaki yapının dağın altına doğru uzandığı kanaatinde. Subay, doksanlı yılarda bölgede bulunan taş ocaklarının çalışmalarının durdurulduğunu da hatırlattı.
Dördüncü yer: Aynı yol üzerinde Katife mıntıkasında ilk virajın sağında yer alıyor. Ortasında bir ev bulunuyor ve girişler bu evden yapılıyor.
Cumhuriyet muhafızlarında komutanlık seviyesinde olan subay, buranın Seksenlerde Şam-Halep Karayolu’nun yapımı sırasında inşa edildiğini ve en eski kimyasal silah deposu olabileceğini ifade etti.
Beşinci yer: Şam’ın Kabun bölgesinde Özel Kuvvetler merkezinde çok gizli bir yer. 2011’de devrimin başlamasının ardından devrimcilerin eline geçebileceği korkusuyla boşaltıldı. Kapılarını sadece üst düzey komutanlar ve görevli subaylar biliyor.
Suriye ordusu, 31 Ağustos 2013 tarihinde Şam'ın Doğu Guta bölgesinde zehirli gaz kullanmış, Birleşmiş Milletler (BM) heyeti, Suriye’de kimyasal silah kullanıldığını tespit etmişti.
Suriye rejimi, kimyasal saldırının ardından ABD ve Rusya'nın girişimiyle kimyasal silahların ülkeden çıkarılması ve imha edilmesi ile ilgili anlaşmayı kabul etmişti.
Kaynak: Al Jazeera