HAKSÖZ HABER
Enver Aysever, sadece ‘gazeteci’ ve aktif ‘siyasetçi’ değil, aynı zamanda birçok etkinlik, organizasyon ve kurslarda faaliyet gösteren profesyonel bir ‘konuşmacı’! Adeta para neredeyse Enver Aysever de takipte.
Enver Aysever, Kemalizm üzerinden; halk arasında ‘keriz silkeleme’ adı verilen bir yöntemle belediyelerin atölye ve organizasyonlarında konuşmacı olarak yer alıyor ve burada da ‘iddialara göre’ çok yüksek rakamları talep ediyor veya direkt alıyordu.
Geçtiğimiz mart ayında da İzmir Belediyesi’nin Enver Aysever’e bir atölye karşılığında 238 bin lira ödeyeceği ortaya çıkmıştı. Aysever bu meblağla ilgisi olmadığını iddia etmiş ve Belediye Başkanı Tunç Soyer de ihalenin iptal edileceğini duyurmuştu.
Tartışmalar, sosyal medyada dolaşan bir ihale belgesi üzerine başlamıştı. Söz konusu belgede belediyenin düzenlediği "2021 yılı yaşam boyu eğitim projesi atölye etkinlikleri hizmeti” karşılığında, bir ihale yapıldığı ve bedelinin 238 bin 500 lira olduğu belirtiliyordu.
Bunun yanı sıra belgede, firmanın "atölye etkinliklerini gerçekleştirecek gazeteci yazar Enver Aysever ile aralarında yaptığı protokolü, sözleşme imzalandıktan sonra" idareye sunması gerektiği şart düşülüyordu. Ancak Aysever'in eğitimlere ihaleden önce başladığı iddia edilmişti.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici yazdığı yazıda Enver Aysever'in, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden "Yaşam Boyu Eğitim Projesi" kapsamında "okuryazarlık” atölyesini adrese teslim ihaleyle aldığı haberlerinin ardından belediyelerle mali ilişkiye girmesini eleştirmesinin ardından, kendisini sosyal medyadan hedef alan Enver Aysever'e yanıt verdi.
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, “…Belediye mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde Aysever ile 2020 yılında yüz yüze yapılan toplam 24 saatlik atölye etkinliklerinin başarılı olması nedeniyle 2021 yılında da düzenlenmesine karar verildiği ifade ediliyor.” Bildirici dahil birçok kişi Aysever’in daha önce de bu tarz programlara katıldığını ve para aldığını bilmiyordu.
Enver Aysever de kendisini “Hayatımda hiçbir ihaleye girmedim. Herhangi bir ihale süreci içinde olmadım” diye savunuyordu. Hatta dava dilekçesinde de “ihaleden haberi olmadığını” öne sürüyordu. Ancak mahkemeye sunulan dilekçelere göre programın Aysever için yapıldığı belirtiliyor. Hatta Aysever olmadan programın yapılmayacağı şerhi düşülüyor.
CHP’li belediyelerin dilinden düşürmediği ‘vakıflara belediyeler kaynak olmuş’ iddialarını konuşmak, tartışmak isteyen sözde muhalifler, CHP’li belediyeleri aracılığıyla milyonlar kazandırdıkları; gazeteci, yazar, şarkıcı, dansöz, sanatçı, müzisyen ve diğerlerini konuşmak, tartışmak bir yana, duymak dahi istemiyor.
İzmir’deki yazarlık atölyesi tartışmaları sırasında bir başka belediye ile olan ilişkisi ortaya çıkan Aysever, Mudanya Belediyesi ile aynı projeyi iki dönem yaptığını, çeşitli firma ve belediyelere “Aykırı Sorular” programı düzenlediğini dile getirmişti. Ne kadar ücret aldığını ise saklamıştı.
Bildirici yazısında, “Fakat Aysever bu organizasyonlardan aldığı ücreti açıklamadı. Mudanya, Mersin ve İzmir (2020) belediyelerinden aldığı miktarı bile gizli tuttu. Aysever, bu işlerden elde ettiği kazançlar konusunda şeffaf davranmıyor, rakamları açıklamıyor, açıklayamıyor. Oysa bu organizasyonları ücretli düzenlediğini belirtmesi ve aldığı ücreti açıklaması kamuoyunu yanıltmamak açısından önemli. Örneğin bir politikacıdan para almışsanız -üstelik o da sizinle aynı partiden- ise yaptığınız program gazetecilik, bağımsız yayıncılık faaliyeti olamaz.” diye yazdı.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, kendi adıyla yayımda olan sitesinde Enver Aysever’in gazeteciliğini ve siyasiliğini sorguladığı bir yazı yayınladı.
Yazısında; gazeteciliği bir araç olarak kullandığını belirttiği Aysever’in İzmir Büyükşehir Belediyesi ile geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan ‘hazır’ ihale usulü aldığı seminerleri hakkındaki dava dosyalarına eriştiğini ifade etti. Bildirici, Aysever’in dilekçelerinde kendisini CHP ile Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden savunduğunu ve siyasiliğine vurgu yaptığını aktardı:
“Enver Aysever, Tunç Soyer ve Büyükşehir Belediyesi hakkında açtığı davanın 5 Nisan 2021 tarihli dilekçesinde kendisini “Enver Aysever, ülke çapında takdir edilen, kamuoyu karşısında kişisel ve mesleki anlamda saygınlık elde etmiş bir gazeteci, roman ve oyun yazarı, televizyon sunucusu, siyasetçidir” ifadesiyle tanıtıyor. Hemen ardından da “Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen davet ile aktif siyasete atılmış ve CHP Parti Meclisi üyeliliği yapmıştır” deniliyor. Bir dava dilekçesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun davet ettiğinin yazılmasına neden gerek duyulur, bilemedim. Bu kadar da değil. Öyle övücü ifadeler kullanılmış ki, Aysever dava dilekçesinde göklere çıkarılmış.”
Bildirici, Aysever için: “Belediyelere, şirketlere, çeşitli kurumlara atölye, kurs, seminer düzenleme teklifleri götürüyor; oralardan para kazanıyor. Gazeteci kimliği de bu işleri yaparken kullandığı bir araç.” diye yazdı.
Aysever’in siyasi ve gazetecilik etiklerini çiğneğini ifade eden Bildirici, Aysever’in kendisini siyasi olarak övdüğü dilekçe için şu yorumda bulundu:
“Fakat burada asıl önemli olan Aysever için “Eski siyasetçi” denilmemiş olması. Halen CHP’de aktif siyaset yaptığının vurgulanmış olması. Böyle olunca da Aysever’in CHP yönetimindeki İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki atölye etkinliklerini hangi kimliğiyle düzenlediği sorusu ortaya çıkıyor. Eğer bir gazeteci/yazar olarak değil de politikacı olarak etkinlik düzenlediyse kendi partisinden bir başkanın yönettiği belediyeye iş yapmış, mali ilişki kurmuş demektir. Bu da gazeteciliğin yanı sıra politika etiğinin alanına girer. Dikkatinizi çekerim, Aysever, gazeteci ve aktif siyasete giren biri olarak tanıtılıyor dilekçede. Burada gazetecilik açısından da etik sorun var. Hem aktif siyasetçi hem de bağımsız ve tarafsız bir gazeteci olunamaz. Gazetecilik ve politika farklı alanlardır.”