Esed Canisine Karşı Tavır Seçimin Kritik Konusu Olacak!

AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile muhalefet partilerinin Suriye ve Esed’e ilişkin görüşlerini karşılaştırdığı bugünkü yazısında Resul Tosun, 24 Haziran’daki seçimlerin bu konuyla da ilgili olduğuna işaret ediyor.

Suriye’nin geleceğine dair tavır alışları değerlendiren Resul Tosun, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haricinde Beşşar Esed’in gayrı meşruluğunu gündemde tutan neredeyse hiçbir aktörün bulunmadığı gerçeğinden hareketle 24 Haziran seçimlerinin en temel ayrım konularının başında gelen hususun Suriye sorununa yaklaşım tarzı olacağını hatırlatıyor.

Bugün Star gazetesinde “Suriye Meselesinin Geleceği ve Erken Seçim” başlığıyla yayımlanan Resul Tosun imzalı yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:

Erken seçim kararı Türkiye’nin geleceği açısından önemli olduğu kadar Suriye meselesinin geleceği açısından da o kadar önemlidir.

Erken seçim başkanlık sisteminin devreye girmesini erkene alacağı için fevkalade büyük öneme sahiptir.

Suriye meselesi de rekabet eden tarafların bakış açıları göz önünde bulundurulursa o kadar büyük önem arz etmektedir.

***

Mevcut iktidarın ve seçimlerde onu temsil edecek olan cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın Suriye meselesine bakışı malum.

Türkiye bu iktidar sayesinde Esed rejiminin meşruiyetini kaybettiğini savunuyor ve Esed’in Suriye’nin geleceğinde rol almasına şiddetle karşı çıkıyor. Suriyeli mültecileri de Esed zulmünden korumayı insani bir vazife addediyor.

Esasen bu ilke Suriye’de olaylar başladığında içinde ABD’nin de bulunduğu Suriye Dostları’nın ortak ilkesiydi.

***

Maalesef Türkiye dışında bu ilkeyi koruyan devlet kalmadı.

Normal demokratik seçimler yapıldığı takdirde dindar ve muhafazakar Suriyelilerin galip geleceğini gören batı dünyası Esed’i Suriye milli iradesine tercih ederek Suriye meselesinin bugünkü boyutlara ulaşmasına açık/örtülü destek verdi.

Türkiye AK Parti iktidarı sayesinde bu ilkeden vazgeçmedi ve Suriyeli mültecilere kucak açtı.

***

Dolayısıyla 24 Haziran’da Türk seçmeni hem Türkiye’nin hem de Suriye meselesinin geleceğini oylamış olacak.

Çünkü Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan, bu politikasını sürdürmeye devam edecek ve Suriye’nin hem toprak bütünlüğünü hem de milli iradesine saygıyı savunacak.

Muhalefet ise tam tersini...

Maalesef başta CHP olmak üzere muhalefet partileri Esed’in meşruiyetini ve mültecilerin Esed’in insafına terk edilmesini savunan bir anlayışa sahipler.

***

Durum böyle olunca cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan’ın kazanması demek Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi aynı zamanda Suriye meselesiyle ilgili politikasını aynen sürdürmesi anlamına geliyor.

Muhalefetin kazanması ise başkanlık sisteminden vazgeçmek gibi bir abes işle meşgul olup ülkeyi siyasi bir çıkmaza sokmak ve Suriye meselesini Esed rejimiyle müzakere ederek Suriyeli mültecileri Esed’in insafına terk etmek, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı ile terörden temizlenen bölgelerin yeniden terör örgütlerinin eline geçmesi ve ülkenin milli güvenlik sorununun göz ardı edilmesi demektir.

Bu da bölgeyle ilgili kirli senaryoların devreye girmesi anlamına gelir.

Takdir milletin.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!