Evet; Türkiye, eski Türkiye değil ama..
Aması var işte!
Tüm olumlu gelişmelere rağmen, insan karamsarlıktan da kendini alamıyor.
Şu Ergenekon davasına bakın..
Ergenekon iddianamesine çok büyük ümitler bağlanmıştı..
Gerçekten de iddialar Türkiye’yi sarsacak iddialardı..
Ama gelinen noktada, sizce bir rehavet oluşmadı mı?..
İddianame tamamlandı, mahkemeye verildi, kabul edildi.
Şimdi yapılacak tek iş, duruşma gününü beklemek mi?
Evet, yargılanan sanıkların alacakları cezanın belirlenmesinde, duruşmaları beklemekten başka çare yok..
Ama iddianame ile gündeme gelen konularda, diğer kurumlar da, üstlerine düşen görevleri yerine getiriyorlar mı?
Bakanlıklar / resmi kurumlar, iddianame ve eklerindeki somut olaylar açısından vazifelerini yapıyorlar mı?
Ne gibi?
Gelişigüzel seçilmiş birkaç örnek vereyim..
İddianamede; kamuoyunun bildiğinden hayli farklı senaryo ile anlatılan Sabancı suikastının hükümlüsü Mustafa Duyar, cezaevinde öldürüldü.. Sebeb de, Mustafa Duyar’ın farklı senaryoyu açıklama endişesi!
Mustafa Duyar, DHKPC’li.. Onu öldüren Karagümrük çetesi ise, kendilerini ülkücü olarak tanıtan bir ekip..
Cezaevlerinde bu iki grubun üyeleri bir arada bulundurulur mu?
Cezaevleri bile aynı olamaz!
Ama olmuş.
Hatta iddianameye geçen gizli tanığın ifadesine göre, infaz gününe kadar Mustafa Duyar nereye sevk edilirse, katilleri de oraya gönderilmiş.. Fırsatı yakalayıp, infazı yapabilmeleri için!
O zaman soru: 1999 ve öncesindeki tarihlerde, bu iki birbirine düşman örgüt üyelerini, aynı cezeavine; hatta koğuş komşusu olacak şekilde yerleştirenler kimlerdir?..
Ergenekon mu bu birlikteliği sağlamış, sağlatmıştır?..
AdaletBakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, kayıtları inceleyip, yetkililer hakkında bir soruşturma açıp, ifadeleri toplayıp, niçin bir açıklama yapmaz?
Niçin bu konudaki gerçekleri öğrenemeyiz?
Suçlu da olsa; bir vatandaşını cezaevinde dahi koruyamayan devlet görüntüsünü verenler kimlerdir?
Yine Ergenekon dava dosyasına giren bir başka iddia: “Alkent 2000 villalarının 280 tanesi, Milli Savunma Bakanlığı’nın arazisine yapıldı!”
Bilmiyorum; Milli Savunma Bakanlığı, Milli Emlak Müdürlüğü ne beklemektedir? Böyle bir iddia gazetelere yansır yansımaz, niçin gerekli açıklama yapılmamıştır?
İddia doğru mudur, değil midir? Ne kadarı doğrudur, ne kadarı yanlıştır?
Bu konuda açılmış bir dava var mıdır, sonucu nedir?
Dava dosyasında bir başka iddia: “Orgeneral Çevik Bir, Tepekent villa inşaatının perde arkasında olmakla beraber, 560 dönüm hazine arazisi gasp edildi. Mahkeme kararı olmasına rağmen talan devam ediyor.”
Böyle bir iddia kamuoyuna intikal eder etmez, hemen yetkililerin bir açıklama yapmaları gerekmez mi?
Bu ülkede, hazine arazilerinin sahibi yok mudur acaba?
150 m2’lik bir alana, gariban bir vatandaş gecekondu yaptığında, evini tepesine yıkmasını biliriz de, 560 dönümlük hazine arazisini işgal eden ve sahiplenenler; Çevik Bir ve çevresindekiler olunca; onlara dokunmak yasak mıdır?
Niçin Milli Emlak açıklama yapmaz, niçin ilgili bakanlık konuyu araştırıp, olayın gerçeğini ortaya koymaz?
Yine dava dosyasından, dün manşete çektiğimiz bir başka iddia..
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olan Aytaç Yalman’ın Muğla’daki yazlığının inşaasının, terfide kendisinin kollanması amacıyla, bir subay tarafından üstlenildiği yönündeki iddialar..
Dava dosyasına giren bu iddianın gerçekliğini / yanlışlığını ortaya koymak çok mu zordur?
TSK ve Milli Savunma Bakanlığı’nın, ilgili komutanın mal varlığı beyanlarını açıp bakması, geliri ile orantılı olup olmadığını incelemesi ve kamuoyunu da aydınlatması gerekmez mi?
Komutanın yazlığı yaptırdığını iddia ettiği dönemde, suçlanan diğer subay ile görüşmelerini, o subayın çevredeki müteahhitlerle ilişkilerini aydınlığa kavuşturmak ve iddianın ciddiyetini günyüzüne çıkartmak çok mu zordur?
Niçin Milli Savunma Bakanlığı bir adım atmaz?
Her şey, yargı makamları tarafından mı yapılacak?
O dosya içinde, bu ve buna benzer yüzlerce olay anlatılıyor! Bakanlıklar, diğer resmi kurumlar yardımcı olmazlarsa, bunların hangi birisini araştıracak yargı makamları?..
Nasıl kalkacaklar bu yükün altından?
Hükümet, Ergenekon iddianamesine bu kadar önem vermişken, bakanlıklar iddialar hakkında niçin sessiz!
Ne bekliyoruz, gazetecilerin iğne ile kuyu kazıp, iddiaların ciddiyetini ortaya koymalarını mı?
Tüm bilgiler, elinizin altında beyler.. Sadece dosyaların kapağını açmanız, yeter de artar bile!
Bu kadar vurdumduymaz, olmayınız lütfen!..
Vakit gazetesi