Ergenekonda asıl kıyamet yakında

Oral Çalışlar

Hüseyin Oğuz, emekli jandarma astsubay. Onun adını ilk kez Yüksekova çetesini ortaya çıkardığı zaman duyduk. Susurluk kazasının ardından çarpıcı açıklamalar yapmıştı. ‘Yeşil’ adıyla bilinen cinayet makinesinin adını da ilk o açıklamış, sonra da emekli olup ortalıktan çekilmişti.

 Hüseyin Oğuz dün Star gazetesinden Efe Erdem’e önemli saptamalarda bulunmuş... Şöyle diyor Oğuz: “Veli Küçük istediği kadar inkar etsin bir sürü belge var. Ve onunla çalışmış bir sürü adam gizli tanık olacak. Susurlukta daha önce susan isimlerden üçü şimdi gizli tanık. Veli Küçük konuşacak çünkü konuşmasa da her şey ortaya çıkacak. Şu anda 20 tanık var ancak dava sürerken bu 100’ü aşar. Şu anda şu hadiseyi bilen mektup yazacak, isminin açıklanmasını istemiyor ama ben şu görevdeyim deyip mektup yazacak insanlar var. Bunlardan üçüyle konuştum. Ergenekon’un PKK ilişkisini ve Gebze cinayetlerini anlatıyorlar”.

***

Bu kez hepimiz tanık oluyoruz ki, Susurluk ve Şemdinli’den farklı şeyler oluyor. Ergenekon savcısı daha cesur davranıyor ve soruşturmayı kararlı bir şekilde yürütüyor. Tabii bu kararlılık daha önce ortaya çıkmayan, üstü örtülen bir çok olayın da sağlam ip uçlarını gözler önüne seriyor.

Ergenekon iddianamesinin eklerindeki bilgiler bile birçok yeni soruşturmanın açılması için
önemli veriler sunuyor.

 Bu tür davalarda asıl olan kararlılıktır. Sırtlarını devlete dayadıklarını düşünen ve bu nedenle en acımasız cinayetleri işlemekte gözünü kırpmayanlar, yalnız kaldıklarını hissettikleri an çözülmeye başlayabilirler. Çünkü bu eylemleri yapanlar kuvvete taparlar. Kuvveti kendi arkalarında gördükleri zaman yapmayacakları yoktur. Nitekim yaptılar da. Zayıf olduklarını hissedince de çözülürler...

***

Danıştay saldırısı Ergenekon davası için kilit olaylardan birisidir. İddianamedeki bilgiler,
belgeler, tanıklıklar olayı aydınlatırsa büyük bir oyun deşifre edilmiş olacak.

Gebze cinayetleri de Ergenekon/Susurluk olaylarının kritik noktalarındandır. Hüseyin Oğuz, üç tanıkla konuştuğunu, bunların ‘Ergenekon PKK ilişkisini ve Gebze cinayetleri’ni  anlattıklarını aktarıyor.

 Gebze’de ‘PKK’ya yardım ettiği’ düşünülen işadamları öldürülmüşlerdi. Ayrıca iki Kürt
avukat Medet Serhat ile Yusuf Ekinci benzer şekilde infaz edilmişlerdi.
 Bu cinayetlerin çoğunun aynı ekip tarafından yapıldığı belliydi. Devlet içinde oldukları da belliydi. Ortaya çıkan bir çok bilgi ve bulguya rağmen, o bölgenin sorumlusu olan Veli Küçük kimseye hesap vermedi, kimse de ondan hesap soramadı.

***

Sokak ortasından insanları kaçırıp, işkence yapıp öldürenler, bunu muhtemelen ‘devletin yüksek çıkarları’ için yaptıklarını iddia ediyorlar, bu nedenle kendilerine dokunulamayacağını düşünüyorlardı.
 Onlarca aydın Güneydoğu’da benzer yöntemlerle öldürülmüşlerdi. Ergenekon’un bir ayağı Batı’daydı, ortalığı karıştırmak amacıyla Danıştay cinayeti gibi ‘şaşırtıcı’ cinayetleri gerçekleştiriyorlar ve buralardaki büyük rantları elde ederek çevrelerinde çeteler örgütlüyorlardı.

 Bir diğer ayağı ise Güneydoğu’daydı. Oradaki çatışma ortamı onlara zemin hazırlıyordu. ‘Yeşil’ işte o bölgedeki kanunsuzlukların yarattığı canavardı.

Ergenekon soruşturması Güneydoğu’daki kanunsuz ortamı aydınlatabilmek için de bir kapı açıyor.
 Tabii şiddet yanlısı güçler arasında o kanunsuz ve kaotik ortamda oluşmuş olan bağlantıların bizim bilmediğimiz yanları da var. Bu bağlantıların aydınlatılması, çok daha yeni ve önemli gelişmeleri beraberinde getirecek.

Tanıklar konuşabilir. Tanık sayısı artabilir.

O zaman görürüz gümbürtüyü...

RADİKAL