Esad'ın Bitmeyen Katliamları

Öğretmenlik yapan kadın, çok genç. Uzun bir ceket ve etekle oldukça düzgün giyimli, başında da düz, beyaz bir başörtüsü var.

Öğretmen, Özgür Suriye Ordusu'na bağlı bir grubun kontrolünde olan, Şam'ın banliyölerinden Kabun'da çalışıyor.

Grup üyeleriyle tanışmak için, geçen yaz rejimin kontrolündeki Şam'dan geçmeyi başarmıştım. Komutanları sakallı, dindar adamlardı.

Beşar Esad'ın rejimini yok etmek adına ölmeye hazır olduklarını ve belirgin bir İslami niteliği olan bugünün Türkiye'sine benzeyen bir devlet modeli inşa etmek istediklerini söylüyorlardı.

Genç öğretmen geçen hafta sabah teneffüsünde okullarına iki bomba isabet ettiğinde neler olduğunu anlatırken sesini kontrol etmekte zorlanıyor.

Katledilen 15 kişinin ve korkunç şekilde yaralananların hepsi erkek öğrencilermiş, çünkü sıcak sonbahar güneşinde o teneffüste bahçeye çıkma sırası erkeklerdeymiş.

Yan yana öldüler

Öğretmen, ölmek üzere olanlar için dua etmeye başladığında, duman dağılmış ve teneffüs için dışarı yolladığı çocukların okulun girişi yakınında ölü ya da yaralı olarak yerlerde yattığını görmüş.

Öğrencilerden uzak bir yerde olan ilk patlamadan sonra, onlar, kendilerine öğretildiği gibi, içeri girmek için koşuyorlarmış.

Öğretmen o sabah, 11 yaşında iki çocuğu dört yıl okula gidemedikleri için okuyamadığını ve yazamadığını söylüyor. Bahçede yan yana ölmüşler ve aynı gün yan yana gömülmüşler.

Genç öğretmen ara sıra soğuktan titreyerek, henüz ağlamadığını söylüyor bana...

Sesini hiç yükseltmeden "Bu çocuklar bunu hak etmek için ne yaptı?" diye soruyor, ama hep öfke dolu. "Silahları falan yoktu." diye ekliyor.  

"Çocuklar savaşın dışında kalmalı"

"Çocukları bu savaşın dışında bırakmak Esad'ın görevi. Okulları bombalamayı bırakmak zorunda, çocuklara saldırmayı durdurmak zorunda. Onların bu savaşla bir ilgisi yok." diyor genç öğretmen.

Suriye'deki katliamın bitmesinin bir yolu var mı? Şu anda ya da tahmin edilebilir bir gelecekte yok.

Konuştuğum öğretmen ve dört yıldır bu kan gölününün kabusunu yaşayan tüm Suriyeliler için hayli kötü bir tahmin bu.

Birleşmiş Milletler'in hesaplamalarına göre Suriye'deki savaşta ölü sayısı yaklaşık 200 bin. Neredeyse 11 milyon Suriyeli, ki bu nüfusun yarısı demek, evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu 11 milyon kişinin 3 milyonundan fazlası ülkeden kaçtı.

Mart 2011'de başlayan devlet terörüyle Esad'ın, babası Hafız Esad'ın 1970'te kurduğu sistemin devamıdır.

Tunus'ta, Mısır'da ve Yemen'de devlet başkanları gitmişti. Libya'da Muammer Kaddafi öldürülmüştü.

Esad, 2011'de koltuklarından olan liderlerin yolunu sürdürmeyi tercih etti. Ancak birçok Suriyeli baskıdan ve yolsuzluklardan bıkmıştı.

Gösterilerde ilkin Esad'ın sözünü verdiği ama gerçekleştirmediği reformların uygulanması çağrısı yapıldı. Göstericilere ise polis ateş açıyordu. Ancak Beşar Esad gitmedi.

Yaklaşık altı hafta önce, rejim Şam'ın dışındaki Adra'yı geri aldı. Esad'ı destekleyenlerin çoğu orada yaşıyor. Bunların çoğu kamuda çalışan ve işleri gereği kendilerine ucuz konut sağlanan insanlar.

Rejimin, El Nusra Cephesi yönetimindeki bir grubu kentten çıkarmak için yaptığı saldırılarda, Adra ciddi zarar gördü.

Esad'ın çatışmalar boyunca yaşadığı kayıplar var. Ülkenin bazı bölümlerinde kontrolü kaybetti. Ama rejim, şaşırtıcı bir şekilde yerinde duruyor.

İran'dan, Rusya'dan ve Lübnanlı Hizbullah hareketinden askeri, diplomatik ve mali destek alıyor. 

Esed güçleri Şam cephesinin ön saflarında, kalabalık geçitler, kum torbaları yığılı yollar ve yanmış mahzenler arasında, yaptıkları katliamla katılaşmışlar. Tanıştığım rejim güçlerinin çoğu Alevi, yani Esad'la aynı mezhepten. 

Suriye daha önce hiç sıradan bir devlet terörü yaşamadı. Ama şu anda uluslararası bir çatışmanın tam ortasında. Şu anda Lübnan'da bulunan her dört kişiden biri, Suriyeli mülteci.

Suriye'de devam eden katliam, Irak'ta yeniden başlayan mezhep savaşı ile birleşti.

Bölgesel süper güçler İran, Suriye hükümetinin yanında, Suudi Arabistan ise hükümetin karşısında yer alarak, duruma dahil oldu.

Rusya'nın Esad'a desteği bir tarafta, direnişçileri bombalayan ABD diğer tarafta.

Savaş değişiyor, daha da tuhaf bir hal alıyor ama, sona erme işaretleri göstermiyor.

Suriye Haberleri

Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu
Esed rejiminin sistematik işkence merkezleri ortaya çıkıyor