Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sisteminin, bugün hâlâ etkisini devam ettirdiğini belirterek, “Aynı şekilde CHP, bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir.” dedi.
“Utanç Verici Gün: 27 Mayıs 1960”
Erdoğan, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nce kendisine fahri doktora tevcih edilmesi dolayısıyla düzenlenen törende, “Bugün, Türk siyasî hayatına utanç verici bir gün olarak kazınan 27 Mayıs 1960 darbesinin 56. yıl dönümü. Ben bu vesileyle, Yassıada demiyorum, Yaslıada'da kurulan düzmece mahkemelerde vicdanları kanatan kararlarla idam edilen Adnan Menderes'e, Fatin Rüştü Zorlu'ya ve Hasan Polatkan'a bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.” dedi.
“Vesayet Sistemi Hâlâ Etkisini Devam Ettirmektedir”
Milletin, darbecilerin tüm tehditlerine rağmen kendini temsil eden insanlara sahip çıkmayı sürdürdüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Bununla birlikte, 27 Mayıs darbesiyle kurulan vesayet sistemi mâlesef bugün hâlâ etkisini devam ettirmektedir. Aynı şekilde, CHP bugün de çıkar ve güç odakları üzerinden iktidar devşirme çabası içindedir. Yeni anayasa tartışmalarında hiçbir proje sunmayan CHP cenahının, içinde 'kan' geçen cümlelerle milleti tehdit etmeye çalışması bunun en somut delilidir.” diye konuştu.
“Türkiye Artık 1960’ların Türkiye’si Değil”
Erdoğan, “Can çıkar huy çıkmaz.” sözünü hatırlatarak, “Anamuhalefet partisinin genlerine sirayet etmiş bu darbeci huyun aradan geçen 56 yıla rağmen hiçbir şekilde eksilmediğini görüyoruz. Tabî CHP'nin anlayamadığı şudur: Her ne kadar kendileri değişmese de milletimiz ve ülkemiz çok büyük bir değişim yaşadı. Onlar bunun farkında değil. Türkiye artık 1960'ların Türkiye'si değil. Milletimiz kendi iradesinin, bir avuç azınlık tarafından gasp edilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacağını son 13, 14 yılda defalarca gösterdi.” dedi.
“Hiçbir Milletvekilinin Küfretmeye Hakkı Yoktur”
“Kan”, “sokak”, “sermaye” ve hattâ “terör” üzerinden, milleti terbiye etmeye dönük tüm girişimlerden netice alınamayacağını artık herkesin anlaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“TBMM'de bir siyasetçi konuşmasını yapıyor ve haftalık konuşmasında oraya topladığı kendi tabanına, orada Cumhurbaşkanı’na açık ve net küfrettiriyor. Bakın bu bir küfür, bir eleştiri demiyorum, küfrettiriyor. Bir partinin genel başkanı olarak bu küfürler arka arkaya devam ederken, kalkıp da ‘Lütfen.’ demiyor. ‘Ne yapıyorsunuz?’ demiyor. Çünkü senaryo kendisi tarafından hazırlanmış ve bu senaryonun o da bir baş rol oynayıcısı. Şu anda şahsım da dâhil olmak üzere, oradaki hakarete uğrayan parlamentonun üyeleri dâhil olmak üzere hepsi, hepimiz davalarımızı açtık ve bunu sürdüreceğiz. Çünkü o çatı altında küfretmeye hiçbir milletvekilinin ve hiçbir partilinin hakkı yoktur.”.
“Yeni 27 Mayıs’lar Yaşanmasına Razı Olmayız”
Erdoğan, azınlıkların hakkını korumanın başka, birlikte yönetmenin başka bir şey olduğunu aktararak, “Milletimizin yeni 27 Mayıs’lar, yeni acılar yaşamasına razı olmayız, gençlerimizin iktidar hesaplarının piyonu olarak kullanılmalarına müsâde etmedik, etmeyeceğiz. Geleceğimizin teminatı olan büyük Türkiye'nin neferleri olan tek bir evladımızın bile, kan tutkunu siyaset vampirleri elinde heba olmasına göz yummayacağız.” diye konuştu.
Seçme ve Seçilme Yaşının 18 Olması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan ve genel başkanlık yaptığı dönemde arkadaşlarına, seçme yaşının 18, seçilme yaşının 30 olmasına ilişkin görüşlerini anlattığını ifade ederek, zor olanın “seçilmek” değil, “seçmek” olduğunu aktardı.
Erdoğan, “Şimdi yeni hükûmet programınında seçme ve seçilme yaşını 18 olarak koydu. Bu bana göre gençliğin geleceği noktasında çok önemli bir fırsat, bu demek değildir ki her 18 yaşında olan parlamentoya girecek. Tabî ki kabiliyeti olan, tabî ki bu işi başarabilecek olan 18 yaşındaki gençler oraya gelip girebilecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gençliğimizi Süratle Yetiştirmemiz Lâzım”
Öğretim üyelerine de seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bütün gençlik size emanet. Biz hizmetkârınız olacağız. Ama yoğun bir şekilde gençliğimizi süratle yetiştirmemiz lâzım. Bu ülke, bu millet, inşallah kendi anayasasını yapacak, yönetim sistemine karar verecek salahiyete, güce ve öz güvene sahiptir. Milleti mümeyyiz görmeyenler, yanıldıklarının farkına er ya da geç varacaklardır. Demokrasimiz başkanlık sistemi dâhil her türlü tartışmayı yapacak olgunluğa erişmiştir. Hiç şüphem yok. Önümüzdeki dönemin bu bakımdan ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası olacağına inanıyorum.”.
AA