Beş yılı aşkın bir süredir vahşi bir kuşatma altında tutulan, sürekli havadan ve yerden bombardıman altındaki Duma, Esed rejiminin bir kez daha kimyasal saldırısına maruz kaldı. Ve bir kez daha tüm dünya ‘şaşırmış’ görüntüler sergiledi. Uluslararası toplum diye adlandırılan küresel sistemin bir şey yapma hususunda bir iradeye sahip olmadığı ortada, oysa bu konuda sorumluluk üstlenmiş olduğu da bilinmekte.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında “bir daha asla izin vermemeliyiz” diyerek oluşturulan kurumlar ve mekanizmalar sivillere karşı işlenen savaş suçlarına yaptırımlar getiriyor. Meskun bölgelerin rastgele bombalanması, kitlesel tehcir, açlığa mahkum etme, kolektif cezalandırma, yasak silahların kullanımı gibi bir dizi suçtan ötürü Esed rejimi cezalandırılmayı hak ediyor. Ne var ki ortada bu süreci harekete geçirecek bir irade yok!
45 gün önce BMGK’dan geçen kararda Doğu Guta için ateşkes kararına varılmıştı. O günden bu yana bin 500’den fazla sivil katledildi. Bir başka savaş suçu olan tehcir dayatılarak on binlerce insan yerlerinden zorla göç ettirildi.
Ne ilginçtir ki, bu umursamazlık aynen devam ediyor:
Bundan tam bin 655 gün önce BMGK Esed rejiminin elindeki tüm kimyasal silah stoklarının teslimi kararı almıştı.
Bin 507 gün önce yine BMGK varil bombalı saldırıların durdurulması kararı almıştı.
764 gün önce BMGK, 2118 sayılı kararına atıf yaparak bu tarihe kadar klorin gazının kullanıldığı 100 saldırının dökümünü yapmış ve bir daha klorin gazı kullanılacak olursa askeri müdahale de dahil her türlü seçeneğin devreye sokulabileceğini teyit etmişti.
Dün yine BMGK Suriye’de işlenen savaş suçunu görüşmek üzer toplandı.
Ama yine bir şey çıkmadı.
Daha kötüsü ise uluslararası toplum Suriye savaşının bittiğine dair bir kanaat içinde.
Oysa halen rejimin kontrolü dışındaki bölgelerde, İdlib’de 2 milyondan fazla, Humus, Dera ve Halep kırsalında ise 1 milyondan fazla kişinin yaşadığını görmezden gelen bir yaklaşım bu.
Ve ortada çok net, açık bir gerçek, bariz bir tehdit var: Eğer Duma saldırısı karşılık görmezse rejim bunu diğer bölgelere yönelik planları için bir yeşil ışık olarak değerlendirecek.