‘Ergenekon Yoktur’ Demekle Askeri Vesayeti Yok Sayamazsınız!

Ali Karahasanoğlu, Ergenekon davasında gelinen aşamayı değerlendirdiği yazısında askeri vesayet ve sivil unsurlarının bulaştığı suçların aklanamayacak kadar çok ve örtülmeyecek kadar bariz olduğunu ironik bir dille gözler önüne seriyor.

Ali Karahasanoğlu’nun Yeni Akit’te yayımlanana konuyla alakalı yazısı (01 Aralık 2018) şöyle:

Özür Dileriz Çok Sayın Ergenekoncular!

 Ergenekon davasında sona yaklaşılmış.

Danıştay cinayeti ile bağlantılı isimlerden, Alparslan Arslan ve ekibi için ceza istenmiş.

Diğer sanıklar için ise terör örgütü üyeliklerinden beraat talebinde bulunulmuş.

Bazı sanıklar için, resmi evrakta sahtecilik, silah bulundurma veya tehdit gibi suçlardan bireysel olarak cezalandırılmaları istenerek, 10 yılı aşkın süredir Türkiye gündemindeki bir iddialar zinciri hakkında “Artık bu iş kapanmalı” denilmek istenmiş..

O zaman bize de..

Savcımızın, büyük ihtimalle mahkeme tarafından da kabul görecek olan bu talebi gereği, Ergenekonculardan özür dilemek düşüyor..

Özür dileriz, sayın Ergenekoncular..

Biz size haksızlık etmişiz..

“Eşi başörtülü olan birisini cumhurbaşkanlığına seçtirmeyiz.. Seçilse bile o kişi Çankaya’ya gidemez.. Tekerlek patlar, bir şeyler olur” diyenlerin, aslında hiçbir artniyetleri yokmuş.. Demokratik haklarını kullanıyorlarmış..

Mustafa Balbay’ından da, Tuncay Özkan’ından da, onlarla paralel olarak benzer tehditlerde bulunanlardan da özür dileriz..

“Tekerlek patlar” derken, “Hiç istenilmeyen şeyler olur” derlerken..

 Aslında hiç de kötü bir niyetleri yokmuş..

Dindar bir cumhurbaşkanı seçilmesini, “Tehlikenin farkında mısınız” manşetleri ile Cumhuriyet gazetesinin sürmanşetinden laikçileri tahrik etmek için günlerce yayın yapanlar, “Ordu göreve” pankartları açarak darbe tahrikinde bulunanlar, aslında kötü niyetle bunları söylememişler.. Cumhuriyet’in Turhan Selçuk’u, domuza, başörtü giydirip, karikatürler çizerken, Müslümanları kasdetmemiş, sanatsal gayelerle İslam’ın haram kabul ettiği hayvana, başörtü takmış..

Özür dileriz, binlerce özür..

Bir avuç laikçinin, sandıkta yapamadıklarını, askere darbe yaptırarak gerçekleştirmek istediklerine yönelik iddialarımız, bizim kumkumacılığımızdan kaynaklanıyormuş..

Özür dileriz Cumhuriyetçiler, özür dileriz, Cumhuriyetçilerle birlikte organizeli işler çeviren paşalarımız..

Mehmet Ali Büyükçelebi teğmenlik vazifesini deruhte ederken, bindiği taksilerde sivil insanlara yönelik istihbaratçılık oyunları tezgahlamamış, Hizbuttahrir mensuplarına kumpas kurmak için küçücük bir gayret göstermemiş, biz uydurmuşuz tüm bunları..

Özür, binlerce defa özür..

Ergenekon davasındaki FETÖ’cü hakimlerin pireyi deve gibi gösterdikleri uygulamaları tabii ki kabul etmeyelim..

Ama lütfen, genç bir avukat bayan ile telefon konuşmaları, ardından Seyfi dede ile yemekli sohbetler sonucu, Bolu’ya atanan hakimin gerçek ve tek kusuru, FETÖ’cülerin istedikleri kararı vermemesi miydi?

FETÖ’cüler önlerine geleni tutuklamak için yargıya baskı ortamı oluştururken, o hakim de Yargıtay üyeliği karşılığında bazı kişileri serbest bırakma muhabbetlerine girmemiş miydi?

Demek ki girmemiş..

Özür, binlerce defa özür..

Fikret Emek’te bulunan 39 el bombası mı?

Yalan canım..

Külliyen yalan..

Ergenekon yok ki, Fikret Emek’in de el bombaları olsun..

Bak ne diyor savcımız esas hakkındaki mütalaasında:

“Ergenekon isimli bir terör örgütü gerçekte hiç olmamıştır.”

Yani, sadece bu dosya kapsamında yargılananlar için değil..

Tarihin herhangi bir bölümünde de..

Bu dosya içine giren sanıklar için de..

Bu dosyada ismi geçmeyen sanıklar için de..

“Ergenekon diye bir örgüt hiç olmamıştır.”

Onun için özür dileriz..

Ha, şimdi FETÖ varmış.. Bu Ergenekon kumpası da, aslında FETÖ’nün tümü ile uydurduğu bir iddialar zinciri imiş..

Yarın FETÖ sanıkları da, bu savcımızın esas hakkındaki mütalaasını gösterip, “Ergenekon hiçbir tarihte olmamıştır. Ergenekonvari bir derin yapılanma içinde olduğumuz iddiası ile cezalandırılmamız yanlıştır. Çünkü daha önceki savcılık mütalaasında, ‘Ergenekon hiçbir tarihte olmamıştır’ denilmiştir. O zaman bize de, derin bir yapılanma suçlaması yapamazsınız.. verin beraat kararını, gidelim” derlerse, ne cevap veririz acaba?

Öyle ya..

Hep söylüyoruz..

Derin devletin kolları vardır. Kimisi Ergenekon’dur.. Kimisi Balyoz’dur.. Kimisi Susurluk’tur..

Hani “Bu dosyadaki sanıkların derin yapılanma ile bir ilgileri yoktur” denilse, nihai noktada kabul etmem ama, haydi diyelim ki, deliller toplanamamıştır, yeterli değildir, dolayısı ile bu sanıkların Ergenekon ile bağları derin devlet yapılanması ile ilgileri ispatlanamamıştır kanaatine katılırım da..

Derseniz ki, “Ergenekon hiç olmamıştır”..

Orda durup düşünürüm..

“FETÖ, hiç olmamıştır” diyen birisinin çıkmasına da, hazırlanalım mı acaba?

Hazırlanırken, unutmayalım..

Özürlerimizi tekrarlayalım..

Tüm Ergenekoncular, özür, binlerce özür..

Ya Cumhuriyet Çalışma Grubu?

Gazetemizi direkt hedefe koyan, “Legal ve illegal eylemler” diye başlıklar atıp, gazetenin yazarlarına neler yapılacağını sistemleştiren, gazeteye baskı sırasında sabotaj düzenlenmesini planlayan ve bunu gerçekten de hayata geçiren askeri planlara ne oldu?

“Onlar plan tatbikatı.. Hani olur ya.. Şöyle şöyle olursa, ne yapabiliriz” diye düşünüp, tedbirler alınır ya..

Mesela, “Deprem olduğunda ne yaparız” diye tatbikatlar olur ya..

“Yangın çıktığında, ne yaparız” diye yangın tatbikatları olur ya..

Onun gibi yani..

Onun gibi, Akit’e yönelik olarak, birileri legal ve illegal eylemler düzenleyecek olursa, darbeci generallerimiz düşünmüş taşınmışlar.. Bir tatbikat yapalım demişler.. O tatbikat çerçevesinde, o planlar yayınlanmış.

Akit’e yönelik değil.. Akit’i korumak için yani..

Ah gözlerim yaşardı..

Binlerce defa değil, milyonlarca defa özür, paşalarım.. Komutanlarım.. Ergenekoncularım..

Sizler bizi ne kadar seviyormuşsunuz da.. Biz bilememişiz..

Ah o FETÖ yok mu o FETÖ..

Siz, “Biz cumhurbaşkanının eşinin başındaki örtüye ne karışırız” dediniz ama..

O FETÖ, çarpıttı dediklerinizi..

Siz, “Üniversitedeki kız öğrencinin örtüsüne karışmak ne haddimize? İsteyen örter, isteyen açar” dediniz ama..

FETÖ yok mu FETÖ..

Onlar size isnat ettiler, başörtü yasağının arkasında yaşanılanları..

Özür darbeci komutanlarım..

Özür sizlerden..

  

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!