Enerji fiyatlarındaki artış, yaptırım altındaki Rus ekonomisini nasıl etkiliyor?

Chris Miller kapsamlı makalesinde yaptırımların Rusya'ya Rusya halkının gündelik yaşamına etkilerini tartışıyor.

Chris Miller / Fikir Turu

Enerji fiyatlarındaki artış, yaptırım altındaki Rus ekonomisini nasıl etkiliyor?

24 Şubat 2022’de Rusya Ukrayna’ya yönelik işgal girişimini başlattıktan sonra birçok sektörde Batı’nın ekonomik yaptırımlarına maruz kaldı. Peki bu yaptırımlar başta enerji ve sanayi sektörleri başta olmak üzere Rus sanayisini ve sıradan Rus vatandaşlarını nasıl etkiledi? Rus hükümeti yaptırımların etkisini hafifletmek için hangi tedbirlere başvurdu? Rusya bu yaptırımlara rağmen Ukrayna’da yürüttüğü savaşı idame ettirebilecek mi?

Tufts Üniversitesi’nde çalışmalarını yürüten Doç. Dr. Chris Miller tarafından Foreign Affairs dergisi için kaleme alınan yazıda, yaptırımlar karşısında Rus ekonomisinin mevcut durumu ve gelecekte karşılaşabileceği zorluklar ele alınıyor. Yazıdan önce çıkan bazı bölümleri paylaşıyoruz:

“Nisan ayında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlangıcından yalnızca haftalar sonra, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Batı’nın Rus ekonomisini asla boğamayacağını öne sürdü, “Rusya’ya yönelik bu politikanın başarısız olduğunu şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. (…)

Rusya ekonomisi iyiye mi gidiyor?

Putin ve diğer Rus liderlerden böyle meydan okuyucu tavırlar beklenebilir. Ancak şimdi, savaşın başlangıcından ve yaptırımların uygulanmasından altı ay sonra, birçok gözlemci Batı tarafından uygulanan yaptırımların öngörülen sert etkilere sahip olup olmadığını sorguluyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi uluslararası gözlemciler Rusya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sına (GSYH) ilişkin tahminlerini bu yılın başlarına kıyasla yukarı yönlü revize ettiler (IMF, temmuz ayında Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda Rusya’nın gayrisafi yurtiçi hasıla tahminini yüzde 2.5 artırdı.) Rusya ekonomisi, yaptırımların uygulanmasının hemen ardından yapılan ilk tahminlerle karşılaştırıldığında, kısmen Rusya’nın teknokratik politikaları ve kısmen de petrol ve doğalgaz fiyatlarının yüksek kalmasına sebep olan küresel piyasalarındaki sıkışıklık nedeniyle beklenenden daha iyi bir performans sergiledi.

Ancak Rusya’nın ekonomik açıdan gösterdiği nispeten iyi performans bir bağlama oturtulmalı. Çok az gözlemci ve politikacı yaptırımların Rusya’yı birkaç ay içinde savaşı sonlandırmaya zorlayacak kadar zarar vermesini bekliyordu, bu nedenle Rusya’nın savaşı sürdürmesi kimseyi şaşırtmamalı.

Rusya’nın ekonomisi yine de can çekişiyor; 2008 mali krizi sırasında görülenden daha sert bir ekonomik durgunluk ile karşı karşıya ve bunun ardından kriz sonrasında ekonomik büyümede meydana gelen toparlanmanın gerçekleşmesi pek olası değil.

Yaşam standartları, sürdürülmesi zor olacak ve muhtemelen önümüzdeki yıl hükümet bütçesi ile ilgili zor kararların alınmasını gerektirecek sosyal harcamalarla destekleniyor. Putin şu ana kadar Ruslara “özel bir askerî operasyonun” yürütüldüğünü anlatıyordu, halka zorlu fedakarlıklar dayatacak bir savaş değil. Ancak zaman geçtikçe savaşın maliyeti ve yaptırımların sıradan Rus vatandaşları üzerindeki etkileri daha da artacaktır.

Rusya’da kemerler sıkılıyor

Rus ekonomisinin durumunu tatbik etmek için birtakım makroekonomik verilerle başlayalım.

Rusya’nın GSYH’si geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde beş oranında küçüldü ve savaşın başlamasından bu yana düşüş oranı her ay artış gösterdi. Rusya’nın petrol ve doğalgaz sektörlerini de içeren sanayi üretimi geçen yıla kıyasla (yüksek enerji fiyatlarının bir yansıması olarak) yalnızca yüzde iki oranında küçülmüş olsa da Rus sanayisinin imalat sektörü yüzde 4,5 oranında geriledi. Enflasyon ise yüzde 15’in biraz üzerinde seyrediyor ve Mart ayında rublenin önce düşüp sonra toparlanmasının ardından yüzde 18’e yaklaşarak zirveyi gördükten sonra bir miktar gerilemiş durumda.

Aylık ücretler, enflasyon hesaba katıldığında geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde altı oranında azaldı. (Bazı analistler Rusya’nın resmî verilerine şüpheyle yaklaşıyor, ancak Devlet İstatistik Kurumu’nun geniş çaplı bir manipülasyonda bulunduğuna dair bir kanıt yok).

Rusya’nın enflasyon istatistikleri, belirli ürünleri satın almanın artık zaman zaman zor (örneğin iPhone’lar söz konusu olduğunda) ya da neredeyse imkansız (Lexus otomobiller söz konusu olduğunda) olduğu gerçeğini tam olarak yansıtmayabilir. Benzer şekilde, enflasyon verileri ürünlerdeki kalitenin düşüşünün etkisini ölçmekte de zorlanıyor. Örneğin Rus hükümeti, yaptırımların yol açtığı tedarik zinciri sorunları nedeniyle artık üretilmesi zor olan hava yastıklarına veya kilitlenmeyen firen sistemine sahip olmayan araçların satışına izin vermek için yönetmelikleri değiştiriyor. Ürün kalitesindeki bu düşüş, enflasyon verilerine yansımayacak, ancak en nihayetine Ruslar, özellikle de artık erişilmesi daha zor olan ithal malları nispeten daha fazla tüketen kentli, daha varlıklı Ruslar tarafından hissedilecek.

Hükümet kurumları tarafından belirlenen enflasyon oranları dikkate alındığında bile, ücretler keskin bir düşüş eğiliminde ve geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde altı daha düşük. Yaşlı Rusların başlıca gelir kaynağı olan emekli maaşları gibi sosyal yardım ödemeleri, savaşın başlangıcından bu yana enflasyon nedeniyle aşınmaya uğradı. Hükümet bunu telafi etmek için Haziran ayında emekli maaşlarını yüzde sekizin üzerinde arttırdı, ancak önümüzdeki aylarda bütçede büyük miktarda sosyal harcama artışları yapılmazsa, sıradan bir Rus vatandaşının geliri yılın ikinci yarısında azalmaya devam edecek.

Perakende satışların yaklaşık yüzde on oranında düşmesi, tüketicilerin bütçelerinin daha sıkı bir hale geleceği beklentisiyle şimdiden tasarruf etmeye başladığını gösteriyor.

Petrol akmaya devam ediyor

Rus vatandaşları yaşam standartlarındaki düşüşün etkisini yeni yeni hissetmeye başlamış olsa da, bazı sektörler şimdiden ağır bir darbeye maruz kaldı. Hem hammadde hem de imalat firmalarını içeren toplam sanayi üretim verilerine bakmak yerine, her bir sektörü ayrı ayrı analiz etmek daha aydınlatıcı olacak.

Hammadde sektörü çok az etkilendi, fiyatların yüksek olduğu ve Batı’nın uyguladığı yaptırımların petrol de dahil olmak üzere çoğu emtianın serbestçe ticaretinin devam etmesini sağlamak üzere tasarlandığı düşünüldüğünde böyle bir durum şaşırtıcı değil.

Rus ekonomisi mukavemetinin büyük bir kısmını doğal kaynak ticaretine borçlu. Birleşik Krallık ve AB, ABD’nin sessiz diplomatik desteğiyle bu yılın sonlarına doğru Rus petrol ihracatına karşı yürürlüğe girmesi beklenen yaptırımları yumuşatıyor. Batı, enerji fiyatlarının yükselmesini önlemek için Rusya’nın petrol ihracatını Çin ve Hindistan gibi diğer müşterilere yönlendirmesini engelleme çabalarından geri adım attı. Şimdi, yaptırımlarda yapılan son değişiklikler kapsamında, Avrupalı firmaların Rus petrolünü üçüncü taraflara sevk etmesine izin verilecek.

Batı, Rusya’nın petrol ve doğalgaz ihracatına çok fazla yaptırım uygulamadığından ve AB’nin petrol ithalat yasağı Aralık ayına kadar yürürlüğe girmeyeceğinden, Rus petrol ihracatının hacmi yaptırımların uygulanmasından bu yana büyük ölçüde değişmedi. Yaptırımlar şu anda Rusya’yı küresel gösterge fiyatlarına göre varil başına yaklaşık 20 dolar indirimle petrol satmaya zorluyor. Yine de Rus hükümetinin petrol ihracatı vergilerinden elde edilen gelire ilişkin açıkladığı en güncel aylık veriler, ülkenin Ocak ayında elde ettiği ihracat geliri kadar gelir elde ettiğini gösteriyor. Buna karşılık, Rusya için petrol ihracatından çok daha önemli olan doğalgaz ihracatından elde edilen gelirler, Kremlin’in Avrupa’ya satışları kısıtlamasının ardından düşüşe geçti.

Sanayide sıkıntılar

Rus sanayisinin geri kalanı, enerji sektörünün aksine ağır bir darbe aldı.

Yaptırımlardan en kötü etkilenen sektörler arasında otomobil, kamyon, lokomotif ve fiberoptik kablo üreticileri yer alıyor ve bu sektörlerin her birinde üretim yarı yarıya düştü.

Yabancı mülkiyetinden veya karmaşık tedarik zincirlerinden daha az etkilenen tekstil veya gıda gibi diğer sektörlerde ise üretim geçen yıla kıyasla sabit kaldı hatta yer yer artış gösterdi.

Sanayide gerçekleşen aksaklıkların bir nedeni, Rusya’da fabrikaları bulunan Japon, ABD ve Avrupalı firmaların ülkeden çekilmesi oldu. Bu fabrikalardan bir kısmı Rus mülkiyeti altında tekrar açılacak, ancak bunları yabancı yatırımcıdan bağımsız bir şekilde işletmek zor olabilir. Üreticiler gerekli malzemeleri tedarik etmekte de zorlanıyor. Üretim için gerekli olan materyalleri yurtdışından temin etmek artık çok daha zor, çünkü resmî kısıtlamalara tabi tutulmayan ürünlere dahi erişmek, bu ürünleri temin etmek ve ödemesini gerçekleştirmek daha güç bir hale geldi.

Önümüzdeki ayların en önemli sorusu, sanayideki bu aksaklıkların şiddetlenip şiddetlenmeyeceği ya da çözülüp çözülmeyeceği. Bir yandan, Rusya’nın alternatif ödeme ve lojistik ağları kurmak için elinde neredeyse altı ay vardı, bu da yaptırıma tabi olmayan bazı ithalatların ülkeye ulaşmasını sağlamak için yeterli olmalıydı. Aylık veriler Rusya’nın sanayi ürünleri ve bileşenleri ithalatının savaş öncesi seviyelerin çok altında kaldığını gösteriyor.

Yaptırımların sıradan Rus vatandaşları üzerindeki etkisi artacak

Rus sanayi sektörüne neler olacağı birkaç nedenden dolayı önemlidir.

Sanayi, özellikle Rusya’da monogorod olarak bilinen, genellikle Urallar veya Sibirya’da bulunan ve tek bir fabrika veya sanayi koluna bağlı olan kentlerde çok önemli bir istihdam kaynağıdır. Geçmişte, bu tür şehirlerde toplu işten çıkarmalar büyük protestolara ve siyasi istikrarı bozan sosyal çalkantılara neden oldu.

Bir Rus düşünce kuruluşu tarafından yakın bir tarihte yapılan araştırma, monogorodların yarısının yaptırımlardan olumsuz bir şekilde etkilendiğini ortaya koydu. Rus hükümeti, kendi kısıtlı bütçesi göz önünde bulundurulduğunda, zor durumdaki sanayi sektörlerini desteklemek için finansal kaynak bulmakta zorlanacaktır.

Kremlin’in, muhtemelen savaşın maliyetlerini gizlemek için, harcamalarla ilgili ayrıntıları açıklamayı durdurmasıyla birlikte Rus hükümetinin mali vaziyetini değerlendirmek daha da zorlaştı. Rusya’nın ayrıntılı bütçe verilerini açıkladığı son ay olan Nisan’da savunma harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 40 oranında artmıştı. Ukrayna’ya yönelik saldırının finanse edilmesi için daha yüksek maaşlar ile operasyonel masraflara ek olarak, Kremlin’in Ukrayna savaşında hasar gören ya da imha edilen çok sayıda ekipmanı tekrar tedarik etmek için gelecekte önemli miktarda kaynak ayırması gerekecek. Savaşın maliyetleri yalnızca merkezi hükümet için değil, aynı zamanda gönüllü birlikler oluşturmaları istenen bölgesel idareler için de giderek artıyor.

Harcamaların bu şekilde artması önümüzdeki yılda enflasyon baskısını artıracaktır. Hükümet eskisi kadar gelir elde edemiyor. Haziran ayından bu yana dünya petrol fiyatlarında görülen mütevazi düşüş ve Rusya’nın elindeki petrolü ciddi indirimlerle beraber satmak zorunda olması, Rusya’nın petrol ihracatından elde ettiği vergi gelirini işgalden sonraki ilk aylarda elde ettiği yüksek gelirlere kıyasla daha normal seviyelere indirdi. Ancak petrol dışındaki gelirler önemli ölçüde düştü. 2022 yılının ilk yedi ayında petrol dışındaki gelirler, enflasyon hesaba katıldığında, yaklaşık yüzde 15 oranında azaldı ve bu rakam yılın geri kalanında muhtemelen daha da artacaktır.

Sonuç olarak, mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde Rusya’nın bütçesi büyük miktarda açık vermeye doğru gidiyor. Bu durum önümüzdeki aylarda, özellikle de petrol fiyatlarının ve dolayısıyla vergi gelirlerinin artması halinde değişebilir. Ancak savaş devam ettiği ve yaşam standartları düştüğü sürece harcamalardaki artışların ortadan kalkması pek mümkün görünmüyor.

Bütçe açığının büyümesi halinde Kremlin kendisini zor bir durumda bulacaktır.

Rusya savaşa neredeyse hiç borcu olmadan girdi, ancak Batı’nın yaptırımları çoğu yabancı yatırımcıya yeni tahvil ihraç etmesini engelledi. Kremlin, Rublenin dolar karşısında değer kaybetmesine izin verebilir ki bu da Rusya’nın hükümet harcamalarının tamamının ruble cinsiden olması sebebiyle bütçenin dengelenmesine yardımcı olacaktır. Ancak rubledeki düşüş, enflasyonu artıracak ve bu süreçte yaşam standartlarını düşürecek ve Kremlin’in yaptırımların işe yaramadığı ve Rus ekonomisinin etkilenmediği yönündeki söylemlerini zayıflatacaktır.

Rusya ekonomisini neler bekliyor?

Kremlin, Rusya ekonomisinin istikrara kavuştuğu konusundaki ısrarında bir yönden haklı.

Bankaları mali bakımdan güçlü, çoğu sanayi sektörü normal şekilde işliyor ve kritik enerji sektörü petrol üretmeye devam ediyor. Lüks otomobiller artık ulaşılmaz olsa da market raflarında bol miktarda yiyecek var. Otomobil ve çamaşır makinesi gibi ürünlerin üretimi beklenenden çok daha düşük olacak, bu nedenle tüketiciler mümkünse büyük alımları erteleyecek. Kremlin için en iyimser senaryo, Rusların kemerlerini sıkması ve durumu idare etmesi.

Bununla birlikte, yaptırımların başlangıçtaki etkisi Batı’nın umduğundan ya da Rusya’nın korktuğundan daha az dramatik olsa da, hem savaşın hem de yaptırımların maliyeti artıyor.

Rus liderler şimdilik altı aylık Batı yaptırımlarını atlattıkları için mutlular. Ancak önümüzdeki yıl, Rus sanayisi ithal Batılı bileşenlerin olmadığı bir dünyaya uyum sağlamakta zorlanmaya devam edecek. Petrol fiyatlarında bir yükseliş olmaması halinde, Rus hükümeti sosyal harcamalara devam etmek ile bütçe açıklarına ve yüksek enflasyona tahammül etmek arasında daha zorlu bir denge kurmak zorunda kalacak.

Rus ekonomisi Kremlin’in Ukrayna’daki savaşını durdurmaya zorlayacak şekilde çökmeyecek. Ancak ülke ciddi bir ekonomik durgunluk, giderek düşen yaşam standartları ve hızlı bir toparlanma konusunda umutsuzluk ile karşı karşıya.”

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu