Erdoğan, Berlin'deki Alman Dış Politika Cemiyeti'nde yaptığı konuşmaya, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in daveti sonucu Almanya'ya resmi ziyaret bulundu. Almanya'nın başkenti Berlin'de konuşma yapan Erdoğan, 17 Aralık operasyonlarını da "saldırı" olarak nitelendirdi.
"Siyasi istikrara yönelik saldırı yapılmak istendi"
"17 Aralık tarihinde Türkiye’de ekonomiye, siyasi istikrara, demokratik kazanımlara yönelik yeni bir örgütlü saldırı yapılmak istendi" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Emniyet ve yargı başta olmak üzere, devlet kurumlarına sirayet etmiş bir örgütlü yapı kullanılarak, Türkiye siyaseti yeniden tasarlanmak veya yeniden dizayn edilmek istendi. Türkiye’nin rotası, istikameti değiştirilmek istendi. Kararlı ve dik duruşumuz sayesinde, özellikle de halkımızın desteğiyle, bu saldırıyı da etkisiz hale getirdik.
İki ay sonra 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler, Türkiye için tarihi nitelikte bir dönüm noktası olacaktır. Açıkçası, 30 Mart’ta demokrasinin, istikrarın, özellikle de siyasetin çok büyük bir zafer elde edeceğine, eski Türkiye’yi artık kapatıp, yeni Türkiye çağını başlatacağına inanıyorum. Gerçekten de Türkiye artık yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dönemde Yeni Türkiye'de geçmişten bugüne kadar devam eden bazı engeller ve sorunlar artık olmayacak. Örneğin ekonomi, direncini ispat etmiş şekilde daha fazla istikrar ve güven zemininde büyümesini sürdürecek."
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, "Ben Sayın Putin ile görüştüğümde 'Ben Beşşar Esed'in avukatı değilim diyor' ve bunu medya önünde söylüyor. Değilseniz o zaman gereğini yapalım" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Hamburg'da, Frankfurt'ta eylemler yapıldı ve bizim polisimiz ile mukayese edilemeyecek düzeyde şiddet uygulandı, bunu nereye koyacaksınız?" dedi.
"Birçok yargı mensubu tehdit altına alındı"
Başbakan Erdoğan, paralel yapılanma ile ilgili, "Bedeli ne olursa olsun, bu iş çözüme kavuşturulacaktır" şeklinde konuştu.
Erdoğan, "İşin en çirkin tarafı şudur. Şantajlarla, telefon dinlemeleriyle, özellikle ortam dinlemeleriyle, bütün bunların yanında görüntülemeyle birçok güvenlik mensubu, birçok yargı mensubu tehdit altına alınmıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ya da Türkiye Almanya ilişkilerinin, dar bir çerçevede ele alınmasına her zaman itiraz ettiklerini söyledi.
Avrupa Birliği ve Almanya'nın Türkiye ile ilişkilerinin, bugün var olan meseleler üzerinden değerlendirilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, ilişkilerin tarihi boyutunun yanı sıra gelecek boyutu bulunduğunu kaydetti.
20'nci yüzyıl tarihinin, Osmanlı Devleti ya da Türkiye Cumhuriyeti'ni dışarıda tutarak yazılamayacağı gibi 21'inci yüzyıl tarihinin de Türkiye'siz şekillendirmenin imkansız olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin 21'inci yüzyılın şekillenmesinde varlığını mutlaka hissettirecek bir ülke konumunda bulunduğunu bildirdi.
"Suriye'de yüzyılın insanlık trajedisi yaşanıyor"
İçinde bulunduğumuz yüzyılın savaşlar ile çatışmalara sahne olduğunu vurgulayan Erdoğan, "21'inci yüzyıl, küreselleşmenin de etkisiyle refah arayışlarının, işbirliği ve dayanışma arayışlarının öne çıktığı yeni bir döneme işaret ediyor" dedi.
Ortadoğu'da, herhangi bir ülkenin yaşadığı sorunların, artık sadece o ülkenin sınırları içinde kalmayıp, tüm dünyanın başını ağrıtabildiğine dikkati çeken Erdoğan, "En küçük sorunların küresel etki yaptığı böyle bir çağda, işbirlikleri, dayanışma platformları, ortak karar alma süreçleri daha fazla hayatiyet arz ediyor. Bu anlamda, özellikle de Türkiye, bölgesel ve küresel meselelerde tecrübesinden ve birikiminden istifade edilebilecek bir ülke özelliğiyle öne çıkıyor" dedi.
Türkiye'nin, Filistin, Mısır ile Suriye'de yaşanan gelişmeleri görmezden gelebileceğini belirten Erdoğan, "Bunu yapmadık, yapamayız. Tarih, bize bunu yapma hakkı vermiyor. Coğrafya bize bunu yapma imkanı tanımıyor. Bütün bunların ötesinde, dış politikamızın merkezinde olan insani ve vicdani değerler, bize böyle bir tepkisizlik, duyarsızlık hakkı asla vermiyor" şeklinde konuştu.
Aynı bedelin, Suriye için de ödeneceğini özellikle hatırlatmak istediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye’de, Avrupa’nın yanı başında, 21’inci yüzyıl’ın en büyük insanlık trajedisi yaşanıyor. Şu anda 150 bini aşkın insan, çoluk, çocuk kadın, erkek, yaşlı öldürüldü. Bunların önemli bir kısmı da bildiğiniz gibi kayıtsız. Yani 150 bine aşkın kayıtlı, bir o kadar da kayıtsız var... Yani nereden bakarsanız bakın 300 bine ulaşan bir ölü var. 1,5 milyonu aşkın insan, evlerini terk etmek zorunda kaldı. Eğer bunu ülke içindekilerle beraber düşünürsek 7 milyona varan bir göç söz konusu ve 700 bine yakın Suriyeli mülteci olarak şu anda bizim ülkemizde. Bunların yaklaşık 220 bini çadır ve konteyner kentlerde kalıyor. Diğerleri de değişik şehirlerde evlerde… Ama bakıyorsunuz bırakın Suriye'deki meselenin çözümü için adım atmayı mülteciler için dahi çok kısıtlı adımlar atılıyor. Bizim şu anada kadar 2 milyar doları aşkın burada bir yatırımımız oldu. Ama bize dünyadan gelen yardımı baktığınızda maalesef 130 milyon dolar. Böyle bir durumla karşı karşıyasınız."
Başbakan Erdoğan, "Ortadoğu’da vicdanlar yaralandıkça, vicdanlardaki adalet duygusu zedelendikçe, bunun tüm dünyaya bedeli de ağır oluyor. Türkiye olarak, 21’inci yüzyılın, insani ve vicdani değerlerin damgasını vurduğu yüzyıl olmasını yürekten arzuluyoruz ve bunun için gayret gösteriyoruz" dedi.
AA