Asıl hedefin enflasyonun tek haneli rakamlara inmesini sağlamak olduğunu söyleyen Erdoğan, "Gerekirse şu aşamada bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin de farkındayız. Dün yapılan faiz artırımı kararını bu çerçevede değerlendiriyorum." diye konuştu.
Merkez Bankası Başkanlığına yeni gelen Naci Ağbal başkanlığında ilk kez toplanan Para Piyasası Kurulu politika faizini 475 puan artırarak yüzde 15'e çıkarmıştı.
Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 18. MÜSİAD EXPO Fuarı'ndaki konuşmasında, yeni yargı paketiyle ilgili hazırlıkların sürdüğünü ve bunun Meclis gündemine getirileceğini de kaydetti.
Orta vadeli hedeflere göre faizlerin de aşağı yönlü inmesini hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Bunu başardığımızda kurun da istikrara kavuşacağını düşünüyorum. Türkiye'yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmamız şarttır. Aksi halde sürekli bu tartışmayı yaşamak, bu bedelleri ödemek mecburiyetinde kalacağız. Faiz her şeyden önce bir defa paradan para kazanmak suretiyle insanları sömürmektedir" dedi.
Yeni yargı paketleri Meclis gündemine gelecek
Erdoğan, ekonomide ve demokraside ülkeyi yeni bir yükseliş dönemine sokmakta kararlı olduklarını belirterek, "Yeni yargı paketleriyle ilgili hazırlıklar sürüyor. Bunları da en kısa sürede Meclis gündemine getireceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 2 yılda hukukta ve ekonomide gerçekleştirdikleri iki büyük atılımı örnek vermek istediğini belirtti.
Milletin hukuka ve adalete olan güvenini kökleştirmek amacıyla kapsamlı bir Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırladıklarını aktaran Erdoğan, bu doğrultuda Meclis'in üç ayrı reform paketini hayata geçirdiğini dile getirdi.
"Yurt dışındaki tasarruflarımızı mutlaka ülkemize getirmeliyiz"
Erdoğan, hedeflerine ulaşmak için iş dünyasından ve vatandaşlardan somut destek taleplerinin olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Her şeyden önce yurt dışındaki tasarruflarımızı mutlaka ülkemize getirmeliyiz. İşte şu anda Varlık Barışı'yla ilgili adımı attık ve Varlık Barışı konusunda da gerek yurt dışı gerek yurt içindeki yastık altı neyimiz varsa bunları kesinlikle herhangi bir sorguya tabii olmadan kayıt altına almamız gerektiğine inanıyorum ki ülkemiz için de ve bütün girişimcilerimiz, yatırımcılarımız için de yeni bir ufuk sağlayacaktır.
Derdimiz ne? Derdimiz şu, paran mı var, yatırım. Paran mı var, istihdam. Paran mı var, üretim. Paran mı var, üretimle birlikte ihracat ve bu dörtlü mekanizmayı çalıştırdığımız zaman inanıyorum ki hep birlikte ayağa kalkacağız. Yerli ve uluslararası girişimcileri harekete geçirerek, üretim ve istihdamda kalıcı sonuçlar doğuracak yatırımların hızlanmasını temin edeceğiz. Milletimizin ve yatırımcıların milli paramız olan Türk lirasına güvenlerini artırarak, mevduatlardaki döviz ağırlığının azalmasını sağlamalıyız. Nitelikli istihdam oluşturan, enflasyona ve cari açığa yol açmayan yurt içi tasarruflardan ve yurt dışı yatırımcılardan gelen kaynaklarla finanse edilen bir büyümenin peşindeyiz. Adımlarımızı güvenin ve istikrarın bu sürecin kilit taşı olduğunun bilinciyle atıyoruz. Türkiye'ye güvenen herkesin kazanacağı bir yatırım iklimi oluşturuyoruz. Bunun için ihtiyaç duyulan her türlü adımı atacak, iş ve yatırım ortamını beklenen seviyeye çıkartacağız. Bu kapsamda özellikle üretim ve ihracatın ana aktörleri olan kuruluşlarımıza çok önemli görevler düşüyor."
Ticaret Bakanlığı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, MÜSİAD, TÜSİAD gibi iş insanlarını temsil eden yapılardan yakın, verimli ve samimi bir çalışma yürütmelerini beklediklerini aktaran Erdoğan, "Özellikle ihracat süreçlerinde yer alan kurumlarımızı diğerinin rakibi değil, tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Bu yapılar hem ülke içinde hem de ülke dışında birbirleriyle ne kadar yakın çalışma ve iş birliği halinde bulunurlarsa ortak hedeflerimize o kadar hızlı ulaşırız." dedi.