AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan konuşmasına dün hayatını kaybeden ünlü yönetmen Ayşe Şasa'ye rahmet dileyek başladı.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Musul'da Başkonsolosluk çalışanlarımızı ve şoförlerimizi oradan almak için çok yoğun çalışma içindeyiz. Gelişmeler anbean takip ediliyor. Elçilikler bulundukları ülkenin teminatı altındadır. Irak'ta merkezi hükümet bunu maalesef başaramamıştır. İnşallah Musul'da rehin tutulan diplomatik personelimiz geri getirilecektir.
Kılıçdaroğlu'na Ortadoğu tepkisi:
'Ortadoğu'ya bataklık demek ırkçılık'
Muhalefet genel müdürü Ortadoğu için bataklık diyor. Bu bilinç altındaki faşizmin ortaya çıkmasıdır. Zannedersin ki, Paris'te doğdu. Bölgemizde yaşananlar tarihi bağlamından kopararak anlaşılamaz. Ortadoğu tarihini bilmeyenlerin bunları analiz etmesi imkansız. Tunceli'de doğup büyüyecek, oranın kültürünü taşıyacaksın, sonra Ortadoğu'ya bataklık diyeceksin. Bu aslını inkar ve ırkçılıktır. Milyonlarca insanın yaşadığı yere bataklık demek ayrımcılıktır. Vicdanı olan bir kimse Ortadoğu'ya bataklık diyemez.
Bölgenin hassasiyetini bilmeyenler nifak tohumlarını ekip gittiler.
Gençlere kitap tavsiyesi
Osmanlı'nın son dönemlerini anlatan Zeytin Dağı adlı kitabı gençlerimiz mutlaka okusunlar. Medine Müdafaasını, Safahat'ı okusunlar.
Musul'daki hadise başta CHP olmak üzere bir iç politika malzemesi yapılmak istendi, bu fırsatçı tavır da devam ediyor. Bu kadar hassas bir meselenin iç politika meselesi yapılması tam anlamıyla bir sorumsuzluk örneğidir. Biz canlarımızı kurtarmaya çalışırken, biz can derdindeyken CHP’nin et derdinde olması siyasi ranta çevirme gayretinde olması fırsatçılıktır."
"Bizde Ömer'i de Ali'yi de bulurusun"
Biz Efendimiz Hz.Hüseyinin şehadeti üzerinden tefrika çıkaran millet hiçbir zaman olmadık. Aynı kibleye dönenleri kardeşimiz bildik.
Bir aile içinde Ali, Ayşe, Osman, Ömer isimlerinin konulduğu bir başka toplumu bulamazsınız.
Kerbela'da yaşanan acı hadiseyi,akan kanı çoğaltanlardan olmadık. Biz 'Lailaheillahlah' diyenleri kardeşimiz kabul ettik.
Filistin'in hakkını savunurken onlar insan diye, mazlum diye savunduk.
Öyle bir mezhep taassubu var ki Ömer deyince çılgına dönüyor. Bizim toplumumuz da Ömer'i de bulursunuz Ali'yi de.
Bin Yıldır Bu Coğrafyada Hakkı Ve Sabrı Tavsiye Ettik. İnşallah Böyle Bir Ülke Olarak Kalacağız.
İran'la ilişkilerimizde mezhep kriterini değil, komşu kriterini dikkate aldık. Kafasını kuma gömen ülke, büyük ülke olamaz. Suriye ve Irak'ta olanlara mezhep zaviyesinden bakmadık. Coğrafyamızda oluk oluk kan akarken, biz bu kanı durdurmanın onurlu mücadelesini veriyoruz.
MHP'ye tepki
CHP, bu genel müdür döneminde en sefil dönemini yaşıyor. MHP'ye yavru muhalefet diyorduk artık onu da diyemeyiz. MHP, CHP'nin ve Pensilvanya'nın vagonu haline geldi. Kimse Türkiye'nin gündemini belirleyemez. Bizim kendi gündemimiz var, milletimizin de onayladığı gündemle 2023'e ilerliyoruz.
'Bataklık deyip sırt döndüler'
Bugün ise ana muhalefetin genel müdürü bu coğrafyaya bataklık diyor. Bataklık denilen o coğrafya, her yerden gelip yatırım yaptılar, işbirliği yaptılar ama bizim hükümetlerimiz bataklık deyip sırtlarını döndü. Kendi coğrafyaları içindeki bölgeleri bataklık diye ihmal ettiler. Varsa yoksa Akdeniz dediler, Batı dediler, Marmara dediler. Bizim eski dış politikamız ortada. Bataklık diyerek sırtını döndü. Şurası son derece önemli: Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti bu coğrafyada var olduğu sürece, coğrafyanın kronik sorunlarına asla dahil olmadı, taraf olmadı. Ecdad bölgedeki tüm meselelere üstten bakmayı başardı, sadece hakkın yanında taraf oldu.
Bu coğrafyada o meşhum Kerbela hadisesinden ders alanlar en başta Türkler olmuştur. Hz. Hüseyin’in şehadeti üzerinden tefrika çıkaran bir millet asla olmadık.