Akif Beki’nin Karar’daki köşesinde yayınlanan konuyla ilgili bugünkü yazısı şöyle:
ABD’yi Kahredecek Hamle
Tam da Perinçek’in Aydınlık gazetesinin “Ankara Esad’la anlaşsın, Afrin’i de YPG’yi de Moskova eliyle Esad’a teslim etsin” dediği yönde gelişiyor olaylar.
Haklılar, ABD’nin Suriye planlarını allak bullak edecek şey bu.
Washington’u en ağır nasıl cezalandırabileceğimize dair genel bir arayış görülüyor medyamızda.
Pentagon’u kahr ve perişan edecek bir rövanş, bir hesaplaşma hamlesi...
Öyle seçenekler beliriyor ki şu bile yazıldı: Elde ABD’nin terör örgütünü silahlandırdığına dair güçlü kanıtlar var. Zaten Trump da IŞİD’i Obama’nın kurdurduğunu söylemişti. Bu ikisiyle ABD’yi ‘terörü destekleyen ülkeler’ arasına sokabiliriz...
Sanki Ankara, suç duyurularıyla Washington’u NATO ve BM’nin kara listelerine aldırmaya hazırlanıyor.
Doğrusu; YPG’nin ABD’den koparak Esad ve müttefiklerinin emrine girmesini sağlarken ABD’yi bir de terörün sponsorları listesine aldırmayı başarmak çifte darbe olur. Amerikan emperyalizminin beli kırılır, daha da iskeleti doğrultup altından kalkamaz.
Fakat gelin görün ki başka dengeler de var, orada bitmiyor...
Anadolu Ajansı şu günlerde Rusya’nın Suriye’deki katliamlarını boşa mı haber yapıyor?
2015’te, ‘terörle mücadele bahanesiyle başlattığı bombardımanlarda Moskova 294 katliam yapmış; okul, hastane, çoluk çocuk demeden 6 bine yakın sivili öldürmüş...’
Dün de Rus uçaklarının ‘bir patates pazarına düzenledikleri hava saldırısı’nın haberini servis etti.
Resmi ajansımız, Moskova’nın son katliamını da teşhir ettiğine göre...
ABD’yi BM’ye şikayet ederken, acaba Rusya’yı da savaş suçları mahkemesine şikayet etmek gibi eşzamanlı bir hazırlık mı var?
Eğer öyleyse daha da içinden çıkılmaz bir karmaşıklığa sürükleniyor demektir denklem.
YUKARISI ABD İSE AŞAĞISI DA RUSYA
Afrin harekatıyla Türkiye’nin köşeye sıkıştırdığı YPG, Esad’dan yardım istemiyor mu? Esad’la anlaştırsın diye Rusya’ya iyice yanaştığı, Afrin’i rejime devretme pazarlığına oturduğu haberleri çıkmıyor mu?
ABD’nin İran ve Rusya’yı dengelemek için elinde tuttuğu tek kart YPG. E bu durumda o kartı ABD’ye kaybettirirken, Rusya ve İran’a biz kazandırmış olmuyor muyuz?
Onlar kazandığında, bunun için savaşan Türkiye de kazanıyor mu peki?
Aksine, YPG’yi ortadan kaldırmak istemiyor mu Ankara? Kafasına vura vura Rusya ve İran’ın kucağına itmek, YPG’yi tehdit olmaktan çıkarıyor mu?
Ayrıca...
ABD’nin YPG’yle ilişki üstünde yakalandığı görüntüler varsa Rusya’nın da haydi haydi var. Birini teröre destekten şikayet edip öbürünü etmemek nasıl olacak?
Kısacası, ABD’yi kahrından kıvrandırayım derken Rusya ve İran’ı sevince boğmak da işine gelmiyor Türkiye’nin.
İnanmazsanız, askerimizle omuz omuza savaşan ÖSO’ya kimler terörist diyor bakın bakalım; İran, Rusya ve Esad’dan başkası mı?
Afrin operasyonunu çarpıtarak teröre destek, Kürt katliamı ve Suriye topraklarını işgalle ilhak girişimi diye karalayan kim? Tahran ve Şam’la kontrollerindeki gazete ve TV’lerden başkası mı?
Mesele, ABD’nin oyununu bozarken Rusya’yla İran’ın oyununa gelmemek velhasılı anti-emperyalist kardeşim. Emperyalizmle ve maşalarıyla mücadele, birine karşı öbürünün ekmeğine yağ sürmekle olmuyor.