Epistemolojik Kopuş ve Bilginin Değeri

​​​​​​​Hayat bütünüyle insanın insafına teslim edilmeyecek kadar başka yüce gayeleri ve sırları içinde barındıran bir süreçtir.

Süleyman Nazlıcan’ın yazısı:

Bir şeyler arıyoruz. Arayışlarımız o kadar çok ki bazen bunların arasında kaybolup gitmişiz de kendimizden haberimiz olmamış. Garip bir durum elbette bir şeyler ararken kendini kaybetmek. Fakat kabul etmesek te hâlihazırdaki gidişatımız bu minval üzere. Şüphesiz bu kaybolma durumu salt entelektüel gevişlerin ve yerli-yersiz hayıflanmaların sonucunda konuşmalarımıza ve yazılarımıza biraz kaygı sosu bulandırmak tarzında dile getirdiğimiz bir husus değildir. Aksine hayatiyet arz eden, “olmak ya da olmamak” tarzında ifadesini bulan ontolojik bir meseledir. Bundan dolayı da basitçe geçiştirilecek ve unutulacak ya da sözcükler arasında yitip gidecek tarzda bir nihayete tabi kılınmamalıdır bu mesele.

Bizce epistemolojik kopuş direkt istikametten uzaklaşmaktır. Hayatın içinde ölmektir. Tarihten ve güncelden kopmaktır. Ontolojik gayeyi unutmaktır. Nitekim tarihin yörüngesinden asırlardır çıkmış olan bu ümmetin çocukları gerçek bir yol bulmak için uzun zamandır tekrar tekrar deneyerek kayboldukları bu dünya arazisinde ve zaman döngüsünde kendilerini bulmaya çalışmaktalar. Fakat unutulmamalıdır ki bu arayış çok değerli bir çaba olmakla beraber usulüne uygun yapılmadığı zaman enerjimizin boşa harcanması, fikir karmaşası, zaman israfı ve nesillerin tekrardan kayboluş girdabına sürüklenmesi anlamına gelecektir ki buna tahammül edecek bir noktada olmadığımıza inanıyoruz.

Yazının Devamı >>>

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı