Başbakan ve AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan, "Bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacak. İki taraf var, bir devlet iki millet, milletin tarafında bir cumhurbaşkanı olacak. Fark bu. Türkiye’nin ihtiyacı da, demokrasinin ihtiyacı da budur" dedi.
"Milletin ta kendisiyiz"
Aday olduktan sonra ilk grup toplantısında partililere seslenen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürüdü:
Bu ülkede seçkinler, elitler, devlet gücünü elinde bulunduranlar milletten her zaman istediler. Milleti adam yerine koymadılar ama biz milletin içinden geliyoruz ve milletin ta kendisiyiz. AK Parti'yi millet kurdu, kumaşını millet dokudu, AK Parti her zaman milletle aynı istikamete baktı. Millet nasıl ki vekilini seçebiliyorsa ondan daha kolay biçimde cumhurbaşkanını da seçer, tayin eder.
"Milletin karşısında kendi siyasetlerini koydular"
CHP şimdi tıpkı tek parti dönemlerinde olduğu gibi milletin iyi seçim yapacağına inanmıyor. Şimdi de siyasetin dışından cumhurbaşkanı seçmenin, adeta vitrine bir vazo, saksı seçmenin gayreti içindeler. Bir cumhurbaşkanı tarafsız olabilir mi? Bugüne kadar hangi cumhurbaşkanı tarafsız oldu? İsmet İnönü tarafsız mıydı? Cemal Gürsel mi tarafsızdı? Kenan Evren mi tarafsızdı? Sayın Demirel, Ahmet Necdet Sezer… Bizzat yaşadık. Bunların hiçbiri siyaset üstü değildi, siyasetleri vardı. Hepsi de milletin siyasetleri karşısına kendi siyasetlerini, değerlerini koyuyorlardı.
"Türkiye'yi şaha kaldırır"
Bu ülke, 10 Ağustos’tan itibaren bir kez daha milletinin devleti olacak. Milletin egemenliği artık tam manasıyla işlemeye başlayacak. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile başbakan Türkiye’yi asla geri götürmez, şaha kaldırır. Seçildiğimiz takdirde, ülkenin başbakanı, bakanları ve tüm kurumlarıyla işbirliği içinde Türkiye’yi geleceğe taşıyacağız. Edirne’nin bir mahallesinden sorumluluğumuz ne, bunu bileceğiz, Hakkari’yi de bileceğiz. Bugün gibi yarın da hizmet götüreceğiz. Böyle bir mükellef var. Biz vitrine saksı, vazo seçmiyoruz.Gerektiğinde Yavuz Sultan Selim köprüsüyle de paralel yapıyla mücadeleyle de ilgileneceğiz.
"Bir üst kademede daha kararlı sürecek"
Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilse de "paralel yapı" ile mücadelede kararlı olduklarını ifade etti. Fethullah Gülen'in son mesajları, Cemaat'in Hükümet ile kavgayı bitirmek istediğini gündeme getirmiş ancak Cemaat içinde görüş ayrılığı olduğu iddiaları ortaya çıkmıştı. Ancak Erdoğan, geri dönüş olmadığını bir kez daha vurguladı. Partililere de uyarıları vardı.
Eğer seçilirsek paralel devlet yapılanmasıyla mücadelemiz kesintisiz devam edecek. Pazar günü Erzurum’daydım. Erzurum, 30 Mart seçimlerinde AK Parti’ye yüzde 59 oy oranında destek vererek paralel yapıyla mücadelede arkamızda çok güçlü bir şekilde durdu. Pazar günü de bu desteğin sürdüğünü gördük. Diğer iller ve 77 milyon da bunu istiyor. Zaten mücadele sürüyor, artarak da devam edecek. Cumhurbaşkanı seçilirsek bu mücadele bir üst kademede daha kararlı devam edecek.
"Hâlâ gereken tepkiyi koymayanlar var"
Ulusal güvenliğimizi tehdit eden paralel yapıyla mücadelede küçük dirençler yaşanıyor. Yargı içinde meselenin ciddiyetinin tam anlamıyla anlaşılmadığını görüyoruz. CHP ve MHP zaten bu ihanet şebekesini kolluyor. Ama içimizde de hâlâ bu yapıya gereken tepkiyi koymayanlar var. Bazı belediyelerde cesaretle bu işin üzerine gidilmediğini görüyoruz. Deve kuşu kafasını kuma gömer. Milletim kimin ne yaptığını çok güzel görüyor.
"Not ettik, ediyoruz"
Bu ihanet şebekesine göz yumanlar, sessiz kalanlar bilsinler ki, biz de milletimiz de bunu not ettik, ediyoruz. Millet nezdinde hiçbir eylem hesapsız kalmaz. Zamanı gelince milletim hesabı en güçlü şekilde sorar. Biz de zamanı gelince sorarız. Eğer cumhurbaşkanı seçilirsek ihanet şebekesiyle mücadelemiz asla kesintiye uğramaz. Şahsım ve yerime gelecek arkadaşım bu yapıyla mücadeleye devam edecek, herkesin bilmesini isterim.
"Kimse istikameti değiştiremez"
Partimizin bir istikameti var. Allah’ın izniyle hiçbir fani bu köklü davanın istikametini değiştiremez. Bu köklü davanın istikametini değiştirmek isteyen kendisini siyaset tarihinin çöplüğünde bulur. Yapılan kulislerin, üretilen dedikoduların hepsi enerji kaybetmektir. AK Parti durmadan yoluna devam edecek. Birbirimizi kıracak girişimlerden herkesin büyük bir hassasiyetle geri durmasını rica ediyorum. Partimizi, iç ve dış politikamızı yıpratacak söylemlerden uzak durulmasını rica ediyorum.
"Kaybedersin ama izzetinle"
Başbakan Erdoğan, diğer adaylar Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş'ın seçmenlerinde hayal kırıklığına neden olduğunu da savundu.
Diğer partiler çıkardıkları adayla seçmenlerini hayal kırıklığına uğrattı. Ülkücü camia içinde aday olacak kimse yok muydu? CHP’de yok muydu? İzzetli bir mağlubiyet zelil bir galibiyetten iyidir. Kaybedersiniz ama izzetinizle kaybedersiniz. Hem kaybetmek hem de izzetinizi yitirmek olabilecek en kötü şeydir. MHP, CHP Pensilvanya’nın peşine takılarak hem seçimi hem de izzetlerini kaybetmeyi göze aldılar. Ülkücü camiadan bir isim aday olsaydı, Devlet Bahçeli olsaydı belki kazanamayacaklardı ama izzetlerini de kaybetmeyeceklerdi. Devlet Bahçeli çıkıp şahsıma küfürler savuruyor. Ne hakaretler ne küfürler MHP’nin bu genel başkan döneminde yaşadığı zilleti örtmez. Erdoğan’ın aldığı terbiye size aynı dille karşılık vermeye müsaade etmez. 10 Ağustos, MHP seçmeninin MHP yönetimine bir kez daha okkalı bir ders vermesi için de fırsattır. İhanet şebekelerinin, marjinal sol örgütlerin elinde oyuncak olan bu MHP yönetimine seçmeni dersini verecek.
Erdoğan, kendisinin aday olmasından sonra istifa etmesi gerektiğini söyleyenlere de tepkisini sürdürdü. "Tutturmuşlar 'Başbakan istifa etsin' diye. Bunlar Anayasa'yı da okumadı. 'Başbakan aday olursa değil seçilirse istifa edecek diyor' yasa. Adaylığımız yasaya uygundur, kimse komik arayışların içine girmesin." dedi.
Al Jazeera