Çağdaş emperyalizm bir yandan siyonist işgalle birlikte, Gazze'de kuşatmaya alınan mazlumlara sadece insanî yardım götürmek ve ambargoyu kırmak amacıyla harekete geçen İkinci Özgürlük Filosu'nu engellemek için savaşırken bir yandan da insanlara hakkı, doğruyu anlatmak için yola çıkanları derdest ediyor.
Emperyalizmin ana merkezlerinden birini oluşturan İngiltere'nin Kudüs muhafızı Raid Salah'ı gözaltına almasının İkinci Özgürlük Filosu'nun engellenmesi çabalarıyla da irtibatının olduğunu sanıyorum.
Emperyalizmin, siyonist işgale karşı yürütülen hak ve özgürlük mücadelesini yahut bu mücadeleye destek verilmesini töhmetli hale sokmak amacıyla Avrupa'da yaygın olarak kullandığı bir gerekçe var: Antisemitizm. Oysa bu suç Avrupa'nın kendi kara sicilidir ve bugün toprakları gasp edilen, kendilerine karşı her türlü zulüm uygulamalarına başvurulan Filistinlilerin hak ve özgürlük mücadelesini hedefe yerleştirme, mahkûm etme ve hukuk dışı gösterme amacıyla kullanmak istiyor. Fakat onların bu taktikleri ve oyunları Filistin halkının işgale karşı yürüttüğü haklı ve meşru mücadeleyi gayrimeşru hale sokamaz.
Siyonist işgal devleti, Gazze'ye uygulanan insanlık dışı ambargoyu kırmak için harekete geçen Birinci Özgürlük Filosu'na denizde saldırmakla çok kötü bir tecrübe yaşadı. Saldırıda her ne kadar filoya ve filoda bulunanlara eziyet ettiyse ve zarar verdiyse de sonuç her yönüyle onun aleyhine oldu. Ambargoyu kırma amacı da tümüyle olmasa bile kısmen gerçekleşti.
İşte bundan dolayı işgalciler İkinci Özgürlük Filosu'yla denizde karşılaşmak istemiyordu. Çünkü böyle bir durumda ne tür tavır sergilerse sergilesin sonuç aleyhine olacaktı. Saldırması ve cinayet işlemesi durumunda belki birinciden daha sert tepkiyle karşılaşacak ve dünya genelinde üzerine daha fazla yüklenilecekti. Saldırmadan geri çevirmek istemesi durumunda filo Gazze yolunun açılması talebiyle denizde bekleyecek, bu süreçte de doğal olarak Gazze ve Filistin gerçeği dünya kamuoyunun gündeminde tutulacak, işgal devleti ister istemez ambargoyu kademeli de olsa hafifletmeye zorlanacaktı. Filonun uluslararası denetim altında Gazze'ye yanaşmasını kabul etmesi durumunda da ambargo kırılmış, deniz yolunun açılması konusunda yeni filolara cesaret kazandırılmış ve böylece kuşatmaya karşı harekete geçenlerin amacı gerçekleşmiş olacaktı.
O yüzden filonun hiç yola çıkmamasını, yola çıkmasının önlenmesini ve böylece onunla denizde karşı karşıya gelmemek istiyordu. Tehditleri bir saldırı planının olmasından değil tamamen kendi korkusundan kaynaklanıyordu. Karşı tarafı korkutmak ve bu yolla onu harekete geçmekten vazgeçmeye zorlamak suretiyle kendi korkusundan kurtulmak istiyordu. Fakat bu yöndeki çaba ve çalışmalarından sonuç alamadı. Filo tüm tehditlere rağmen yola çıkma, insanlık dışı ambargonun üzerine gitme kararlılığını korudu.
Bunun üzerine siyonist işgalci kendisiyle aynı cephede yer alan emperyalist güçlerin tümünü telaşlandırdı ve harekete geçirdi. Filonun Türkiye'den sonra alternatif bir istasyon olarak kullanabileceği tahmin edilen Yunanistan'la köprüleri erkenden kurdu. Ekonomik sıkıntıları olan Yunanistan'ın zaafını değerlendirerek onun reddedemeyeceğini düşündüğü pasta gösterdi. Böylece işgal devleti harekete geçmeden Yunanistan fiilen savaşı başlattı. Filonun Yunan limanlarından çıkmayı başaran gemisini bile siyonist komandolardan önce Yunan komandoları takibe aldı ve Girit'te önünü kesti. Çıkış yapamayanlara karşı ise tedbirleri artırdı.
Bu arada uluslararası emperyalizm ve siyonizmle işbirliği içindeki medya da kamuoyunu yanıltmak amacıyla geniş çaplı bir manipülasyon savaşı başlattı. Gazze'de artık eskisi gibi sıkıntılar olmadığı, Rafah kapısının açıldığı, gemilerle denizden zorlama yapmanın gereksiz bir şov olduğu iddialarını gündeme getirdi. Oysa Gazze'de bugün hayatın en zorunlu ihtiyaç maddeleri arasında yer alan su ve ilaç konusunda ciddi sıkıntı olması bile bu iddiaların yalan olduğunun belgesidir.
Bu gelişmeler emperyalizmin aynı cephede savaştığını, diğer cephede ise insana ve insanî değerlere saygılı olanların yer aldığını gözler önüne seriyor. Yılmamak ve insanlık dışı ambargoyu tamamen etkisiz hale getirinceye kadar cepheyi genişletmek lâzım.
YENİ AKİT