Selahaddin E. Çakırgil, “Erdoğan Türkiyesi”nin Suriye politikasını değerlendiriyor:
Birkaç ay önce, bu sütunda, ‘Suriye konusunda siyaseti değişmeyen iki ülke olduğu’ndan bahisle, hele de emperyalist devletlerin siyasetlerinin sık sık değiştiği ifade edilmişti.
Bu iki ülkeden birisi İran, diğeri Türkiye idi.
Bu iki ülkenin ise, Suriye Buhranı karşısındaki siyaseti temelden birbirinin tam zıddı...
Ayrıca, bu sütunlarda defalarca anlatılmaya çalışıldı ki, Suriye Buhranı’nın geleceğini -görünürdeki beşerî ölçülerle-, bu iki ülke de belirlemek durumunda değildir ve bu coğrafyada 6. yılına giren korkunç ve her şeyi viran eden mücadelenin aslî yönlendiricileri, hâlâ da ve ne yazık ki, uluslararası emperyalist-şeytanî güçlerdir.
***
Kaptan Köşkü’nde 14 yıldır Tayyîb Erdoğan’ın bulunduğu Türkiye’de, dış siyasette Ahmet Davutoğlu’nun önce Başdanışman, sonra Dışişleri Bakanı ve son 20 aydır da, Başbakan olarak en etkili isim olduğu gözden ırak tutulamaz. Ama, bazı mahfillerde, Suriye siyasetinin başsorumlusu olarak Davutoğlu’nun gösterilmeye çalışılması, ahlâkî de değildir. Çünkü, Türkiye’nin son 14 senesinin her ânından, beşer planındaki baş etken ve sorumlu, Tayyîb Erdoğan’dır.
(...)