HAKSÖZ HABER
Sosyal ve kamusal hayatın tamamında kendisine yer arayan ve meşru olduğunu savunan cinsel sapkınlık taraftarları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın sözlerine nefret kustu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Yaşam haklarını korumak, devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez. Ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden kimse beklemesin ne bireysel olarak ne hükumet olarak" dedi.
Seküler basın tarafından 'bireysel özgürlüklere engel olunuyor' savunusunun yanlış bir noktada olduğunu ifade eden kişi ve kurumlara yönelik algı operasyonlarının yaşandığı Türkiye'de aile ve birey haklarına aynı muamelenin yapılmadığı görülüyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık seküler yaşamın savunucuları için şu eleştiride bulundu: "Hayat tarzı tartışmalarına kurban giden çok başlığımız var. 85 milyonun iyiliği de hepimize bulaşıcı, 85 milyon içerisinde oluşan maalesef olumsuzluklar da herkesi etkiliyor. Kadına yönelik şiddetin sebepleri arasında yüzde 70, 75’e yakın alkolizm var. Alkolle ilgili bir tartışma açmamız mümkün değil. Direkt hayat tarzı engeliyle karşı karşıya kalırsınız ya da işte eşcinsellik tartışmaları hemen 'bireysel özgürlükler' Bireysel özgürlük kısmı başka bir şey; ama toplumsal hayatı etkileyen tarafı başka bir şey. Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Haklarını korumak, yaşam haklarını korumak devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden kimse beklemesin ne bireysel olarak ne hükumet olarak. İkisi birbirinden çok ayrı şeylerdir."
LGBT propagandasına da değinen Yanık, "Anayasal düzeyde tavrımızı ortaya koymak istedik. Dünyada maalesef çok kesin bir LGBT propagandası yürüyor ve bunun arkasında çok büyük bir ekonomik desteğin olduğunu da lobi desteğinin olduğunu da görüyoruz. İnsani değerler çerçevesinde de eş cinselliği normalleştirmek, yayılmasıyla alakalı bir göz yummak gibi bir şeyimiz olamaz. Bu noktada gerek bireysel gerek toplumsal çalışmaları yapmamız lazım." ifadelerini kullandı.