Ergenekoncular nasıl kurtulur?

Mümtazer Türköne

Ertuğrul Günay'ın döneklik tarifi, ansiklopediye girecek kadar çarpıcı. Meclis'te 12 Eylül darbecilerinin yargı önüne çıkartılmasını mümkün kılacak anayasa değişikliği tartışılıyor.

Malûm, bu öneriyi gündeme getiren Deniz Baykal olmuş, AK Parti de pakete dahil etmişti. Geriye çark eden CHP'liler, eski yol arkadaşları Günay'a "döneklikten ne anlıyorsun?" diye soruyor. Ertuğrul Günay'ın cevabı: "Ben sosyal demokrasi, sosyal adalet milli irade gibi kavramları kullanıp da sonra milli iradenin seçtikleriyle baş edemeyeceklerini gördükleri zaman postal sesinden umut bekleyen demokrasi düşmanlarını anlıyorum."

Bir örgüte bağlı olarak hayatlarını tanzim edenler, kural olarak birinin ürettiği hatayı aynen tekrarlarlar. Döneklik ithamları da bazen Temel'in meşhur fıkrasına benzer. Ters yola giren Temel, bir yandan karşıdan gelen arabalarla baş etmeye çalışıyor, bir yandan radyo dinliyor. "Bir çılgın ters yola girdi, dikkat" anonsunu duyunca, "Ne bir kişi, yüzlerce yüzlerce" diye bağırıyor. Soru şu: Ya Temel haklıysa? Baykal'ın ters yola girdiği, bütün CHP'lilerin de sağa sola bakmadan onu takip ettiği doğru değil mi? CHP bunu da yaptı. 1982 Anayasası'na sahip çıktı. Değişmesini engellemek için her yolu denedi. Ertuğrul Günay haklı değil mi? Döneklik eden kim?

Türkiye'de olan hadise basit bir iktidar mücadelesi. Bir tarafta halk, kendi iradesi ile geleceğine sahip çıkıyor. Ergenekonculardan kurtulup rahat bir nefes almaya, işine gücüne bakmaya çalışıyor. Bunun için Ergenekon'un ipliğini pazara çıkartan kim olursa ona destek veriyor. AK Parti, bu talebi temsil ediyor ve işini hakkıyla yapıyor. Öbür tarafta Ergenekoncular kâğıtları sürekli yeniden karıp, oyun tezgâhlıyor.

Anayasa değişikliği kazasız belasız Meclis'ten geçer ve referanduma sunulursa, yüksek bir oy oranı ile halkın kabulüne mazhar olacak. Bu oranın % 65'in altına düşmeyeceği kesin görünüyor. Eğer bu paket geçer ve anayasa değişirse, kabul edilen maddeler Ergenekon'un mezar kitabesi olacak. Ya bu paket geçmezse?

AK Parti, referanduma gidecek Meclis çoğunluğunu sağladı. Paketi engellemenin en kestirme yolu, CHP'nin 110 imzayı bulup, Referandum Kanunu'nu Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi ve oradan bir yürütmeyi durdurma kararı çıkartması, yani referandumu engellemesi. Bu senaryo için iki şart var. Birincisi 110 imzayı bulmak; ikincisi Anayasa Mahkemesi'nin yürürlüğü durdurma kararı vermesi. İkisinin de gerçekleşmesi mümkün mü? Teorik olarak mümkün. Peki gerçekleşirse ne olur?

Bu ihtimal gerçekleşirse birçok şey aynı anda olur. Bunların içinde en tehlikelisi, Ergenekon çetesinin rahat bir nefes alması ve sonra paçayı kurtarması olacaktır.

Okay Gönensin'in dikkat çektiği ve uyardığı senaryo, gerçekleşmesi imkânsız olanı ama aynı zamanda Ergenekoncuların kafasının nasıl işlediğini anlatıyor. Referandum Kanunu, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek. Gerekçe başlangıç ilkeleri olacak. Buna göre, Yargıtay Başsavcısı yeni bir kapatma davası açacak. Anayasa değişikliği önergesinde imzası bulunan AK Partili milletvekillerinin, üyelikleri düşecek. Bunun üzerine AK Parti hükümet çoğunluğunu kaybedecek. Bir CHP-MHP koalisyonu kurulacak. Bu senaryonun dayandığı nihaî tez önemli. Halk dersini almış olarak AK Parti'yi sandıkta silecek.

Bu tür senaryoların ve komplo planlarının tutmadığı yer halkın iradesi. Bu tür müdahalelerin tamamı halktan geri döndü. Yine döner. Döneceğini bile bile bu cehenneme odun taşıyanlar Türkiye'ye sadece zaman ve enerji kaybettirirler.

MHP anayasa paketi için, hiç olmazsa Meclis'te hazır bulunarak değişikliğe meşruiyet sağlamış oldu. CHP'nin tavrı ise Ertuğrul Günay'ın isabetle tanımladığı döneklikten başka bir anlam taşımıyor. Neyse ki hesabı postal sahipleri değil, halk görüyor. Ergenekoncular kurtuluşu referandumu engellemekte görüyor. O zaman hukuk içinde yaşamak isteyen herkesin çareyi referandumda görmesi gerekmez mi? m.turkone@zaman.com.tr

ZAMAN