Vakıflar Genel Müdürlüğü, Şişli’de bulunan 41 bin 950 metre karelik tarihi Ermeni mezarlığının tapusunu Ermeni Cemaati’nin İstanbul’da bulunan en zengin vakfı Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfına devretti.
Vatan'ın haberine göre Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı 2011 yılında yeni Vakıflar Kanunu çerçevesinde Ermeni Mezarlığı’nın tescilini ve tapusunu almak için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurdu.
Vakıflar, konuyla ilgili olumlu karar vererek, durumu Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfına bildirdi. Vakıf, kararın İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne gelmesinin ardından 41 bin 950 metrekarelik Ermeni Mezarlığı’nın tapusunu tescil ve tapu için gerekli işlemleri başlattı. Geçtiğimiz günlerde de vakıf avukatı Simon Çekem Şişli Tapu Müdürlüğünün onayıyla vakıf adına mezarlığın tapusunu teslim aldı. Şehrin merkezinde bulunan mezarlığın tapudaki değeri 750 milyon TL’yi buluyor.
80 yıl sonra Mecidiyeköy’deki Ermeni Gragori Mezarlığı’nın tapusunun kendilerine verilmesinden dolayı mutlu olduklarını dile getiren Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı vekili Simon Çekem, “Mecidiyeköy’deki arazi, bize ilk verildiği günden beri mezarlıktır. Osmanlı tarafından 1830’lu yıllarda da mezarlık olarak kullanılan alan, yayınlanan bir fermanla Ermenilere verilmişti. Başlangıçta 50 bin metrekarelik bir alan olan mezarlık, 1930’da çıkarılan Belediyeler Kanunu çerçevesinde İstanbul Belediyesi’ne devredildi. Tapusu ve tescili ellerinde olmamasına rağmen Ermeniler bugüne kadar cenazelerini Şişli’deki Gragori Mezarlığı’na defnediyordu.” dedi.
ÖNEMLİ ARAZİLER İADE
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2012 yılında Şişli’deki 40 bin 500 metrekarelik Ermeni Katolik Mezarlığı’nın tapusunu Surp Agop Hastanesi Vakfı’na, Zeytinburnu Stadı’nın da bulunduğu 42 bin metrekarelik kıymetli araziyi de Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı’na iade etmişti.
Gayrimüslim cemaate ait vakıfların gayrimenkul edinmesine ilişkin sorun Cumhuriyet öncesine dayanıyor. Tüzel kişiliklerini ve gayrimenkul sahibi olma hakkını 1912 yılında kazanan vakıflar için 1935 yılında mülklerini beyan etme ve tapuya kayıt ettirme zorunluluğu getirildi. Bunun ardından vakıf yönetimleri sahibi oldukları gayrimenkullerin listesini Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne teslim etti. 1936 Beyannamesi olarak bilinen bu liste, 1974 yılında Yargıtay’ın ulusal güvenlik gerekçesiyle vakıfların beyannamede belirtilenden başka gayrimenkul elde edemeyeceklerini hükme bağlamasıyla sınırlandı. Kararın ardından da vakıfların bağış ve vasiyet yoluyla edindikleri mülklerin Hazine’ye devrine başlandı. Türkiye’nin AİHM’de pek çok kez tazminata mahkum edilmesine neden olan bu sorunu dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan 2011 yılında çözdü. Ve vakıfların mal varlıklarının asli sahiplerine iadesinin yolu açıldı.