Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, Karaman'daki çocuk istismarı iddiasına ilişkin, "Böyle bir durumda bile hala bu işi örtbas ettiğimiz ile ilgili bir durum var. Bir yere kaçtığımız yok. Varsa bir suçumuz bununla ilgili her şeyi yapmaya hazırız. Toplumun yüreğine umarım su serpilir. Dava sürecini takip edeceğiz. Hak ettiği cezayı umarım bu kişi alır. Medyadan takip ettiğim kadarı ile 600 yıllık bir ceza isteniyor. Benim inancıma göre, bu 600 yıllık ceza bile az, bu kişinin idam edilmesi gerekir" dedi.
Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, Karaman'daki çocuk istismarına ilişkin dün akşam Habertürk TV'de konuştu. Dilberoğlu, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Mağdur ailelerin de avukatlığını almaya gayret ederek onlara psikolojik destek vererek dava sürecini takip edeceğiz. İnşallah dava süreci uzun sürmez bir an önce adalet yerini bulur.
"600 yıl ceza az, idam gerekir"
Dava sürecini takip edeceğiz. Hak ettiği cezayı umarım bu kişi alır. Medyadan takip ettiğim kadarı ile 600 yıllık bir ceza isteniyor. Benim inancıma göre, bu 600 yıllık ceza bile az, bu kişinin idam edilmesi gerekir.
Böyle bir durumda bile hala bu işi örtbas ettiğimiz ile ilgili bir durum var. Anti parantez olarak bunu da vurgulamak isterim. Yurt değil, şube merkezimiz açık. Çocuklarımız var. Gidiyorlar, geliyorlar sürekli bir şeyi göstermiyor. Üniversite, ortaokul öğrencilerimiz de var.
Bir yere kaçtığımız yok. Varsa bir suçumuz bununla ilgili her şeyi yapmaya hazırız. Toplumun yüreğine umarım su serpilir."
"Eşimle paylaştığımda ağladı"
Haberi eşiyle paylaştığında eşinin de çok üzüldüğünü belirten Dilberoğlu, "Çok üzüldüm. Mütevelli heyetimiz çok genç. Bir çoğu evli. Herkes kendi çocuğunu bu çocukların yerine koydu. Ben eşimle bu bilgiyi paylaştığım zaman ağladı. 'O adamı bıçaklamak istiyorum' gibi bir ifade kullandı. Bu sağlıklı, normal düşünen bir insanı sarsmayacak bir durum değil. Bizde derin yaralar açtı. Fakat bu adamın eylemi ile ilgili ne yapılabilir bundan sonrası ile ilgili ne tür tedbirler alabiliriz noktasında bu bizi derin düşüncelere sevk etti" diye konuştu.
"Haber çıkmasaydı öğrenir miydik? Kapatılır mıydı?" sorusuna Dilberoğlu şu yanıtı verdi: "Öyle bir şey olması mümkün değil. Bizde de bir acziyet var. Ne kadar kudretli olduğumuz iddia edilse de dosyadaki bilgilere vakıf olamadık uzun bir süre. Kendimizi savunamadık. 45 diye bir rakam ortaya atıldı biz bunun gerçek olup olmadığını bir hafta içinde ancak öğrenebildik. Bu kadar büyük bir yeteneğimiz varsa bu kadar dosyayı kapatma ile ilgili becerimiz varsa öncelikle kendi vakfımız aleyhine, etrafımızda bir algı oluşturulmasına yönelik tedbirler alabilirdik. Hayır bu böyle değil deyip belgeleri koyabilirdik. Bunu yapmaktan aciz olan bir vakıf, bilgi almak için didinen vakıf, o dediğiniz işlemi nasıl yapabilir? 'Gizlilik kararı ya da bu medya haberi olmasaydı bu dosya kapatılacaktı' böyle bir şey olabilir mi? 10 veli kişiden şikayetçi olmuş. Savcılık makamı mutlaka incelemek ve sonuçlandırmak durumunda. Adli tıp raporları da var. her şey sabit. Bunu göz ardı, örtbas etmek, bu kişini cezalandırılmaması ile ilgili bir çalışma içirişinde olmak mümkün değil."