Erdoğan: Esedden Hesap Sorulacak!

Erdoğan: "Babasının yaptıklarının bu dünyada hesabı sorulmadı ama er ya da geç yaptıklarının hesabı oğul Beşşar Esad'dan sorulacaktır."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Üniversitelerde kız çocuklarına faşizan dayatma ve baskıya biz son verdik' dedi.

Erdoğan, 'Babasının yaptıklarının bu dünyada hesabı sorulmadı ama er yada geç yaptıklarının hesabı oğul Beşşar Esad'dan sorulacaktır. Bu kez Suriye'de şehirlerde akan kan yerde kalmayacaktır. İnsani koridor derhal açılmalıdır. Arap Ligi planı uygulamaya konulmalıdır. Suriye halkı asla yalnız değildir ve asla yalnız bırakılmayacaktır' dedi.

Erdoğan, CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'un TBMM Milli Eğitim Komisyonunda 12 saat konuşmasına ilişkin, 'Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Hangi çözümü ürettiniz, hangi çözüm önerisiyle geldiniz? Yapılanı kötülemekten, kulp takmaktan öteye gidemediniz' dedi.

İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASI:

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye insani yardım koridorlarının derhal açılması, başta Humus olmak üzere insani yardımların Suriye halkına ulaştırılması için Suriye yönetimi üzerinde baskı oluşturulması gerektiğini belirterek, ''Artık daha fazla vakit yitirmeden, daha fazla can kaybı olmadan Arap Ligi Planı uygulamaya konulmalıdır'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı, Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi.

Başbakan Erdoğan, 2 gün sonra tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kutlanacağını anımsatarak, ''AK Parti Grubu'ndan tüm dünya kadınlarının, ülkemizin vefakar, cefakar, onurlu kadınlarının 8 Mart Kadınlar Günü'nü yürekten tebrik ediyorum'' diye konuştu.

8 Mart'ta Mardin'de olacaklarını, bir dizi açılış gerçekleştireceklerini ifade eden Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü'nü Mardinli hanım kardeşleriyle, coşkuyla kutlayacaklarını söyledi. Erdoğan, dünya, hoşgörü kenti olan Mardin'den Türkiye ve dünya kadınlarına en anlamlı mesajları ileteceklerini bildirdi.

AK Parti Hükümeti olarak, 9 yıldır Türkiye'de her alanda çok yoğun mücadele yürüttüklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yurtiçinde demokrasinin standartlarını daha ileri seviyelere taşımanın, ekonomiyi büyütmenin, huzur, güvenlik, istikrarı pekiştirmenin mücadelesini veriyoruz. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet başta olmak üzere Türkiye'yi her alanda çok daha huzurlu, kalkınmış, müreffeh ülke haline getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Başta bölgemiz olmak üzere, tüm dünyada barış, dayanışma, hoşgörüyü savunuyor, savaşların, çatışmaların, krizlerin sona ermesi için aktif görevler üstleniyoruz. Hiç kuşkusuz bu mücadeleyi insanlık, adalet için veriyoruz. Ama bu mücadelede kadın ve çocukların özellikle gözetildiğini, dikkate alındığını, her ne yapıyorsak öncelikle onlar için yaptığımızı vurgulamak istiyorum.''

-''Faşizan dayatmaya biz son verdik''-

Erdoğan, dünyanın neresinde olursa olsun savaşların, çatışmaların, önce kadın ve çocukları hedef aldığına, en fazla onları yaraladığına işaret etti. Erdoğan, ekonomik krizlerin, terör, göç, yoksulluğun toplumlarda en fazla kadınları, çocukları etkilediğini, hedef aldığını dile getirdi. Erdoğan, antidemokratik uygulamalar, baskılar, zulümler, dayatmalar, kısıtlamaların en çok kadınlara, çocuklara hayatı zehir ettiğini vurguladı.

AK Parti olarak, Türkiye'de 9 yıldır gerçekleştirdikleri reformların, yaptıkları yatırımlar, uygulamalar, attıkları adımların, her şeyden çok kadınları mutlu ettiğini anlatan Erdoğan, onların yaşamlarında adeta sessiz devrim gerçekleştirdiğini belirtti.

Erdoğan, eğitim imkanlarından en önce kadınların, kızların yarlarlanmasını amaçladıklarını vurgulayarak, 9 yıldır eğitim, kızların okuması noktasında önemli başarı elde ettiklerini söyledi. Erdoğan, ''Kızların okullaşma oranını yükselttiğimiz kadar, üniversitelerde kız çocuklarına kılık, kıyafetlerinden dolayı uygulanan faşizan dayatma ve baskıya biz son verdik'' dedi.

-''Her iki taraf da olabilir''-

Sağlık alanında reformlarla en çok anneleri, kadınları, çilekeş Anadolu kadınlarını kendilerinin gözettiklerini belirten Erdoğan, terörle mücadeleyi; anneler ağlamasın, kadınlar dul, çocuklar yetim kalmasın diyerek, kadınlar adına daha azimle, kararlılıkla yürüttüklerini söyledi.

''İşkenceye sıfır tolerans gösterdiğimiz kadar kadınlara yönelik şiddete de sıfır tolarans gösterdik'' diyen Erdoğan, şiddeti önleme yasa tasarısıyla, kadına yönelik şiddete de en kapsamlı, kararlı şekilde önlemler getirdiklerini anlattı. Erdoğan, ''Burada sadece kadın demeyeceğiz 'mağdura' diyeceğiz, her iki taraf da olabilir'' diye konuştu.

Sadece Türkiye'deki değil, bölgedeki, dünyadaki kadınların da haklarını en güçlü şekilde savunduklarını ifade eden Erdoğan, Tunus, Fas, Cezayir, Libya, Mısır'ın kadınları için seslerini yükselttiklerini açıkladı. Erdoğan, Afganistan, Somali, Bosna, Irak, Filistin, Suriye'nin kadınları, çocukları için yüreklerini ortaya koyduklarını vurgulayarak, sözlerini, ''Buradan, AK Parti Grubu'ndan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle özellikle Van'ın kadınlarını, depremzede hanım kardeşlerimizi yürekten selamlıyorum. Van'daki yavrulamızı gözlerinden öpüyorum. Uludere'de yakınlarını, çocuklarını kaybetmiş mahsun anneleri, hanım kardeşlerimizi selamlıyorum. Kuzey Afrika'nın, Somali'nin Ortadoğu'nun yüzyıllardır çile çeken kadınlarını kalpten selamlıyorum. Özellikle Filistin, Gazze, Şam, Halep, Hama, Humus, İdlib, Dera'nın mazlum ama mağrur kadınlarını selamlıyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünyanın tüm kadınları, ülkemizdeki tüm hanım kardeşlerimiz için kutlu olsun diyor, hepsini saygıyla selamlıyorum'' diye sürdürdü. 

 

-Suriye-

Başbakan Erdoğan, Suriye yönetiminin, uzun süredir kendi halkına yönelik uyguladığı şiddetin dozunu artırdığına dikkati çekti. Son günlerde saldırıların, insanlık dışı bir vahşet görünümü almaya başladığını belirten Erdoğan, Suriye'nin çeşitli kentlerine, ordu imkanları, milis güçleri, keskin nişancılarla yapılan özellikle ağır silahlarla birlikte yapılan bu saldırılarda içinde çocuk ve kadınların bulunduğu onlarca masum insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Erdoğan, artık 11 yaş üstü grubun yakalanıp, yatırılıp, boğazlanarak öldürüldüklerinin fotoğraf ve haberlerini aldıklarını bildirdi.

Gazetecilerin katledildiği, uluslararası yardım kuruluşların giremediği Suriye'den sağlıklı, net bilgiler almanın mümkün olmadığını ifade eden Erdoğan, ''Suriye yönetimi, geçmiş dönemlerde de en iyi yaptığı şeyi; kendi halkını katletmeyi, silahları kendi halkına doğrultmayı, bugün bir kez daha acımasızca, vurdumduymaz şekilde tüm dünyanın gözleri önünde sergilemeye devam ediyor. Ne yazık ki başta BM olmak üzere, uluslararası toplum, bütün bu olanları bir kez daha sadece izlemekle yetiniyor. BM'den çıkarılamayan kararlar, bazı ülkelerin çekinceli tavrıları, Suriye'de Esad yönetimine adeta güç veriyor, katlimaları adeta teşvik ediyor'' diye konuştu.

-''Vicdanlarına yapışır''-

Erdoğan, 1948'de Deyri Yasin'de, 1982'de Sabra ve Şatilla'da, aynı yıl Hama'da, 1988'de Halepçe'de,1994'de Ruanda'da, 1995'te Srebrenitsa'da, 2009'da Gazze'de yaşanan katliamların, insanlığın vicdanında çok ağır yaralar açtığını belirtti. Erdoğan, bu ve benzeri katliamların insanlığın gözü önünde işlendiğini, uluslararası toplum, uluslararası kuruluşlar, devletlerin kimi zaman elleri kolları bağlı bu vahşice cinayetleri izlediğini, kimi zaman daha ileri gidip, bu vahşete ortak olduklarını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, bu katliamların hiçbiri unutulmadı. Akan kan, bu katliamları gerçekleştiren zalimlere olduğu kadar, bu katliamlara seyirci kalan, tepkisiz kalan, teşvik eden ülkelerin tarihlerine kara leke olarak kazıldı.

Tüm dünyaya sesleniyorum; Suriye'deki katliama sessiz, tepkisiz kalan, göz yuman, müsamaha gösteren ülkelere sesleniyorum; kriz karşısında çözüm üretemeyen, bu tavrıyla çözümsüzlüğü teşvik eden uluslararası kuruluşlara sesleniyorum: Masum bir çocuğun akan bir damla kanı, her türlü stratejinin, her türlü güç ve çıkar hırsının, katbe kat üzerindedir. Masum bir çocuğun bir damla kanı, bir damla gözyaşı, film izler gibi katliamı izleyenlerin ellerine, yüzlerine, en önemlisi onların vicdanlarına yapışır, oradan da hiçbir zaman çıkmaz, çıkmayacaktır.

Buradan Beşşar Esad'a bir kez daha hatırlatıyorum: Babasının yaptıklarının hesabı, bu dünyada sorulmadı, ama er ya da geç, bu yapılanların, bu zulmün, bu katliamın hesabı oğul Esad'tan sorulacak. Bu kez Suriye şehirlerinde akan kan yerde kalmayacaktır. Suriye insani yardım koridorları derhal açılmalıdır. Başta Humus olmak üzere insani yardımların Suriye halkına ulaştırılması için Suriye yönetimi üzerinde mutlaka baskı oluşturulmalıdır. Artık daha fazla vakit yitirmeden, daha fazla can kaybı olmadan Arap Ligi Planı uygulamaya konulmalıdır. Türkiye olarak Suriye'deki vahşeti, insanlığın gündeminde tutmaya devam edeceğiz. Uzun süredir yürüttüğümüz diplomatik girişimleri kararlılıkla sürdüreceğiz. İstanbul'da bu ay düzenleyeceğimiz konferansla, dünyanın dikkatini Suriye üzerinde toplayacağız. Suriye halkını, Suriye muhalefetini, onurlu, kararlı direnişlerinden dolayı bir kez daha selamlıyorum. Bilsinler ki Türk halkı, her zaman yanlarında olacak, acıyı, hüznü paylaşmaya devam edecektir. Suriye halkı asla yalnız değildir, asla yalnız bırakılmayacaktır.''

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu