Erdoğan’ı böyle mi sevdireceksiniz?!

HAŞİM AY

İktidar cenahı “Yeni Türkiye” diye çıktığı yolda “Eski Türkiye”nin tortularını tersinden üretmekten bir türlü kurtulamıyor. Özenti kompleksiyle girişilen işler ise haliyle iğreti durmaktan ve sahibini çelişkiye sürüklemekten ari olamıyor. Türkiye ve çeşitli ülkelerde startı verilen "Stop Erdogan" kampanyası da bunlardan biri.

Elbette boşuna çıkmış bir icraat değil bu. Nitekim bunun ABD’nin New York kentinde bulunan Times Meydanı’nda geçtiğimiz günlerde asılan "Stop Erdogan" ilanlarına karşı geliştirildiği söyleniyor. Peki, gerekli mi? İşte işin bu kısmı son derece tartışmalı. Hele üzerine bir de Diyarbakır’daki tezahürü ve KADES uygulamasındaki çifte standart da eklenince basit ve gereksiz bir icraat olmaktan çıkıp düpedüz paradoksa dönüşmekte.

Öncelikle Atatürk’ü sevme-sevdirmeyi çağrıştıran bu kampanyayı son derece gereksiz, anlamsız ve de yakışıksız bir özenti kompleksinin tezahürü olarak gördüğümüzü belirtelim. Sakın bunun bir sonraki adımı bir zamanlar bir sorgulama tekniği olarak karşımıza çıkan "Atatürk’ü seviyor musun?"dan mülhem “Erdoğan’ı seviyor musun?” olmasın?!

İkinci olarak bu kapsamda Diyarbakır Kalesine asılan "Em ji Erdoğan hez dikin" (Biz Erdoğan'ı seviyoruz) yazılı pankartın, sahibini gülünç duruma düşürecek derecede bir çelişki yumağına sürüklediğini vurgulayalım ve KADES uygulamasındaki adaletsizlik ile bağlantısını gözeterek soralım: Gerçekten de Erdoğan’ı bu şekilde sevdirebileceğinize inanıyor musunuz? Mesela HDP’nin kapatılması gündeminin sıcaklığını koruduğu bölgedeki seçmen kitlesinde bu söyleminizin olumlu bir etkisi olacağını düşünüyor musunuz? Bunun yerine mesela KADES hizmetini Kürtçe olarak sunmayı neden denemiyorsunuz?

Yine bir 8 Mart’ın yıldönümündeyiz ve yine popülizmin sahiplerini sürüklediği tutarsızlıklara şahit oluyoruz. İşte bir süredir hizmete sunulan KADES uygulamasının da bu vesileyle bolca reklamı yapılmakta. İyi güzel de Türkçe, Arapça, Farsçanın yanı sıra İngilizce, Fransızca ve Rusça tam 6 dilde sunulan bu uygulamada neden Kürtçe yok? Ülkenin en çok konuşulan ikinci büyük dili konumunda olan Kürtçeye reva görülen bu çifte standartçı adaletsiz muamelenin iktidar nezdinde bir izahı var mı? Peki ya Diyarbakır Kalesine bu pankartı asan kadrolar; onların bu hususta Kürt kamuoyuna makul bir cevapları olacak mı?

İnsan demeden edemiyor: Erdoğan’ı böyle mi sevdireceksiniz?!