İsrail’de karşımızda laftan anlamayan iki grup var: Siyonistlerin peşine takılan akılsız hahamlar ve akılsız seküler faşist Siyonistler...
İki de müttefik taraf var: İsrail’in varlığına karşı çıkan Yahudi dindarlar ve insan haklarını savunan Yahudi liberaller...
Karşımızdakiler, Kabbala’dan çıkartılmış yorumlarla da desteklenen bir plan yapmışlardı... Evangelistlerde inanmıştı bu plana... “Tanrıyı kıyamete zorlayacaklar”dı akıllarınca. Tanrıya karşı da psikolojik harp taktikleri uygulayacaklardı yani... Bu plana göre 2010’da dananın kuyruğu kopacaktı. Kudüs tamamen İsrail’in olacak, Hizbullah Lübnan’dan tasfiye olacak, Filistinliler ezilerek tasfiye edilmiş olacaklardı... İran vurulacak, Suriye dize getirilecekti...
“One minute” ile başlayan süreç, bütün hesapları altüst etti ve “Mavi Marmara” ile artık bu hayaller mazide kaldı. Ama hâlâ birileri, her ne pahasına olursa olsun planlanan sürecin tamamlanması gerektiğine inanıyor... İran’a saldırmak, Lübnan’a girmek, Küdüs’ün Harem bölgesini Yahudilerden başkasına kapatmak istiyorlar...
İsrail, Türkiye’yi karşısına alarak bütün bunları yapabilir mi? İşte cevabını arayan asıl soru bu...
Ne kötü değil mi? Artık iktidarda Demirel yok... Askeriyedeki dostları da artık eskisi kadar etkili değil... Deşifre oldular. Ergenekon’dan sonra her şey tersine döndü.
İsrail’in Türkiye üzerindeki umudu; DP, CHP, Ergenekon, PKK, Mason locaları, bir kısım sermaye ve malum medya ile MOSSAD’la iş tutan kayıt dışı ekonomi baronları, mafya falan filan... Bir de Türkiye’de faaliyet gösteren Yahudi kökenli Amerikan, Alman, İngiliz, Fransız ajanları...
Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz’i tanıyorsunuz... Hani şu damadı Yahudi olan, damadına ve kızına Türkiye’yi terk etme çağrısında bulunan, İslâm’a, Müslümanlara ve Türklere hakaretler yağdıran paşa!.. Hadi gel de şu ‘312 General Davası’na konu olan yazıdaki eleştirilere katılma...
Başbuğ’un cami bombalama planına havi Balyoz Barbe Planı ile ilgili öfkeli yalanlamasını hatırlıyorum da; ‘o kâğıt parçası, bu boru’... Peki bu sözlere ne buyurulur paşam?.. Yoksa, “bu dinleme hukuk dışı yollardan yapıldığı için bir yorum yapmayacağım” mı diyeceksiniz?.. Hani gerçekten söylendi mi o sözler, bir soruşturma açsanız... Bu adamlar başka yerlerde de söylemiştir bu sözü... Sizinkiler herkesi fişlerken, bu adam hakkında hiçbir bilgi ulaşmadı mı izleme merkezlerinize?..
Gürdeniz, TSK’daki tek adam değil... Çevik Bir ya da Güven Erkaya farklı bir yerde mi duruyordu?.. Ya da damadı Yahudi olan generallerin kimler olduğunu biliyordunuz... İsrail’in umudu onlar sanki... “Balyozcu Paşa” olarak bilinen emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Amerika’da yaşayan Yahudi asıllı ekonomist bir damadı var... Hani şu Amerikan Yahudi Lobisi’nin şahinlerinden biri... Türkiye eğer İsrail’e karşı tavrını sürdürürse, Ermeni Lobisi’ni ve bölgedeki “dost unsurları” harekete geçirmekle tehdit edenlerden biri... Adı Dani Rodrik... Doğan’ın kızı Pınar’la evli... Yani aileden biri... Ankara’dakiler İsrail’deki, Amerika’da bu dostlarına güveniyorlardı... Şimdi İsrail’dekiler ve Amerika’dakiler bunların gözüne bakıyor...
İsrail ilk kez bu kadar yalnız kaldı... Hatta Yahudiler bile bu duruma isyan ediyorlar... Siyonistlerin büyüsü bozuldu ve bastırılan, sindirilen, susturulan halk, artık açıkça bu konuda sesini yükseltmeye başladı... İsrailli bakanlar birbirini “şişe geçirmekten” söz ediyorlar... Kabine dediğin de Bağdatlı yani Yahudi asıllı bir Iraklı, Balkanlar’dan eski bir meyhane kabadayısı filan.. Zaten Rusya’dan gelenleri, Falaşaları adam yerine koymuyorlar... Onların işi İsrail derin devletinin gözünde ölmek, öldürmek, istihbarat, karanlık, kirli işler... İsrail bölgede terör üssü gibi bir şey zaten. Batılıların oradaki uzantısı, Truva atı, sıçrama tahtası, saldırı üssü, istihbarat merkezi, ne derseniz deyin... Bu çevreler de İsrail için aynı anlama geliyor... İsrail hâlâ kuruluşundan beri bir terör örgütü hüviyetinde... Gelinen noktadaki duruma İsrailli aydınlar, bilim adamları da isyan ediyor artık. Namuslu hiç kimse tarafından İsrail’in savunulacak bir tarafı kalmadı... İsrail herkesi bıktırdı... Başardığı tek şey var: Herkesi kendinden nefret ettirmeyi başardı...
Haaretz, açık açık İsrail’in yaptığının “lütfen bizden nefret edin” anlamına geldiğini yazdı.. İsrailli politikacılar, Siyonist faşistler hiç söz dinlemiyorlar, dinler gibi yapsalar da söyleneni anlamıyorlar... Son derece şımarık, saldırgan, tehditkâr bir dil kullanıyorlar ve hiç özeleştiriye yaklaşmıyorlar... Çünkü; hep böyle davranmışlar, herkesi korkutmuş, yıldırmış, sindirmişler... Başka türlü bir dil bilmiyorlar... Artık yakınlarını Nazi zulmü altında kaybeden Yahudiler bile, Siyonist İsrail’i Firavun’un ve Hitler’in mirasına sahip çıkmakla suçlamakta ve Filistin halkını ise Hz. Musa’nın kurtardığı halka benzetmektedir...
Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa ve İtalya’nın dışişleri bakanları, İsrail’e Gazze Şeridi’nde uyguladığı politikada değişiklik yapma çağrısında bulundu. BM, İKÖ, Arap Birliği, Akdeniz Parlamenterler Asamblesi, BM, AB herkes çağrıda bulunuyor, ama İsrail’in dinlediği de yok... “Özür de yok, tazminat da... Sorumluları da teslim etmeyiz, olayı biz kendimiz soruşturuyoruz... Aslında sorumlu Türkiye, İHH terör örgütüdür” havasındalar.. Gazze konvoyunun arkasındaki 50’ye yakın ülkeden gelen insanları görmezlikten geliyorlar... Hatta konvoyda İsrail parlamentosundan bile isimler vardı. İlk çağrı İngiltere’den geldi, bunu görmezden geliyorlar, gözlerden saklamaya çalışıyorlar... Bunların öfkeleri akıllarını zail etmiş... Artık Yahudi bilim adamları; diğer ülkelerde yaşayan Yahudiler, bilim adamları, işadamları da İsrail’in bu saldırganlığına isyan ediyorlar...
“Serseri”, başına buyruk bir avuç Siyonist gençlik örgütü militanı, sağda solda gösteri düzenleyerek, akıllarınca Türkiye’yi karalamaya çalışırken, şecaat arzetme gayreti ile kendi çirkinliklerini ortaya döküyorlar...
İsrail’in böyle akılsız dostları varken ona düşman gerekmez...
Bu konu burada bitmeyecek... Ne olacak bu Yahudilerin hali?.. Yahudileri önce kurtarıcı resmi ideolojilerinden kurtulmaya çağırmak gerek sanırım...
Yarın da bu konuya devam edelim...
Selâm ve dua ile...
VAKİT