Özal ve Ecevit öldü. Demirel yazmayacak. Çiller ve Yılmaz da öyle. Herhalde anılarını yazmasını Evren'den bekleyecek halimiz yok.
Erbakan 60 sonrası tüm siyasi gelişmeleri izleyen bir isim..
Ziyarete gelenlere cihaddan, Siyonizmden söz ediyor.. Onların yazılı kaynakları var. Ama tarihe tanık bulmak zor. Geçmişin bilgi birikimi ve tecrübesine sahip olsak önümüzdeki olayları doğru okumak daha kolay olacak aslında..
Keşke 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı anlatsa.. O zaman zaten anlatmaya çalıştığı şeyin gerçeği hemen anlaşılır..
Mahkumiyet süresi, böyle bir iş için belki de en uygun zaman.. Katlanmak zorunda olduğu güçlüklerin gelecek nesiller için baht kaynağı olması açısından, tarihe yapacağı tanıklık çok önemli.
Kıbrıs savaşı, İsviçre'ye gidiş-dönüş, CHP ile koalisyon, 1. MC, 2. MC.. Odalar Birliği seçimleri ve daha bir çok konu..
Erbakan da giderse, fazla kimse kalmıyor. Hasan Aksay o dönemi yazmaya çalışıyor. Süleyman Arif Emre bir şeyler yazdı ama, asıl Erbakan'ın yazacakları önemli..
Milli Gazete'de bu hatıraların yayınlanması, bana kalırsa Erdoğan ve AK Parti'yi eleştiren yazılardan çok daha fazla ilgi uyandırır..
Mesela, nasıl oldu da ulusalcılar, 28 Şubatçılar, SP’yi; AK Parti'ye karşı destekleme noktasına geldiler?..
Nasıl oldu da, Tuncay Özkan'a “Gazanız mübarek olsun” lafları edildi?.. Nasıl oldu da, kanallarının yaşaması için destek sözü verildi.!
Geçen gün Mehmet Koçak şunları yazı: “Maocu Doğu Perinçek’in en yakınındaki bazı kişilerin, Milli Çözüm dergisinin gizli yazarları olarak ortaya çıkması, her iki kesimin samimi taraftarlarında şok etkisi yapmıştır. Milli Görüş Lideri Erbakan’ı Mehdi ilan eden ve Milli Görüş içinde Elazığ grubu olarak adlandırılan A.A. öncülüğündeki Milli Çözüm dergisi ile Doğu Perinçek’in çıkarttığı Aydınlık dergisinin ortak yönü hükümet aleyhtarlığıdır. Biri Şeriatı, diğeri Komünizmi savunduğu halde, bu iki zıt derginin aralarında yardımlaştıkları ve hükümet karşıtı bir ortak cephe oluşturdukları dikkati çekmektedir.”
Bu yorumlar ne derece doğru? Bazı şeyleri öğrenmek için biraz beklememiz mi gerekecek yoksa! Yani bazı şeylerin zamanı mı var?
Refahyol nasıl kuruldu mesela?
Apo'nun devlet içindeki rolünü hiç hissetmediler mi? Neden bu derin yapılara karşı bir şey yapmadılar? 28 Şubat'ı, “Fasa fiso” diye geçiştirmeye çalıştılar, tepkileri “Mum söndü oynuyorlar” diye görmezden geldiler. MİT Raporunun üzerine gitmediler. Önlerindeki engel neydi? Refahyol'un kurulmasında Çatlı'nın bir rolü oldu mu?
Çiller nasıl bir anda “Ak Kaşık” oldu.. Hani Erdoğan ve Gül Yahudi olurken(?!), Çiller nasıl bir anda “hidayete erdi” öyle!
12 Eylül'de Erbakan'ın çalışma odasını temizleyenler arasında ben de vardım. Bir çok şey kendine rapor edilmişti.. Ama hepsi unutuldu gitti..
Mesela Erbakan o zaman niçin Lochead yolsuzluğunun üzerine gitmedi?.. Kim mani oldu?!
Peki dün şartlar müsaid değildi, şimdi neden, düne dair bir şey yazılıp konuşulmuyor..
Ben ne yapmamız gerektiğini sormuyorum, dün ne oldu diyorum?
Neden, niçin, nasıl, nerede, kim?
Bilmiyor olamaz. O zaman niçin konuşulmuyor? Devlet sırrı mı?
Bu gerekçe bana pek de inandırıcı gelmiyor. Tek bir kelimenin arkasına bütün bir ömür saklanamaz..
O zaman korku mu? Birilerini koruma refleksi mi? Çünkü karanlık bölgede tanıdık yüzler de bulunuyor olabilir. Bu uzak bir ihtimal değil..
Yoksa bilmiyorsanız, orada ne yapıyordunuz?
Bana en yakın ihtimal olarak, akla ‘çekinme’ geliyor. Peki belli bir yaşa ulaşmış, koruma altındaki bir insan neden çekinir ki?!
Herhalde hoca artık Numan Kurtulmuş'a “Evet” demiş. Bakalım yakın çevresinde kimler olacak. Geçmişi bilmeden geleceğe doğru nasıl yürüyecek bu genç adam!
Kadro lazım, para lazım, proje lazım..
Sadece AK Parti karşıtlığı, Siyonizm, Amerika karşıtlığı üzerine kurulmuş, Ulusalcı söylemler yüklenmiş bir hareketi tekrar rayına oturtmak o kadar kolay bir şey değil..
Kurtulmuş’u parti içinde Erdoğan'a benzetenler de var..
Kafa karıştıran ve cevap bulmakta zorlanılan konularda açıklamalar yaparak hoca ufkumuzu aydınlatsa, ne iyi eder.
Bana kalırsa kapalı salonlarda bir başkasının da söyleyebileceği bildik konferanslarını tekrarlayacağına, başkalarının bilmediği hatıralarını yazsa, eminim en iyi işi yapmış olur.
O tarihin tanıklarından biri idi. O zor zamanlarda önemli sorumluluklar üstlenmiş bir devlet adamı olarak, çok darbeler görmüş bir kişi olarak tarih yapan biri idi. Şimdi tarihi yazacak olanlar, onun tanıklığına muhtaç!
Eğer Kurtulmuş Genel Başkan olursa, bu sorular gün gelir ona sorulur. Kendi geçmişinizin bilgisine sahip değilseniz, zorlanırsınız.
Bizim bilmediğimiz bir takım ilişkiler, taahhütler var mı? Bunları bilmeden Kurtulmuş'un işi zor..
Selam ve dua ile..
VAKİT