Tarık Asaf - Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
Geçtiğimiz gün Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı İran’ın destek verdiği Ermenistan’dan geri alması Bakü’de kutlandı. Azerbaycan’daki kutlamalar esnasında Erdoğan da bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşması esnasında
“Aras'ı ayırdılar
Kum ile doldurdular;
Ben senden ayrılmazdım
Zor ile ayırdılar,
Ay Lâçin, can Lâçin,
Men sene kurban Lâçin”
şiirini okuyan Erdoğan önce İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in tepkisine ardından da İran Hükümetinin tepkisine maruz kaldı.
İran’ın korkularının altında yatan sebep ise; Türkiye’nin bölgede artan etkinliği ve son Azerbaycan-Ermenistan savaşında Türkiye’nin, Azerbaycan’a açıktan verdiği destek ile aldığı galibiyetin devamının olabileceği endişesi.
İran, Erdoğan’ın “şiir” okuduğunda bunun bir şiirden öte çer çöpü önüne katıp sürükleyen bir çağlayan, bir siyasi kasırga olduğunu düşündüğü için olsa gerek tepkilerini ilk elden ortaya koymaya çalışıyor.
Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Derya Örs, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın okuduğu şiir nedeniyle İran Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, yaptığı yazılı açıklamada, Büyükelçi Derya Örs'ün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın okuduğu şiir nedeniyle çağrıldığını belirtmişti. Hatibzade, açıklamasında, "Türkiye Büyükelçisi, Dışişleri Bakan Yardımcısı tarafından çağrıldı ve sert kınama kendisine iletildi. İran'ın konuyla ilgili acil izahat beklediği kendisine bildirildi." ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye bu tepkilere misliyle karşılık vererek İran’ın Türkiye Büyükelçisi Ferazmend’i dış işleri bakanlığına çağırdı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in tweetine, sonrasında Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Derya Örs'ün İran Dışişleri Bakanlığına çağrılmasına, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik mesnetsiz iddiaların ortaya atılmasına ve böylece İran'da Türkiye'ye yönelik nefret kampanyasının açılmasına yönelik tepkiler dile getirildi.
İran basını Erdoğan’ı hedef alıyor
Azerbaycan'ın Karabağ zaferine içerleyen İranlı yetkililer ilk anda ülkelerindeki Türklerden çekindikleri için tepki gösterememişlerdi. Ellerine geçen ilk fırsatta ise nefretlerini ve öfkelerini medya üzerinden ortaya çıkarmaya başladılar.
İran da sağcılar, solcular, dindarlar ve komunistler neredeyse tüm kesimlerden Türkiye’ye karşı açıktan bir tavır alındı. Twitterda ağır hakaretler içeren hashtagler açılarak Türkiye ve Erdoğan’a dönük nefret söylemleri dile getirilmeye başlandı.
İran, uzun bir süredir Türkiye’yi ‘Neosmanlı’ siyaseti gütmekle suçluyor. Erdoğan’ı hedef alan İran’ın devlet merkezli medyası Erdoğan için ‘Sultanbul’ şeklinde hakaretlerde bulunuyor. Yine İran'ın sözde reformist kesiminin muhalefet medyası da bu kervana katılarak dezenformatif bilgileri kamuoyuna sunmaya başladı. Dün gece daha basıma gönderilmeden internet sitelerinde yayımlanan gazetelerin başlıkları çirkin ifade ve hakaretlerle doldu taştı. Manşetlerden Erdoğan’a açıkça hakaretler edilirken, Türkiye karşıtlığı da metinlerin içerisinde kendisine yer buldu.
Dün akşamdan beri de İranlı kullanıcılar sosyal medya üzerinden, Türkiye ve Erdoğan aleyhine hakaretamiz ifadelerin yer aldığı binlerce görsel ve yazı paylaştı.
Örneğin birkaç İran gazetesinde, ‘15 Temmuzda Erdoğan’ı Kasım Süleymani’nin kurtardığı’ iddia edilerek Erdoğan’ın ayağını denk alması tezviratına yer verildi.
Yine bir başka gazetede Erdoğan’ın karikatürünün yanında büyük puntolarla “Osmanlı halifesinin suçlamaları” ifadelerine yer verildi.
Hamaney’in imtiyaz sahibi olduğu Keyhan gazetesi manşetinde, “Sayın Erdoğan tarih mi bilmiyorsun yoksa İsrail için dans mı ediyorsun” ifadelerini kullandı.
Ayrıca İranlı gazeteciler ve siyasetçiler attıkları twitlerde ‘Saddam’ın idam edilmesini örnek göstererek’ Erdoğan’a gözdağı vermeye çalıştı.
İranlı Milletvekili Ali Asker Hani’de sosyal medya üzerinden attığı twitte "Sayın Erdoğan, İran topraklarına göz diken şahsın en son hali bu oldu" diyerek Saddam Hüseyin’in son anlarının yer aldığı görselleri paylaştı.