HAŞİM AY / HAKSÖZ-HABER
Ali Hamaney'in en üst düzey askeri danışmanı General Yahya Rahim Safevi, ABD'nin Afganistan ve Irak işgalinin İran'ı güçlendirerek, bölgede İran'ın siyasi nüfuzunu arttırdığını söylemiş.
"11 Eylül saldırıları sonrası Irak ve Afganistan'ı işgal eden ABD, bölgede İran'ı güçlendirdi ve siyasi nüfuzunu arttırdı." Bu sözler İran dini lideri Ali Hamaney'in üst düzey askeri danışmanı General Yahya Rahim Safevi'ye ait.
İranlı bir televizyon programına katılan Safevi, Suriye savaşı, Ortadoğu'daki güç mücadeleleri hakkında açıklamalarda bulundu. Tehran Times'ın haberine göre, konuşmasında, Irak ve Afganistan işgallerinin İran'ı güçlendirdiğine vurgu yapan Safevi, siyasette önemli olan kendi çıkarlarının olduğunu ve uluslararası ilişkilerde 'güvenin' olamayacağını söyledi.
ABD ile anlaşma masasına oturan Rusya'ya da uyarıda bulunan General Safevi, "ABD Suriye'de pay almaya çalışıyor. Rusya onlarla masaya oturmamalı" diye konuştu.
Yahya Rahim Safevi, dış politikayı yöneten siyasetçilere de uyarıda bulunarak, “İran'ın uluslararası arenada çıkarları ve payları var. Kimse bunu gözardı etmemeli" dedi.
Safevi’nin bu sözleri İran’ın özellikle de Afganistan işgalinden bu yana belirginleşip Suriye’de zirve yapan dış politikada Müslüman halklar ve İslami hareketler aleyhtarı siyasetinin geldiği noktayı göstermesi açısından dikkat çekicidir. Öyle ki devrimin temel ilkelerine açık bir ihanetin göstergesi olan ve Müslüman halkların tepkisine yol açan bu fırsatçı tutumla hâlihazırdaki İran siyasi kodamanlarının artık övünüyor olması devrimin geldiği noktayı gösteren acı bir tablodur. Dış politikadaki Müslüman halklar ve İslami hareketler aleyhtarı ve emperyalistlerin lehine izlenen fırsat düşkünü siyasetle övünmek Hamaney’in baş askeri danışmanına nasip oldu! Uluslararası siyasete dair yapılan fırsatçı güzellemeler dünyayı adeta mümkün olabilecek en üst düzeyde rant sağlayacak açık bir pazar şeklinde tasvir ediyor. Daha düne kadar “Büyük Şeytan” görülen emperyalist ABD’nin Afganistan ve Irak’ta döktüğü Müslüman kanı üzerinden İran ulusal çıkarları açısından kâr-zarar muhasebesinin yapılması sadece bu kadronun devrimin temel ilkelerinden kopuşunu değil ama aynı zamanda bunlarda edep ve hayâ namına da bir şey kalmadığını gösteriyor. Ümmet, Müslümanların maslahatı, vahdet, kardeşlik, adalet, merhamet, samimiyet, mustazaflara önderlik ve örneklik mefhumları ayaklar altında!
Ne diyelim; fırsatçılık temelinde girdiğiniz dış politika dün Afganistan ve Irak Müslümanlarına ağır mal oldu. Bugün ise hâlihazırda Suriye’de o “bölgesel nüfuz”unuzu kendisine borçlu olduğunuz güçlerle birlikte daha bir çirkinleşiyorsunuz!
“Antiemperyalizm” ve “mustazafların uyanışı” vurgularını bir zamanlar öne çıkaran büyük bir devrimi getirdiğiniz noktaya bakın! Yazıklar olsun! Allah sizi mustazaf müslümanların aleyhine fırsat birlikteliğine girdiğiniz ABD ve Rusya ile birlikte haşretsin!