Ergenekon Davası: "Kirli Bezle Temizlik..."

Ali Bayramoğlu yazısında, Ergenekon davasını ele alıyor, "Bu dava esası itibariyle, 2003-2004 darbe girişimlerini yargılayan, bu dönemin, belki siyasi tarihimizin en önemli davasıydı." diyor.

Kirli Bezle Temizlik...

Ali Bayramoğlu / Yeni Şafak

Temiz suya düşen çamur, damla bile olsa, suyu kirletir.

Onlarca doğru arasında sahte tek delil bile bir kovuşturmayı mesnedsiz hale getirir. Anlamsız dosya birleştirmeleri, içi boş delliller, garip tanıklar, sistematik sanık hakkı ihlalleri kovuşturmaları taşınmaz kılar.

Ergenekon dosyası böyle “tasnif” oldu.

Oysa, bu dava esası itibariyle, 2003-2004 darbe girişimlerini yargılayan, bu dönemin, belki siyasi tarihimizin en önemli davasıydı.

Gülen cemaati marifetiyle kirletildi ve kapandı.

Kimi isimler ve durumlar dışında, bugün sözünü ettiğimiz, aklama değil, karartmadır ve bunun açık fail ve sorumlusu Gülen cemaatidir. Ne gariptir ki dün Ergenekon'a efsane diyenler ile Ergenekon'u iktidara gelme aracı kılanlar arasında bir kesişme yaşanmıştır.

Usulüne göre yapılmayan, içinde farklı iktidar kavgalarını barındıran, devletin içinde farklı bir merkeze dayanan hiyerarşiler üreten, yeni hukuk ve hak ihlallerine yol açan “temizlik süreçleri” yan yollara saparak hukuk, meşruiyet ve inandırıcılık sorunları üretirler. Ergenekon davasında gelinen nokta siyasi niyetlere set çekmiş, istismar edilen mağdur sanıkları temize çıkarmıştır. Bu sevindiricidir.

Ancak şu görmezlikten gelinemez:

Gelinen noktada iki kara odak çıplak gözle görünür haldedir. İlki darbeci generallerden sivil ayaklarına kadar derin devlet dokusudur, ikincisi devlet içindeki otonom yapıdır. Bu iki kara doku birbirlerini götürmezler, birbirlerini aklamazlar.

Bu ise kahredicidir.

Evet, Ergenekon dosyalarının hukuk dışı veriler, manasız birleştirmeleri, yapay ve mağdur kimi sanıklar bu davanın örtülmesine yol açtı.

Ama bu dosyalarda ve dosyaların eklerinde yer alan yüzlerce ciddi, anlamlı, vahim belge ve iddia ne olacak? 2003-2004 arası Sarıkız, Ayışığı gibi darbe hazırlıklarının verileri, izleri ne olacak?

Ne olacağı belli.

Gömülecek…

Aynı Çetin Doğan'ın Balyoz dosyasında yer alan seminer açış konuşmasının tüm imaları ve niyetleriyle gömülmesinde olduğu gibi.

Nitekim sonuç ortada, Ergenekon davasındaki “temiz ve kullanılmış sanıklar”, o davaların “karanlık adamları”nı akladı.

TESEV'in hazırladığı bir raporu hatırlatmak isterim: Ergenekon'un öteki yüzü: Faili Meçhuller ve Kayıplar…

Bir kaç alıntı:

-“Ergenekon davasında 22 yıl 6 ay hapis cezası alan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Silopi HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ve HADEP üyesi Ebubekir Deniz, 2001 yılında Levent Ersöz'ün komutanı olduğu alay komutanlığına girerken görülmüş ve bir daha kendilerinden haber alınamamıştır…”.

-“Ergenekon davasında 29 yıl 3 ay ceza alan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur hakkında Mardin Kızıltepe Savcılığı tarafından Uğur yönetimindeki JİTEM ekibinin işlediği 12 faili meçhulle ilgili fezleke hazırlanmıştır…”.

-“Ergenekon Davası'nda yargılanan Emekli Albay Arif Doğan’ın JİTEM’in kurucusu olduğuna dair beyanatları mevcuttur. Musa Anter davasında da mahkeme heyeti, Ergenekon davası kapsamında yapılan aramalarda Arif Doğan'ın evinde bulunan ve devlet sırrı olması nedeniyle gizli tutulan JİTEM belgelerini talep etmiştir...”.

JİTEM de mi aklanmış oldu, şimdi?

11 Mart 2014'te Başbakan Tayyip Erdoğan şunları söylüyordu:

“Darbe girişimi yoktur fikrini kabullenmem mümkün mü? Darbe girişimleri olmamıştır diye düşünmem mümkün değil. Ben başımı kuma gömemem. Darbe girişimlerine hükümete yönelik yasalara ve demokrasiye aykırı hareketlere dair kamuoyuna yansıyan onca ses kaydını ve delili nasıl görmeden geliriz? Tüm bunlar hepimizin gözleri önünde oldu. Dolasıyla bu girişimlere karşı farklı bir tutum içinde değiliz. Darbe yoktur, darbe girişimi yoktur diyemem. Ayrıca mahkemenin verdiği kararın beraat değil tahliye olduğu gözden kaçırılmamalı. Bundan kurtuldum diyenler var ama olmaz.”.

Oldu…

Kim ne derse desin, işin hukuk skandalı tarafı kadar, ortada kalmış derin devlet darbecileri tarafı da var.

Kirli bezle temizlik olmaz, olmuyor.

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...