Oyuncu ve senarist Hasan Kaçan 2004 yılında ATV’den Show TV’ye transfer olan ve 1 yıl sonra da ekrana veda eden “Ekmek Teknesi” ile ilgili olarak dizide dini muhtevalı hikayeler ve ifadeler olduğu için Balyozcu paşalar tarafından andıçlanarak yayından kaldırıldığını söylemiş. Doğrudur. Bu ilk vaka da değil. Devlet bu işin peşini bıraksa da vatandaş bırakmaz, haberiniz olsun! Balyozcular ve Ergenekoncular milletin elinden yakalarını zor kurtarır..
Eğer kapalı kapılar arkasında birtakım pazarlıklar yapılarak bunlar bırakılırsa, haber veriyorum, binlerce dava açılır bunların ve bunları bırakanların aleyhlerinde. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olurlar. Normal nefes bile alamazlar..
Yaptıkları ortada.. Kaldı ki, savcılık iddiaları halkın yaşadığının yüzde biri değil..
312 General bir araya gelip, “onbaşı olamayacakların paşa oldukları ülke” dedi diye dava açıyorlarsa, o gün bunca zulüm ve işkenceyi yapanlara bu millet dava açmayacak mı?
Telefonlarının dinlenmesinden şikayetçiler. İyi telefon dinlemeyi cezalandıralım, ama peki ya onların dinledikleri telefonların cezası ne olacak? Onların fişlemelerini, telefon kayıtlarını da üst üste koyup onlara verilecek cezayı hesaplayın bakalım, kaç yıl içeride kalırlar o zaman..
İşleri zor. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık!
AİHM var, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru hakkı var. BM İnsan Hakları Komiserliği var.. Bu dava bugünden yarına öyle hemen bitmeyecek..
Devlet bunların yakasını bırakırsa devlet de sanık olur, şüphelileri koruduğu için.. Suçları bir değil ki. Aslında gerçekleri görüp sussalar daha iyi ederler.. Zira, konuştukları her şey aleyhlerine delil olabilir.. Bunlar, sükûtun kendileri için sözden daha değerli olduğunun farkında değiller. Erdoğan’ın hesabı başka bana kalırsa. Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması ve CMK 250. maddenin değişimi konusunda MİT müsteşarının şüpheli sıfatıyla çağrılmasıyla başlayan bir süreçle ilgili bir düzenleme sözkonusu. Hükümet çevrelerine göre “Yargı yasayı bir kenara koymak suretiyle yürütme alanına girmiştir. Şüpheli sıfatıyla çağırmak devletin işlerine çomak sokmaktır.” Erdoğan açıklamasında “Ergenekon’du, Balyoz’du bu konularda biz adım attık. Geri adım mümkün değildir. Darbelerle mücadele asla sonlanmaz. Mesela tutuksuz yargılanabileceği halde tutuklu yargılananlar var. Bu insanların tutuksuz yargılanması mümkünken tutuklu yargılananlar var” diyor.. Yani hükümetin öncelikleri ve bakış açısı farklı gözüküyor..
Yahu hazine arazisi yağmasından bile, bugünkünün iki katı adam girer içeri..
Alın size bir “son dakika” haberi: Habur’da rüşvet operasyonu; 6’sı asker, 15 kişi tutuklandı.
Suçlu-suçsuz bir ayrışsın. Kimin ne yaptığı ortaya çıksın, af çıkacaksa da, şartlı tahliye olacaksa da, önce etkin bir pişmanlık olduğu görülsün, ondan sonra konuşulur..
Bu insanlar meclisi ve yargıyı, hükümeti baskı altına alarak dışarı çıkacak olursa, milli vicdan buna isyan eder.. Af hayal olur..
Muhsin Yazıcıoğlu cinayetinin failleri yargıya teslim edilmezse, BBP ve ailesi sorumlulardan bunun hesabını sorar. Evet devlet içinde birileri suçluları korumaya kalkar ve yargıyı çalışamaz hale getirecek olursa onun siyasi ve bürokratik kariyeri biter ve o da gün gelir suça ve suçluya yardım ve yataklık etmekten sanık sandalyesine oturtulur..
Allah korkusu her işin başıdır ve adalet mülkün temelidir.
Zalimlere yardım etmeyin, haksızlıklar karşısında susanlardan olmayın, sonra ateş size de dokunur.. Tamam! Elbette onların bize davrandığı gibi biz onlara davranmayalım. Çünkü onların yaptığı insanlık dışı bir şeydi.. Tamam! Bir topluluğa olan öfkemiz, bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin. Merhametimiz gazabımızdan büyük olsun, sevgimiz nefretimizi aşsın.. Tevbe eden, pişmanlık duyanlar için, Hz. Yusuf’un kardeşlerine davrandığı gibi davranalım. Buna Apo da dahil, Apo’yu kullanan bizim darbeciler de!
Hâlâ, soğuk savaştan bu yana, aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırmaya devam ediyor bunların bazıları. Bazıları, çıkıp, çoluk çocuk demeden bir şehri tümden yok etmekten, katliam yapmaktan söz ediyor... Onların örnek aldıkları da böyle yaparmış!
Celladımızı alkışlamamızı kimse bizden istemesin artık..
Emeklilerin ayakları suya erdi de, muvazzafları böylesine hırçınlaştıran ne acaba..
Bana kalırsa önce şu “askeri cezaevi” hikayesinin bitirilmesi gerek. Özel yetkili savcı ve özel yargı var ama, özel tip bir hapishane yok. O da olmalı, bunlar olacaksa..
Bunlar bu kafa ile çıkarsa, muhtemelen askeri cezaevinde oldukları kadar rahat olmayacaklar, rahat durmayacaklar dışarıda. Ve 24 saat sonra da geri gelecekler gibi sanki.
Ya hu bunların birçoğunun karısı-kızı, kantin hesapları bile soruşturulsa, nelerle karşılaşılacağı ortada.. Kamu kaynaklarını babalarının malı gibi kullanmışlar. Mehmetçik özel hizmetkarları gibi.. Askeri ihalelerde yaşananlar biliniyor.. “Gizlilik ve emir komuta” ile bir sürü çer-çöp hepsi halı altına süpürülmüş..
Beyler artık bunları askerler de, korucular da, astsubaylar da konuşuyor.
Neyi gizlemeye çalışıyorsunuz ki! Amerika’daki eski dostlarınız, İsrail, İslam’a karşı sopa yanlısı şahin dostlarınız için bile artık bir değeriniz yok.. Çünkü sizi savunmak, onlar için taşınması zor bir yük haline geldi.. Yaralı yarış atlarını veterinere götürmezler.. Selâm ve dua ile.
YENİ AKİT