Erdoğan eski Erdoğan değil ama Kılıçdaroğlu yeni mi?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan muhafazakar seçmene seslenmiş…

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Seçim çalışmaları kapsamında Iğdır'a gelen Ali Babacan  “Eskiden AK Parti ile MHP'ye oy verenler, 'Elim artık bunlara gitmiyor' diyor. O yüzden kapı kapı dolaşacağız. O umutla oy verdiğiniz Erdoğan, eski Erdoğan değil; o AK Parti, eski AK Parti değil"  sözleriyle Erdoğan’ın eskisi gibi olmadığını ifade ederek değişim vurgusu yaptı.

Doğrudur, Recep Tayyib Erdoğan değişti. Bu değişim biraz dış faktörlerden kaynaklandı. Gezi kalkışması gibi illegal süreçlerin yanına eklenen askeri darbe girişimi bambaşka bir süreç başlattı. Tüm bunların yanında hareket metodu olarak benimsenen iktidar merkezli düşünüşün sakatlığı bozulmayı zaten kendi içinde taşıyordu. Netice olarak Erdoğan’ın 10 sene önceki Erdoğan olmadığı kesin.

MHP ile girişilen ittifak sonrasında oluşturulan “millilik” söylemi AK Parti ve Erdoğan’ın yenilikçi ve kucaklayıcı siyaset anlayışına büyük oranda zarar verdi. Ancak her şeye rağmen Türkiye’ye çağ atlatan işleri Erdoğan gerçekleştirdi.

TOGG, TCG, doğalgaz gibi işlerden bahsetmiyoruz... Bunlar da önemli ancak esas mesele ırkçı andın kaldırılması, çözüm süreci, Cumhuriyet’in işlediği cürümler sebebiyle dilenen özürler, askeri vesayetle mücadele, başörtüsüne özgürlük gibi sosyo-kültürel alanda gerçekleştirilen devrimlerdi. Türkiye’nin geniş kesimleri de bu sebeple iktidarı destekledi. Bu devrimleri gerçekleştirebilecek  olan zihniyet İslamcı bir arka plandan geliyordu.

Türkiye’nin umudu hala bu arka plandır. DEVA Partisi lideri Ali Babacan, muhafazakar seçmeni tanıdığı için umutsuzluk çağrısı yapıyor. Peki, kimden umut beklemeliyiz?

Kendisini “Alevi” kimliği ile tanımlayan ve “samimi bir Müslüman” olduğunu iddia eden ancak bunun doğru olmadığını herkesin bildiği siyasi hayatı CHP kimliği ve yasakçılıkla özdeşleşen bir isimden mi umut beklemeliyiz?

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti’den ayrılış süreçleri –özellikle Davutoğlu’nun yaşadıkları- başta AK Parti seçmeni olmak üzere muhafazakar-dindar çevrelerde rahatsızlık oluşturmuştu. Bu rahatsızlık alternatif olma ihtiyacı sebebiyle iki siyasi partinin kurulmasıyla sonuçlandı. Ancak bu iki parti de yağmurdan kaçarken doluya tutuldu.

Erdoğan otoriterliğinden şikayet ederken 100 yıllık CHP ceberrutluğunun kanatları altına sığınmak siyasi olarak komik ahlaki olarak ise trajikomik bir vaziyet ortaya çıkartmıştır. Erdoğan eski Erdoğan değil ama Kılıçdaroğlu yeni mi sayın Babacan?

CHP’nin 100 yaşındaki kimliği dün mü oluştu? Burada kaynaklarını İttihad Terakki’den alan Batı modernliğinin kibirli bakış açısı iliklerine kadar sirayet etmiş bir siyaset yapma biçimi  ve düşünme şekli ile karşı karşıya olduğumuz unutulmamalı. 100 seneden fazla bir zamanda oluşan kimlik ve ideoloji 3 senede bir “helalleşme” ifadesiyle değişemez. Bu maddenin ve insanın doğasına aykırıdır.

Zaten geldiğimiz süreçte Kılıçdaroğlu, Partisi ve sol-Kemalist çevrelerin tutumları değişimin bir maskeden ibaret olduğunu bizlere göstermedi mi? Her şeyden geçtik kanıt olarak “mülteci meselesine” yaklaşım tek başına yeterli değil mi?

Muhafazakarlarla helalleşmek isteyen bir siyasi lider yakın coğrafyadan gelen çoğunluğu Arap kökenli ve dindar insanlara nefret kusuyor. Her fırsatta onları hedef gösterip kriminalize etmek için meydanlarla binlerce insana çağrı yapıyor. Biz Müslümanlara duyulan nefret ile mültecilere gösterilen düşmanlığın aynı yerden güç aldığını düşünüyoruz. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun, CHP ile yan yanayken bile ırkçılık yapamamasının sebebi nasıl ideolojikse CHP'li Kılıçdaroğlu'nun mültecileri tek kalemde harcayıp mazlumlara nefret kusması da ideolojik saiklerle oluyor...

Değişti denilen Erdoğan ise siyaseten kaybettirmesi ihtimalinde olsa bile mültecilerle dayanışma mesajı veriyor. Kılıçdaroğlu mazlum mülteciler üzerinden siyasi rant peşinde koşarak onları kiraların, enflasyonun sorumlusu gibi göstererek dezenformasyon oluşturuyor. Bu adam ile 2008 yılında başörtü yasağının kaldırılmasını Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu'nun arasında fark yok! Kimseyi kandırmaya çalışmayın!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!