Ergenekon Masal, Bütün O Kirli Eylemler de Birer Rüya mıymış?

Kemalist taife daha düne kadar iktidara karşı onca kışkırtma ve kirli faaliyet içinde olduğunu unutmuş, şimdi bir de hesap sorma aşamasına gelmiş!

HAKSÖZ HABER

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin Ergenekon davasında yargılanan tüm sanıklar hakkında verdiği beraat kararı Kemalist cenahı adeta coşturmuş görünüyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ardından gelen bu karar malum kesim için 2. bir zafer havası estirmişe benziyor. Bu ruh haliyle başta AK Parti olmak üzere rahatsızlık duydukları herkese meydan okuyor, hesap soruyorlar.

Garip çünkü bu sonuç aslında AK Parti iktidarının bu kesime bir hediyesi oldu. 17-25 Aralık’tan itibaren Gülen yapılanmasıyla başlayan çatışma Ergenekon zihniyetini önce temize çıkardı, şimdi de iktidara ortak olmaya doğru götürüyor.

Ergenekon davasının bürokratik mekanizma içinde hayli güçlü olduğu dönemde Gülenci yapılanma tarafından kurgulandığı tezine bugün kimse karşı bir söz söyleme durumunda değil. Öncelikle bu tür davaları Gülencilerin kendi lehlerine bir ortam oluşturmak için tepe tepe kullandıkları inkar edilemez bir gerçek. Aynı durum Balyoz davası için de geçerli.

Ne var ki, Gülencilerin kirli bir çuvalı ağzına kadar açıp içine istedikleri her şeyi doldurmaları ile ortamın değişmesine bağlı olarak çuvalın tamamen boşaltılması arasında aslında pek bir fark yok. Evet, Gülencilerin çok kirli yöntemlerle bir çok masum insanı itham edip, aleyhlerinde sahte deliller uydurmak suretiyle mahkum ederek büyük hukuk cinayetlerine imza attıkları kesin. Ama bu durum ülkede bütün o yaşadığımız süreçlerde pek çok kirliliğe, suça şahitlik ettiğimiz gerçeğini görmezden gelmeye yetmiyor.

Ergenekon masalmış diye bugün kasılanlar, 2007’de Cumhuriyet mitinglerinin nasıl örgütlendiğini, darbe kışkırtmalarının nasıl yoğunlaştığını, Anayasa mahkemesinin başörtüsü yasağını devam ettirmek üzere aldığı kararın nasıl şekillendiğini ve bunun ardından AK Parti’nin kapatılması için neler yapıldığını unuttuğumuzu mu sanıyorlar?

Özden Örnek’in günlüklerindeki itiraflar, Mustafa Balbay’ın notlarına yansıyan darbe hazırlıkları, Genelkurmay’ın baskı altına alınarak hükümete karşı operasyon merkezine dönüştürülmeye çalışılması çabalarına hep birlikte şahitlik etmedik mi?

Şimdi tüm bu kirli, karanlık süreci yaşamış bizlerin karşısına geçip Çetin Doğan’ların, Şener Eruygur’ların, Hurşit Tolan’ların, Doğu Perinçek’lerin, Veli Küçük’lerin darbecilikle hiç alakası olmayan insanlar olduğunu söyleyip bir de hesap sormaya kalkanlara ‘yağma yok’ diyoruz!  Bugün süngünüz düştüğünden ötürü ‘demokratlık’ maskesine ihtiyaç duyduğunuzu ama içinizde ne gürbüz darbecilik ruhu taşıdığınızı iyi biliyoruz. Şimdilerde konjonktüre bağlı olarak temize çıkmış görünmeniz sizin asla temiz olduğunuzun göstergesi olamaz!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!