Özgür-Der Batman şubesinin düzenlemiş olduğu aylık alternatif eğitim seminerlerinin ikincisi, 28 Ekim Cumartesi akşamı saat 19.30’da Prof. Dr. Şemsettin Dursun hocamızın ‘’Erdemli İnsan ve Sorumlulukları’’ konulu sunumu ile külliye binasının mescit katında gerçekleştirildi.
Şemsettin Dursun sunumuna ‘’İnsan Nedir?’’ sorusuna ‘’İnsan küçük evrendir. Evren büyük insandır. İnsan zübde-i alemdir. Yani, alemin özüdür, özetidir. İnsan, Eşref-i Mahlukattır. Yani, yaratılmışların en şereflisidir. Sadi Şirazi’nin dediği gibi, “İnsan yek katre-i Xunest ve sed hazar endişe’’dir. Şeklinde bir tanımlama yaparak başladı. Erdemli insanı da güneşe benzeten Dursun; Güneşin üç türlü enerjiye sahip olduğunu -Isı enerjisi, ışık enerjisi ve çekim enerjisi- erdemli kişinin çekim enerjisi ile bireyi yörüngesinde tuttuğunu, ısı enerjisi ile sıcak ilişkiler kurduğunu ve böylelikle kişilerin iç dünyasıyla temas sağladığını, erdemli insanın, şefkat ve merhamette güneş gibi olması gerektiğini, o ışıktan herkesi yararlandırma misyonunun olduğunu belirtti.
Bir insanın erdemli bir şahsiyet olabilmesi için; öncelikle tasavvurunu insanileştirmesi gerektiğini, tasavvurun insanileşmesiyle kalbinde insanileşeceğini, kalbin insanileşmesiyle organların insanileşeceğini, organların insanileşmesiyle davranışların insanileşeceğini ve davranışların insanileşmesiyle karakterin insanileşeceğinin altını çizdi.
Erdemli İnsanda Olması Gereken Temel Kriterler
Erdemli insanda olması gereken kriterlere de değinen Şemsettin Dursun maddeler halinde;
‘’1-Erdemli insan, kendisini devamlı ölçen ve değerlendiren insandır,
2-Erdemli insan sorumluluk bilincine sahip insandır,
3-Erdemli insan hayatında bir denge standardını yakalamış olan insandır,
Denge; kafa, kalp ve beden bütünlüğü (uyumu)dür. Akıl kafanın bir fonksiyonudur. Sezgi kalbin bir fonksiyonudur. İçgüdü ise bedenin bir fonksiyonudur.
4-Erdemli insan ‘’aktif iyi’’ olan insandır,
“Pasif iyi, aktif kötünün teşvikçisidir. İyilik aydınlıktır. Aydınlığın kaynağı bellidir. Kötülük karanlıktır. Karanlığın kaynağı yoktur. İyiliğin pasif olduğu her yerde kötülük kendiliğinden aktif hale gelir. Bu, kötülüğün doğası gereğidir. Kötülük karanlık gibi olduğu için bizatihi kendisi yoktur. Aydınlığın yokluğu halidir.
Bütün iyilerin pasif olduğu bir dünyada iyilik yaşar mı? Mümkün değildir. Çünkü, en kötü insanlar da doğarken kötü doğmazlar. Fıtrat iyi üzerine formatlanmıştır. İnsan en iyidir. En iyi bozulunca en kötü olur”.
5-Erdemli insan, insan merkezli ve sevgi odaklı bir anlayış ile insanlara yaklaşan insandır,
Erdemli insanın temel paradigması şu olmalıdır; İnsanı merkeze alan bir hayat, İdeali merkeze alan bir insan (Çünkü ideali olmayanın davası olmaz, davası olmayanın iddiası olmaz), Bilgiyi merkeze alan bir ideal ve Bilimsel gerçekleri merkeze alan bir bilgi.
6. Erdemli insan, örnek bir kişilik sergileyen insandır,
Söylemler ve eylemlerde tutum ve davranışlarda hal ve hareketlerde örnek bir kişilik sergilenmeli, Aristo’nun dediği gibi “İyi olmak isteyen bir insan, iyi şeyler yapmadıkça iyi olamaz.”
Gerçek, asil, doğru, saf, güzel, takdire değer, mükemmel olan her ne varsa düşüncelerimizi bunlar üzerine yoğunlaştırmalıyız. “Biz bir taraftan yaban otlarını ayıklamaya çalışırken diğer taraftan çiçekleri (erdemleri) dikmeye ve bunları yetiştirmeye odaklanmalıyız.”
Erdemli insanın temel paradigması şu olmalıdır; İnsanı merkeze alan bir hayat, İdeali merkeze alan bir insan (Çünkü ideali olmayanın davası olmaz, davası olmayanın iddiası olmaz), Bilgiyi merkeze alan bir ideal ve Bilimsel gerçekleri merkeze alan bir bilgi.
7. Erdemli insan, alçakgönüllü ve mütevazi olan insandır,
Kibir ve gururdan kaçınmalıyız. Çünkü; kibir ve gururun sembolü taş iken, alçakgönüllülüğün sembolü topraktır. Taş, yağan yağmuru sıçratırken, toprak yağan yağmuru emerek (absorbe) bünyesindeki bütün canlı organizmalara katkı yapar ve bizlere de her türlü gıdayı ikram eder. ‘‘Su tevazu ile enginlere aktığı için Allah, onu bulutlarla dağların üzerine yükseltmiştir.” Tolstoy’un dediği gibi “İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir. Paydası ise kendisini ne zannettiğini gösterir. Payda büyüdükçe değeri küçülür”
8. Erdemli insan, korku Merkezli bir anlayıştan sakınan insandır,
“Korku aklın iptalidir. Korku ikliminde bilgi yeşermez. Öğrenci korktuğu veya korkutulduğu zaman beyinde öğrenmeyi salgılayan madde ya yavaşlar ya da durur.”
Dolayısıyla öğrenme gerçekleşmez. Üstün Dökmen ’in dediği gibi “İçinde yaşadığımız anı çalan iki hırsız var;
1.Geçmişe ilişkin pişmanlıklarımız
2.Geleceğe ilişkin korkularımız, kaygılarımız”
Bu iki hırsızı def edelim ki hayatımız anlamlı olsun.
Eğer, sürekli yas içindeyseniz geçmiş sizi kontrol ediyor demektir; sürekli korkuyorsanız gelecek sizi kontrol ediyor demektir; eğer yasla ve korkuyla başa çıkmışsanız, bugününüzü kontrol edebilir, geleceğinizi planlayabilirsiniz.
9. Erdemli insan, kendisi ile ve çevresi ile barışık olan insandır,
a) İnsanın iç dünyası ile barışık olması
b) Dış (çevresi, ailesi, yakınları, öğrencileri) dünyasıyla barışık olması
c) Tabiatla-Evrenle barışık olması
Tabiatla barışık olan bir insan tabiatla kucaklaşır. Örneğin bir fidanı severken, çocuğu gibi sevmek.’’ şeklinde sıraladı.
Şemsettin Dursun son olarak; ‘’İnsan ve İslam, iki vazgeçilmez unsur. Ruh ve beden gibi, et ve tırnak gibi, su ve toprak gibi. İnsanın aradığı İslam ve İslam’ın aradığı ise insandır. Bu iki sevgilinin buluşmasıyla İMAN ortaya çıkar. İnsanın İslam’ı yaşamasıyla AMEL, bilmesiyle İLİM, görmesiyle İHSAN, tanımasıyla İRFAN, yaşamasıyla TAKVA ortaya çıkar.
İlk ve son duamız şudur: İnsanımızı İslamsız ve İslam’ımızı insansız bırakma Allah’ım!’’ diyerek sunumunu tamamladı.