Emine Erdoğan Suriyeli Sığınmacılara İftar Verdi

Emine Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar için Huber Köşkünde iftar yemeği verdi. Erdoğan, Türkiye'nin adaletsizliklere başkaldıran neredeyse tek ülke olduğunu ve ağır ithamlarla karşılaştığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar için Tarabya'daki Huber Köşkünde verdiği iftarda yaptığı konuşmada, bu iftar sofrasının kendisi için değerinin bir başka olduğunu ifade ederek, Hazreti Muhammed'in asırlar önce ilan ettiği kardeşliğin iftarda yaşandığını söyledi. 

Emine Erdoğan, Medineli Müslümanların kutlu örnekliğinin takipçileri olmayı arzuladıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Evlerimiz sizindir, topraklarımız yurdunuzdur. İkinci vatanınıza hoş geldiniz. Sizlerle burada, İslam ümmetinin bir parçası olma duygusunu idrak ediyoruz. Sofralarımıza bereket, ruhlarımıza esenlik verdiniz. Lütfen, kendinizi evinizde hissedin ki, bu güzel kardeşliğin tohumlarını buraya hep birlikte ekelim. Allah aramızdaki kardeşliği baki kılsın. Acıların, ayrılıkların, savaşların bizi kuşattığı bir dünyada, bu kardeşlik sofrası, çölde bir vaha gibidir. Biliyorum, olmak istediğiniz sofra burası değil. Evlerinizde, akrabalarla çevrili sofralara oturmak isterdiniz. Biliyorum, hiçbir şey, o boşluğu doldurmuyor, sıla hasretini dindirmiyor. Eminim ki, evinizde geçirdiğiniz Ramazanlara özlem duyuyorsunuz. Kalabalık bayram sofralarını özlüyorsunuz. İnanın bizler de, en az sizin kadar Şam'ın, Halep'in eski güzel günlerine kavuşmasını istiyoruz. Çünkü İstanbul kadar, Halep de, Diyarbakır kadar Kobani de bizimledir. Tarihsel kardeşliğimiz, ortak vatanımızdır."

"6.5 milyon insan yerinden yurdundan edildi"

Emine Erdoğan, Suriye'nin, tüm dünyanın kanayan yarası olduğunu ve 6,5 milyon insanın yerinden yurdundan edildiğini aktararak, insan hakları savunucularının sessiz kaldığı bir vasatta olunduğunu kaydetti.

Batılı ülkelerin görmezden geldiği bu halin, 21. yüzyılın insanlık sınavına dönüştüğüne vurgu yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz Türkiye olarak, iç savaştan kaçan 3 milyona yakın Suriyeli ve Iraklı kardeşimizi, ülkemizde misafir etme gayreti içindeyiz. Devletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, büyük bir hassasiyetle inşa ettiği çadır kentlerimizde, 272 bin Suriyeli misafirimiz barınıyor. Geri kalan 25 milyona yakın kardeşimiz ise, şehirlerimizde, aramızda yaşıyor. Urfa, İstanbul, Hatay, Antep ve Adana başta olmak üzere, şehirlerimiz, kalbini bu kardeşliğe açmış durumda.

75 bin Suriyeli çocuğumuz, devletimizin okullarında okuyor, 250 bin evladımız ise, kamplarımızdaki Geçici Eğitim Merkezlerinde eğitim alıyor. Toplamda 325 bin çocuğumuzun eğitim imkanına erişmiş olduğunu biliyoruz. Fakat elbette bu oranı yüzde 100'e çıkarmak, 5-18 yaş aralığındaki tüm çocukları okulla buluşturmak en büyük arzumuz. Çocuklukları ellerinden alınan yavrularımız, kayıp bir nesil olsun istemiyoruz. AFAD, Kızılay başta olmak üzere canla başla çalışan sivil toplum kuruluşlarımızın başkanları ve temsilcileri şu an aramızda bulunuyor. Faaliyet alanı ne olursa olsun, hemen tüm vakıf ve derneklerimizin, bir Suriye gündemi olduğunu bilmenizi isterim. Çünkü biz, Suriye meselesini bir insanlık meselesi olarak görüyoruz. Bu konudaki duyarsızlıkları, insanlığın vicdanına sığdıramıyoruz."

"Aylan Kurdi bebeğin acı hatırası, gözümüzün önünden gitmiyor"

Kendi medeniyet anlayışının bunu gerektirdiğini belirten Erdoğan, "3 yaşındaki Aylan Kurdi bebeğin acı hatırası, gözümüzün önünden gitmiyor. Uluslararası yardım beklemeden, kendi öz kaynaklarımızla sağlık, eğitim ve sosyal yardımlar yapıyoruz. Kamplarımızda kadınlarımıza mesleki kurslar açarak, acılarını biraz olsun dindirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin bu çabası, küresel mecralarda takdir görüyor. Dünyanın en modern kampları övgülere mazhar oluyor. Fakat ne çare ki, iş kapıları açmaya, hizmet sunmaya gelince, uluslararası toplum sessizliğe gömülüyor. Çocuk ve kadın hakları savunucuları gözlerini yumuyor. Tüm dünyaya sesleniyorum; çocukların küçük bedenleri savaşın bu ağır yükünü nasıl taşısın? Kadınların kalbi, tel örgüler ardında bıraktıkları hatıralara nasıl dayansın?" diye konuştu. 

"Suriye'de barış ikliminin tesisi için dua ediyorum"

Vatandaki bir günün, gurbetteki 100 yıla değişilmeyeceğini bildiğini ifade eden Erdoğan, "Vatan sevgisi fıtridir. Can sevgisiyle birbirinin aynıdır. Bu yüzden 'vatan toprağı şifadır' derler. En kısa zamanda ülkenize dönebilecek vasatın oluşmasını diliyorum. Suriye'de barış ikliminin tesisi için dua ediyorum." ifadesini kullandı. 

AA

Gündem Haberleri

ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir
HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi