Selahaddin E. Çakırgil; bugün ki yazısında Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Asiltürk’ün Ergenekon davasının “Vatansever TSK mensuplarına” karşı gerçekleştirilen bir komplo olduğunu ifade ettiği konuşmasını yorumluyor.
‘Ergenekon Hayâleti’ Gören Birileri Var; Ama, Onlar Kim, Sahi?
Henüz 37-38 yaşlarındayken, 1974’lerde içsiyaset açısından çok önemli bir Bakanlığa getirilmişti.. Şimdi hayatta olmayan (merhûm) liderini en sürekli ve en derinden etkileyen bir kişi olarak gösteriliyor, âdeta onun ‘kara kutu’su gibi düşünülüyor ve bundan dolayı, o hareket içindeki diğer bazılarınca da suçlanıyordu.. Şimdilerde de, bazıları ve o, o eski liderin dâvasının bayrağını kendisinin taşıdığını düşünmekteler..
Şimdi, bu isim, TSK’nin en yüksek komuta kademelerindeki nice muvazzaf veya emekli komutanların ve diğer subayların, hükümete karşı darbe yapmakla suçlanarak tutuklanıp yargılanmaları konusunda 27 Ocak akşamı, bir tv. (HT) kanalında, ‘bu subayların vatansever ve milliyetçi olduklarını, ABD'nin önümüzdeki günlerde İran'ı işgal etmeye kalkışacağını, Ergenekon operasyonlarıyla TSK içindeki vatansever askerlere karşı bir komplo kurularak bu anti-Amerikan subayların tasfiye edilmesinin planlandığını’ söylemiş ve sözlerini, "Ergenekon, altını çizerek söylüyorum Türk ordusunda TSK içinde amerikan karşıtlarının tasfiyesidir. Nokta ve bir de ünlem koyuyorum. Başka bir şey değildir. Çünkü aynı olaylar içinde şu anda Silahlı Kuvvetler’in içerisinde bir kısım insanlar var. Ama, (sadece) Amerikan karşıtları alınıp ortadan kaldırılmak isteniyor. Sebebi de, Amerika'nın İran'a olası müdahalesinde orduyu kendi istedikleri hale getirmektir. Ama şerefli türk ordusu bu oyuna gelmez diye düşünüyorum.." şeklinde bitirmiş..
Bu gibi korkutmalarla veya çoğumuzu hassas yerimizden vuracak ‘İran’ı savunmak’ görünümlü ifadelerle, TSK gibi bir kurum içinde yuvalanmış bir güruhça döndürülmek istenen zulüm çarklarını mâzur göstermenin de ötesinde, hattâ himayeye çalışmanın; birilerinin vatanseverlik ve çarpık milliyetçilik anlayışlarına kuvvet şurubu ikram etmenin müslüman halkımıza getirileri nelerdir, bunlar da düşünülmelidir..
Unutulmasın ki, Amerikan emperyalizmi veya bir başkası İran’a vurmak isterse, bunun için TSK temel bir dayanak noktası konumunda değildir.. Çünkü Afganistan Amerika’nın elindedir, Irak elindedir, İran Körfezi’nin güneyindeki bütün arab rejimleri elindedir.. Kezâ, İran Körfezi, Hind Okyanusu, Kızıl ve Akdeniz’de donanmaları sürekli bulunmaktadır.. Aynı şekilde, başkomutanlığını devamlı kendi elinde tuttuğu NATO’nun bir üyesi olması hasebiyle, Türkiye de elindedir.. Böyleyken, sadece İran’ı vurmak için Türkiye’ye ihtiyaç duyulduğu gibi bir varsayımla bu satranç tahtasında yer almaya çalışmanın mantığı tartışılmalıdır..
Böyleyken, bu görüşlerle Ergenekon, Balyoz gibi yargılamaların iddianamelerinde yer alan ve sanık komutanlarca ‘bir savaş oyunu’ diye geçiştirilmeye çalışılan entrikaların, hıyanet planlarının bu şekilde değerlendirilmesi üzerinde daha bir önemle durulmalıdır.. Üstelik geçmiş bütün askerî darbelerde de benzer entrikalarla halkımıza en ağır zulümler revâ görülmüşken ve o zulümlerin acı sonuçları hâlâ da bertaraf edilememişken..