Ergenekon Operasyonu'nda tutuklanan emekli albay Levent Göktaş'ın bürosundan kritik isimlerle ilgili özel bilgi, belge ve fotoğraflar çıkmış…
Sabah'tan Mutlu Çölgeçen'in haberine göre, Ergenekon yapılanması Genelkurmay Başkanı Org.İlker Başbuğ'u da fişlemiş…
Söz konusu Ergenekon Fişlemesi, Özden Örnek'e ait Darbe Günlükleri'nde yer alan kimi satırları teyit ediyor.
Günlüklerin 1 Aralık 2003 tarihli bölümünde dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org.Başbuğ'dan duyulan rahatsızlık dile getiriliyordu.
Şener Eruygur ve etrafındaki kimi isimler "2003-2004'te Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'le birlikte muhtıra girişimlerine karşı çıkmış olmasından dolayı" Org. İlker Başbuğ'dan şikayetçi idiler.
*
Ergenekon örgütüne ait "derin fişleme" EMASYA yapılanmasıyla ilgili planları da içeriyor:
Askeri birliklerin garnizon alanı içindeki sivil olaylara müdahale şartlarıyla ilgili gizli bilgilerden söz ediliyor.
Emekli albayın sır kayıtlarında İstanbul merkezli EMASYA planları ayrıntılı olarak yer almış…
Tam bu noktada hafızalarımızı, arşivimizi yokluyoruz…
"Askere toplumsal olaylara el koyma yetkisi veren EMASYA Protokolü'ne göre İstanbul'daki 52. Tümen bünyesinde kurulan EMASYA birliğinin Çağlayan Meydanı'nda tatbikat yapmayı planladığına" ilişkin manşet hangi gazetede/hangi tarihte yayınlanmıştı?
17 Ocak 2007'de Hürriyet'in taşradaki manşeti "Aman Sincan Sanmayın" şeklindeydi. Şehir baskılarında başlık hadisenin arka planını iyice gizleyebilmek için "Askerin Hassasiyeti"ne çevrilmişti.
Şöyle bir düşünün, EMASYA Birliği tatbikatı "gösteri ve mitinglerin en önemli adresi" olan Çağlayan Meydanı'nda yapacak ve kamuoyu da Sincan sanmayacaktı!
O fevkalade ilginç manşet, Hürriyet'in "tankların geçme ihtimali"ne ne denli meftun olduğunu gösteriyordu.
*
Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç Ergenekon soruşturmasındaki ifadesinde "MGK genel sekreteri olduğum dönemde iki yıl boyunca devletin tüm istihbarat raporları bana geldi ama Ergenekon diye bir adı hiç duymadım" diyor…
Kılınç Paşa "Ergenekon diye bir yapılanma yoktur" demeye getiriyor.
Böylelikle, "JİTEM yoktur" diyerek siyasi tarihe geçen Teoman Koman'ı da geride bırakarak Derin Örgütlenmeleri İnkar Ligi'nde şampiyon oluyor!
Ergenekon adlı bir "üst örgüt"ten ilk bahseden Memduh Ünlütürk Paşa'ydı; yıllar önce "Ergenekon Genelkurmay'ın da hükümetlerin de bürokrasinin de herkesin üzerinde bir örgüttür" demiş ve arka planda Washington'ın olduğunu vurgulamıştı.
İki yıldır ortaya çıkan sayısız kanıttan, sarsıcı birçok bağlantıdan sonra; Ergenekon'un varlığını, işlevini, derin icraatlarını inkar ederek darbeci örgütle ilgili vahim gerçekleri ne Tuncer Kılınç gizleyebilir, ne de herhangi bir Ergenekon destekçisi…
Kılınç'ın beş yıl önce sarf ettiği "Rusya ve İran"la ilgili sözlerin kendi çizgisini gizlemeye yönelik 'ters köşe siyaseti' olduğunu göremeyenler, Ergenekon destekçisi kimi paşaları "Amerikan karşıtı gibi imiş" gibi göstererek çok ciddi bir yanlışa imza atıyorlar.
Türkiye'deki bütün darbelerin perde arkasında ABD-NATO ekseni vardı.
Yani? Darbeci Ergenekon örgütünü inkar ederek destekleyen kimi emekli paşaların da gerçekte ABD-NATO karşıtı olmaları kesinlikle mümkün değildir.
Ergenekon örgütünün üzerine gidilmesi, Ankara'nın Washington ekseninden çıkmasıyla paralel bir süreçtir.
Tarihin gidişatını değiştiren –arka planda gerçekleşen-böylesine "büyük bir kırılma" yaşanmamış olsaydı; darbeci yapılanmanın üzerine asla gidilemezdi. Bir başka deyişle, Ankara'daki devlet kurumlarında böylesine hayati bir operasyonu yapabilecek 'hakim irade' ortaya çıkmazdı.
*
Ergenekon itirafçısı Tuncay Güney, sekiz yıl önce polise verdiği ifadede Ergenekon'u detaylarıyla anlatmıştı.
Orada, Doğu Perinçek'in ABD-NATO karşıtı gibi görünen söyleminin aksine "Amerika ile savaşan birisi olmadığını" vurgulamış ve "Perinçek NATO'nun adımıdır" demişti.
Dün birçok televizyon kanalında Tuncay Güney'in 2001'de polise verdiği ifadelerin görüntüleri (ilk kez) uzun uzun yayınlandı.
Güney'in sarsıcı itirafları, bir yıldır Yeni Şafak'ın manşetlerine konu oluyor; Ergenekon destekçileri bu yayınlara dudak büküyorlardı!
Son şok dalgayı takip eden tüm gelişmeler, "Ankara"nın Ergenekon'daki Büyük Resim'e ulaşmak üzere yola çıktığını ve bu yolda kararlı bir biçimde gidileceğini bir kere daha göstermiştir.
"Tavsadı; artık bu son dalgaydı; bundan ilerisi yok" gibilerinden yorumların hepsi –bundan önce olduğu gibi-çöpe gitmeye mahkumdur.
YENİ ŞAFAK