Erdelhun’u Emir Subayları Tutuklamış

27 Mayıs cuntasının idamla yargıladığı eski Genelkurmay Başkanı Org. Erdelhun’un yıllarca sakladığı günlükler, yaşananları gözler önüne serdi.

27 Mayıs cuntasının idamla yargıladığı eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun’un yıllarca sakladığı günlükler, o dönem yaşananları da çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Erdelhun’un Yassıada’ya götürdüğü kırmızı valizinde saklanan günlüklere Zaman gazetesi ulaştı.

“Tanklarla evimi kuşattılar”

Notlarda dikkat çeken en önemli detay kuşkusuz generalin darbe gecesini anlatması. Erdelhun, darbe gecesini ve gözaltına alınma sürecini şöyle anlatıyor: “Saat 3.30... Çankaya’dan Cumhurbaşkanı, yaveri Yarbay M. Tayyar’ın telefonu ile uyandım. Köşk’ün arkasından sesleri gelen tankların emniyet birliklerine ait olup olmadığı soruluyordu. Eşim rahatsızlığı nedeniyle Almanya’da hastanede olduğundan evde yalnızdım. Örfi İdare, Garnizon, Merkez ve Tümen Komutanlık telefonlarından cevap alınamıyordu. Çankaya’ya yaver Yrb. Tayyar’a telefon ederek Sayın Cumhurbaşkanı’na ‘Harp Okulu’nun nümayişe başladığını, görünüşe göre Örfi İdare, Emniyet ve Merkez Komutanlığı birliklerinin pasif kaldıklarını, Köşk arkasındaki tankların Harp Okulu nümayişçilerinin gösterisi olabileceğini, arabam olmadığından evden çıkamadığımı, Muhafız Komutanı Albay Osman Köksal’a savunma için emir verilmesini’ bildirdim. Saat 4.30 olmuştu.

Bu esnada Veteriner General Burhanettin Uluç, bir Harp Okulu subay talebesi ile kapıya gelmişler, benim telefon muhaverem (görüşme) esnasında kapı açılmadığından, dipçikle kapıyı kırmaya başlamışlardı. Esasen çıkmağa hazırlandığımdan elimde şapkam vardı. Harp Okulu’na gideceğim söylendi. ‘Pekiyi’ dedim. Fakat General (Uluç) koluma girmek istedi, reddettim. Kapımın önünde bir tank ile bir Tomksav top ve makineli tüfekli jeeplerin sıralandığını gördüm. Harp Okulu’na gelince kapıda Okul Komutanı olarak General Sıtkı Ulay, Tomson’lu duruyordu. Jeep’ten inince o günün modası olan kola girmek pozunu General (Uluç) tatbik etmek istedi. Ben, ‘Okul Komutanı, bu da ne demek!?’ dedim. O da Veteriner Paşası’na ‘Boş veriniz, general serbest gitsin’ dedi. Bu suretle Harp Okulu şeref salonuna alındım. Derhal üstümde ne varsa, para ve saat; gömlek hariç her şey alındı.”

  

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu