Yeniçağ Gazetesi, MHP lideri Bahçeli çizgisini bile eleştiren bir milliyetçi duruşa sahip. Bu Yeniçağ, cumartesi günü, CHP lideri Baykal'ın bir sözünü manşet yaparak çıkıyor:
"AKP kendi derin devletini kuruyor!" Biraz "Eniştem beni niye öptü" cinsinden bir görüntü. Şu sıralar herkesin zihnini meşgul eden hadise, herhalde Ergenekon'un derinliği ya da dalları budakları olmalı. Kim nerede duruyor? Bir ara Çağlayan'da yapılan bir Kıbrıs mitinginde Alemdaroğlu, Vural Savaş, Doğu Perincek ve Saadet ciması yan yana görünmüştü de, herkes şaşırıp kalmıştı. "Cumhuriyet'e bomba atanlarla veya Danıştay Suikastçısı ile İlhan Selçuk nasıl aynı davanın uçlarında buluşabilir?" sorusu da bu yüzden...
Veli Küçük'le İlhan Selçuk ya da Doğu Perincek ve Alemdaroğlu, nerede buluşup ayrılıyorlar? İzahı kolay değil. Din konusunda yaklaşımları farklı odaklar, ulusalcılıktan yola çıkıp, demokrasiyi dışlamak dahil çok uç hedeflerde yan yana gelebilirler mi? Bir ara, bir siyasi hareketi oluşturmaya çalışan eski belediye başkanlarından biri "Askerlerle aram iyi, demişti.
Ak Parti'nin hatası sağlıklı iletişim kuramaması. Başörtüsü sorununa da aykırı bakmıyor askerler. Sağlıklı iletişim kurulursa askerlerin İslam konusunda bir karşı tavırları olmaz." Hatta, görüştüğü bazı askerlerin ismini vermişti ki onların ismi, bir süreden beri birtakım askeri operasyon ihtimallerinin içinde anılıyor. Ben şunu söylemiştim:
"O zaman o askerlere söyleseniz de, askerin başörtüsü konusunda hiçbir karşıtlığı yoktur, şeklinde bir bildiri yayınlasalar, bu daha inandırıcı olur." Şimdilerde medyaya, yine ismi çok geçen o emekli generallerin, diyelim Abdüllatif Şener'le -onun tarafından doğrulanmasa da- yeni "ulusalcı oluşum"lar için temasa geçtiği haberleri yansıyor.
Bir ara, Demirel çevresine gidip geldiği bilinen eski DYP'lilerden bir kısmının da, emekli askerlerle toplantılar yaptığı medyaya yansımıştı. Bütün bunlar, Ergenekon'la alakalı mı? Bilmiyoruz. Diyelim Cindoruk'un son zamanlarda, Ergenekon üslubuyla ekranlarda dolaşmasının hangi kombinezonlarla alakalı olduğunu da bilmiyoruz. -Elektriği tarif et, demişler hani köylü vatandaşa... -Ne idüğü bilinmez, ettiğinden bellidir, demiş. Ergenekon şu anda böyle bir oluşum niteliğinde görünüyor. -Var mı? -Evet var. Çünkü ettikleri var. Edeceklerine dair işaretler var.
Peki nasıl bir şey. -Henüz elle tutulmuyor. Ergenekon'a atfedilen eylem boyutuna baktığınızda, şu ana kadar ortaya çıkandan çok daha "derinlikli" bir yapılanmanın bulunması gerektiğini düşünüyorsunuz. Ama ortaya çıkan boyutlara baktığınızda, bir tek "ulusalcı" duygular etrafında oluştuğu görüntüsü net, geriye kalan yapısı son derece karmakarışık bir heyula gibi duruyor. Şu soru sorulabilir: -Acaba şu ana kadar yürütülen soruşturma, Ergenekon'un hangi derinlik boyutuna ulaştı? Bu soru en azından "Soruşturmayı yürüten savcı, hangi derinliklere inebilir?" açısından önem taşıyor. Bir soru daha soralım:
Ergenekon, derin ve kontrol dışı eylemlerin içinde bir yapılanma ise, onunla mücadele noktasında "Devlet" ne yapıyor? Buradaki "Devlet"ten hükümet dahil tüm kurumları kastediyorum. Mesela, Milli Güvenlik Kurulu bu konuyu görüşme ihtiyacı hissetmedi mi? Mesela "Asker"le de oturup, bu işin içinde var olduğu iddia edilen emekli generaller konusunu görüşmek doğru olmaz mı? Yoksa halen görevde olanlar, "Emekliye ayrılanlardan sorumlu değiliz" gibi bir halet-i ruhiye içinde midirler?
Görüntü şu: -Böyle bir oluşum var ama, bunu şimdilik sadece bir savcı, biraz emniyet, biraz da hükümet önemli buluyor. Hatta görüntüye şunu da eklemek gerekiyor: Ergenekon'un birinci hedefi Ak Parti'yi yok etmekti. Şu anda Ak Parti'ye karşı yürütülen yok etme operasyonu da, içinden veya dışından bir Ergenekon eylemi gibi görünüyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın "zihniyet olarak sızma" iddiası, medyanın bir kesiminde tepki görmesine rağmen, halkta oluşan duygulara çok yabancı gelmedi. En son şöyle bir söz düştü medyaya: -Ergenekon savcısının başına da Şemdinli Savcısı'nın başına gelen gelebilir. Sadece bu söz bile, Ergenekon savcısının zor durumunu ve yalnızlığını anlatmaya kafi gelmiyor mu? Hele o gittikçe yoğunlaşan medya abanmalarını dikkate aldığınızda...
Bugün gazetesi